Yeni çözüm süreci adım adım geliyor. Geçtiğimiz Pazar günü itibariyle teröristbaşı Öcalan'ın son bir ayda ikinci kez mektubunun okunması ve mektubunda terör örgütü mensuplarına talimat vermesi, bebek katilinin PKK'yı İmralı'dan yeniden yönetmeye başladığını gösteriyor. Bebek katili hapishanedeki teröristlere yazdığı ve avukatları tarafından okunan mektubunda, açlık grevlerinin amaçlarına ulaştığını belirtti. Teröristbaşı, mektubunda "Bana ilişkin maksadınızın hâsıl olduğunu da rahatlıkla belirtip hepinize en derin sevgi ve teşekkürlerimi sunuyorum. Bundan sonrasında da bana yeterli yoğunluk ve iradeyle eşlik etmenizi de umuyorum" diyerek, ikinci çözüm sürecinin sinyalini verdi. Öcalan, 6 Mayıs'ta okunan ilk mektubunda da, 2013 yılındaki Nevruz kutlamalarında okunan mektubundaki görüşlerinden bahsederek, yine çözüm sürecini hatırlatmıştı.
İkinci mektup da geldi
Bebek katili 22 Mayıs'ta yazıp imzaladığı mektubunda, hapishanedeki teröristlerden kendisi için başlattıkları açlık grevini sonlandırmalarını istedi. Öcalan'ın bu çağrısı üzerine hapiste bulunan ve içlerinde HDP'li isimlerin de olduğu PKK'lılar eylemini bitirdi. Bu durum, teröristbaşına avukatları ile görüşme izninin hukuki bir durum için değil PKK'yı yeniden yönetebilmesi için verildiğini gösteriyor. "Çözüm sürecini kim başlattı? Öcalan mı yoksa Bahçeli mi?" başlıklı yazımda, Öcalan'ın 6 Mayıs'taki mektubunun 23 Haziran'da yenilenecek İstanbul seçiminden çok daha ötesine hitap ettiğini gösteriyor diye yazmıştım. O yazımın ardından Öcalan'ın ikinci mektubu geldi. Hem de PKK'ya talimatlı mektup! Öcalan'ın mektupları Cumhur İttifakı tarafından onaylanmasa, okunabilir mi? İşte son günlerde Öcalan ile ilgili yaşanan gelişmelere neden ısrarla ikinci çözüm süreci geliyor diye anlatıyorum, temel olarak buradan bakın.
Bebek katili yeniden aktör yapılmak isteniyor
İkinci çözüm sürecinin 31 Mart yerel seçimlerinden çok daha önce planlandığı artık ortadadır. Avukatları ile görüş yasağının kalkmasının ardından Öcalan'ın mektupları üzerinden görüşlerinin kamuoyu ile paylaşılmasına izin verilmesi ve PKK'ya talimatlarda bulunması, hem yeni çözüm sürecinin habercisi hem de bebek katilinin yeniden bir aktör haline getirilmeye çalışıldığının bariz göstergesidir. Bütün bunlar olurken, Türk Ordusu'nun genleri ile oynanmaya da devam ediliyor. Yeni askerlik yasası, resmen Türk Ordusu'nun terhis edilmesi demek. Ordu mevcudu neredeyse 100 binin altına düşüyor bu sistemle. Diğer taraftan da, Türk milletinin ordu-millet kavram ve meziyetine büyük darbe vuruluyor. Türkiye'nin, Suriye, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz üzerinden yoğunlaşan çevrelendiği ve adeta "seferberlik" ilan etmesi gereken şartlara ilerlediği şartlarda yeni askerlik yasasının, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Türk yurdunu savunmada zafiyete düşürecek şekilde olması normal mi? Türk Ordusu'nu adeta terhis edecek olan bu sisteme geçilmesine eş zamanlı olarak Öcalan'ın yeniden gündem belirler hale gelmesi tesadüf mü?
