Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sıla Topbaş

Sıla Topbaş

MUNSAP

Okul reddi sosyal fobiye dönüşebilir

Okullar açıldı. 18 milyonu aşkın öğrenci ve 1 milyonu aşkın öğretmen için ders zili çaldı. İstanbul'da da 2 milyon 819 bin öğrenci, 198 bin öğretmen 7 bin 60 okulda ders başı yaptı...

 İlkokula yeni başlayan minikler için okula alışma süreci bitti onlar da normal derslerine başladı. Özellikle birinci sınıfa gidecek öğrencilerde görülen okul reddi ve ağlama krizleri daha çok ailesine bağımlı yetiştirilen çocuklarda görülüyor. Böyle durumlara karşı ailelere tavsiye veren Çocuk Ergen Uzmanı Klinik Psikolog Aynur Sayım, bu durumdaki çocukların asla korkutulmaması gerektiğini söyledi. Çocuğa anlayışlı yaklaşmak gerektiğini vurgulayan Aynur Sayım velilere şöyle sesleniyor: "Okul reddi ve okul korkusu, çocuğun okula gitmeye karşı korku duyması, okul zamanına doğru yoğun kaygı ve panik belirtileri göstermesi şeklinde çocuğun yaşadığı durumdur. Okul saati yaklaştıkça çocukta karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı gibi somatik şikâyetler olur. Ağlama-bağırma-hırçınlık-öfke nöbetleri, hatta kaygı arttıkça kusma görülebilir. Okul saati geçtikten sonra, bu belirtiler kaybolur."

Okul korkusu ya da okul reddi durumlarında yapılması gerekenleri de belirten Aynur Sayım, bu tavsiyelerini şöyle sıraladı:

* Korkutma, tehdit, şiddet kullanılmamalı, yargılama yapılmamalıdır.

* Çocuk, okula gitmediği sürece, okula başlama güçleşir. Ailenin "Bir süre bekleyelim, geçer belki" yaklaşımı yanlıştır. Sorun daha da büyür.

* Çocuk, onu rahatsız eden bir duruma karşı duygusal bir tepki vermektedir. Bunu fark edip onu anlamaya çalışmak en doğru yaklaşımdır. Çocukla empati kurmak, onu anlamaya çalışmak gerekir.

* Okul reddine hangi durum ve duygunun neden olduğunu bulup, bu sorunun çözülmesi için çalışılmalıdır.

* Bunun için aile, bir psikiyatri merkezinden yardım almalıdır. Psikiyatrik yaklaşım ve psikoterapi birlikte götürülmelidir.

* Ailenin, çocuğun okula devamıyla ilgili kararlı olması gereklidir. Fakat çocuğa, bu sorunun tüm aileyi ilgilendirdiği, sadece çocuğun sorunu olmadığı hissettirilmelidir.

* Öğretmen ve ailenin sıkı iş birliği içinde olması gereklidir. Öğretmenin güven verici ve zorlayıcı olmayan tarzı önemlidir.

Uzman Aynur Sayım okul korkusu belirtilerini ise şöyle sıraladı:

* Anaokulu ve ilkokula yeni başlayan çocuklarda daha çok ayrılma kaygısı şeklindedir. Çocuk, anne-baba ya da bakım veren kişiden ayrılmak istemez. Özellikle ailesi tarafından bağımlı yetiştirilen çocuklarda görülür. Aşırı koruyucu ebeveynler, çocuğun bireyselleşmesini engeller. Çocuğun sosyal ortamlarda kendine güveni azdır. Yalnız kalınca nasıl davranacağını bilemez, korkar.

* Okuldaki bir duruma gösterdiği tepki şeklinde olabilir. Öğretmenin tavrı, arkadaşlarının alay etmesi gibi örnekler verilebilir.

* Psikiyatrik bozukluklarda ortaya çıkabiliyor. Örneğin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), Özel Öğrenme Güçlüğü, zekâ engeli, davranım bozukluğu, depresyon ya da sosyal fobi gibi psikiyatrik rahatsızlıklarda görülebilir. Bu duruma, ailenin baskısı da eklenirse, çocuk zorlanır, yargılanırsa, kaygısı artar, panik içine girer ve okul reddi, okul fobisine dönüşebilir. Sebep olarak öğretmenden korktuğunu, arkadaşlarıyla anlaşamadığını söyleyebilir, bazen sınıftan çıkma, okuldan kaçma görülebilir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları