Yüzyıllar önce yaşanan felaketler gerçekleşmeden kendisini belli etse de, insanların bu konuda yapabileceği pek bir şey yoktu. Yalnızca kuşku bile duyulup, sonrasında bir an önlem alınmadığında böyle olayların sonu acıyla bitebiliyor. 1902 yılında Karayip denizindeki Martinique adasının St. Pierre şehrinde yaşanan bir yanardağ patlaması, günler öncesinde saldığı dumanla her ne kadar olağandışı bir duruma sinyal verse de, çevre halkı buna aldırmayıp yaşantısını sürdürmeye devam etti. Maalesef yanardağ patladığında acı fatura tüm şehre çıktı.

30 bin insanın ölümüne yol açan Pelee yanardağı patlaması, 20. yüzyılın ilk en büyük felaketi olarak takvimlere düştü. Karayip denizinde yer alan Fransa'nın denizaşırı bölgelerinden Martinique'in St. Pierre şehrindeki Pelee yanardağı alevlenince bir dakikadan kısa bir sürede bölgede yaşamı durdurdu.

Tarihler 8 Mayıs 1902'yi gösterdiğinde, tüm St. Pierre şehri küle dönerken bu faciadan yalnızca 3 kişi hayatta kalabildi.

Günler öncesinde yanardağdan dumanlar yükseldiğinde bölge halkı tehlikeden şüphe duymadan yaşantısını devam ettiriyordu. Günlerce yükselen duman, tüm göğün kül bulutuyla kaplanmasına neden olmasına rağmen yöre halkı ısrarla umursamazlığını sürdürdü. İnsanların kasabayı terk etmemesi için tüm gazeteler adeta seferber olup tehlike duyulacak hiçbir şey olmadığını gösteren manşetler dahi attı.

Kasabayı terk etmeye çalışan insanlar engellenerek yerlerinde kalınması sağlandı, oysa olacak facianın farkında değildi.

8 Mayıs günü gelip çattığında kasaba halkı "Mesih'in cennete yükseliş bayramı"nı kutlamak için meydanlardaydı. Patlama tam da bu esnada gerçekleşti, önce gökyüzünü kocaman bir mantar bulutu kapladı, ardından 2000 derecelik bir ısı kentin tamamına hakim oldu.

Patlamanın şehrin büyük bölümüne nüfuz etmesi 60 saniye bile sürmedi. Kent alev alev yanmaya devam ettiğinde insanların yardımına koşabilecek kimse yoktu.

Patlamadan kurtulan kişilerden biri Havivra Da Ifrile adlı 10 yaşındaki bir kız çocuğuydu. Çocuk evinin yakınındaki bir mağaraya sığınarak felaketten kurtulmuştu.

Havivra Da Ifrile, daha sonra bölgeye gelecek bir yardım ekibi tarafından bulunmuştu.

Patlamadan ikinci kurtulan kişi Léon Compère-Léandre adlı bir bölge sakiniydi. Léon Compère-Léandre kendisini feci şekilde kaynayan okyanusun sularına bıraktı.

Bütün vücudu yanmış olmasına rağmen genç adam bir şekilde hayatta kalmayı başarabildi.

Son kurtulan kişi ise Louis-Auguste Cyparis ismindeki bir idam mahkumuydu. Louis-Auguste Cyparis, patlama gerçekleştiğinde taş hücrede infazını bekliyordu. Taş hücrede kaçacak hiçbir yeri yoktu.

Hücrenin bulunduğu yer, bir anda bölgede en korunaklı yerlerden biri olmuştu. Cyparis yaralı bir şekilde sonraki günler gelecek yardım ekibini bekledi.

Bu üç kişi dışında maalesef St. Pierre ve yaşamını yitiren 30 bin kişi o kadar şanslı değildi. Şehir 60 saniye bile sürmeyen bir patlamayla tamamen küle dönmüştü.