Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Levent Doğan

Levent Doğan

Yazar

Öfke Hunisi

Gallup''un 2020''deki raporuna (Global Emotions Report) göre dünya son 15 yılda hiç olmadığı kadar üzgün, kızgın, endişeli ve daha stresli bir yer.

Bunca olumsuz duygunun şiddeti artmışken duygu yönetimi öğrenmek de önem arz ediyor.

Fakat duygu yönetimi derken bazen çok işlevsiz yönlendirmeler görebiliyoruz.

Örneğin, hep öfkeden bahsedilirken bir Çin atasözü devreye girer:

"Bir anlık öfkede sabredersen, yüz günlük kederden kurtulursun."

Oldukça bilge bir laf. Herkesçe de anlaşılır.

Fakat anlaşılan o ki bunu söylemesi uygulamasından çok daha kolay.

Hemen hemen herkesin öfkesinden dolayı pişmanlık duyduğu bir anısı vardır.

Dolayısıyla biliyoruz ki işitince çok bilgece gelen bu ve benzeri söylemler öfke anında hatırlanmıyor.

Çünkü bazen baş edemediğimiz duygu öfke değildir.

Öfke çoğunlukla sonuçtur.

Öfke, birincil duygularımızı saklamamızdan dolayı dikkati üstüne alır ve durumları daha işlevsel değerlendirmemize engel olur.

Böylece, üzgünsek de kaygılıysak da korkuyorsak da öfkeyle tepki veririz.

Bunu, iş hayatına, romantik ve sosyal ilişkilere adapte edince de kişilerarası ilişkiler olumsuz etkilenmeye başlar.

Psikolojide her zaman sıcak konulardan olan öfkeyi tanımak, anlamak ve yönetmek için birçok yöntem geliştirildi.

Bunlardan benim de en çok ilgimi çeken Dr. Monica Vermani''nin "A Deeper Wellness" isimli kitabında tanıttığı Öfke Hunisi metaforudur.

Dr. Vermani''ye göre, olumsuz durumların tetiklediği ilk duyguları tanımlamakta ve anlamakta zorlanıldığında, bunları bir huninin tepesine yerleştiririz.

Üzüntü, keder, ıstırap, kaygı, korku, yalnızlık ve terk edilmişlik gibi tanımlanamayan ve nasıl deneyimleneceğini bilmeyen birey, öfke hunisinden bu duyguları dökmeye başlar.

Dökülen bu karmaşık duygular bardağa öfke olarak dolar ve davranışlar buna göre şekillenir.

O nedenledir ki öfkeyi yönetebilmek için bilge cümlelerden önce, durumların bize birincil olarak neler hissettirdiğini keşfetmemiz gerekir. Böylelikle, öfke tepkisi yerine rasyonel ve birincil tepkiler üretebiliriz.

Vermani''ye göre öfke hunisini doğru çalıştırmayı pratik etmek için geçmişte yaşanan ve öfkeyle tepki verilen bazı anılar incelenebilir.

Bu anılardaki birincil duyguları tanımlamaya çalışarak, onun yarattığı hissiyatları keşfedebiliriz.

Bunları yargılayıcı değil kabul ve şefkat ile kabul edip, daha sonra verilen öfke tepkisi yerine, keşfedilen bu duyguyla alternatif olarak nasıl reaksiyon verilebileceğini düşünebiliriz.

Böylece, huniden karmaşık duygularla dökülen bir öfke içkisini değil, duygunun kendisini içebiliriz.

Sonuç olarak gerçek hissiyatları tüketerek, biriken bir stres ve öfke tepkisine engel olarak kişilerarası ilişkilerde daha işlevsel oluruz.

Ancak en önemlisi, kendi asıl duygularımızı tanımlamış ve deneyimlemiş olarak öz-saygımıza katkı sağlarız.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları