Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Misaki Milli sınırları içinde

İstiklal Savaşı başında Misakı Milli (Milli Ant-Ulusal Uzlaşı) sınırları içine alınan bağrında Kerkük'ü de barındıran Musul vilayeti, milli direnişin merkezlerinden biri oldu. 1920 yılına kadar devam eden Irak işgalinde yer yer çıkan isyanlar durmak bilmedi. Bölgedeki aşiretlerden Şeyh Mahmut, İngiliz idaresine başkaldırdı. İngilizler, Şeyh Mahmut'u Güney Kürdistan diye bir devlet kurup başına geçirmek istediler ise de, Şeyh Mahmut Türklere bağlı kalarak bu teklifi elinin tersiyle geri çevirdi. kabul etmedi. Şeyh Mahmut, İngiliz birliklerine, nakliye ve mühimmat depolarına yönelik aralıksız baskınlar düzenledi. Ancak devamlı ağır hava bombardımanı ve askeri kuvvetleriyle İngilizler Şeyh Mahmut'un isyanını bastırdı ve bölgede kendilerine bağlı 28 Ağustos 1921'de Faysal'ı kral olarak atadılar. Sonra İtilaf devletleri, hem Paris Barış Konferansı hem de San Remo görüşmelerinde Musul bölgesi ve petrolleri üzerinde aralarında pazarlık yapmaya başladılar. 25 Nisan 1920'de San Remo görüşmelerinde Musul petrollerinin işletmeleri İngiliz denetimine bırakıldığı gibi yüzde 75 hisse de İngilizlerde kaldı. Geri kalan yüzde 25 Alman hisseleri de Fransızlara devredildi.

O yıllarda başlayan Milli Mücadele'de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulması ve bölünmez bir Türk vatanının sınırlarını belirleyen Misakı Milli hedefi bir daha ortaya konuldu. Bundan asla vaz geçilemezdi. Çünkü bu Milli Mücadele'nin temeli ve ana ruhu idi.

Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları tarafından Amasya, Erzurum ve Sivas kongreleri sonucunda ortaya konan ve 28 Ocak 1920 de benimsenerek kabul edilip dünyaya da ilan edilen milli düşüncenin ortaya konulduğu bir belgeydi.

23 Nisan 1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisinin açılışı ile hükümet kuruldu. Ardından kurulan düzenli ordu ile Misakı Milliyi gerçekleştirmek için Milli Mücadele başlatıldı. Mustafa Kemal Paşa 1 Mayıs 1920 tarihinde Büyük Millet Meclisi'ndeki sınırlarımızı belirleyen tarihi konuşmasında Musul, Kerkük ve Süleymaniye konusunda uygulanması gereken politikayı ve düşüncelerini açıklayarak şöyle diyordu:

"Hep kabul ettiğimiz esaslardan birisi ve belki birincisi olan hudut meselesi tayin ve tespit edilirken, hududu millimiz İskenderun cenubundan (güneyinden) geçer, şarka (doğuya)doğru uzanarak Musul'u, Süleymaniye'yi ve Kerkük'ü ihtiva eder. İşte hududu millimiz budur dedik."

Atatürk Misakı Milli'de vatan sınırlarını doğuda Kars, Ardahan, Batum, güneyde Kerkük, Musul, Süleymaniye ve batıda Batı Trakya olarak hedef almıştı. Bu bölgeler hem Mondros Antlaşması'nın yapıldığı sırada Türklerin hakimiyetinde olan bölgelerdi hem de Türklerin nüfus olarak çok yoğun olarak yaşadıkları yerlerdi. İşte Atatürk de Türklerin denetiminde kalan bu yerleri Türk yurdu olarak belirlemiş ve milli sınırlar içinde olarak ilan etmişti.

Mustafa Kemal Paşa ve hükümet, Kuzey Irak'taki İngilizlere karşı çıkan aşiret isyanlarına ilgisini kesmedi. Onlara yardımcı olmaya çalıştı. 9 Şubat 1920 de Revandiz bölgesindeki aşiretlerin yardım istemeleri üzerine askeri yardım yapılmış ve 9 Ağustos 1921 tarihinde Binbaşı Şevki Bey, Süleymaniye Komutanlığı'na atanmıştı. 16 Aralık 1921 tarihinde hava ve karadan saldıran İngilizlere aşiretler, çete ve çevredeki Türk kuvvetleriyle Revandiz bölgesi Babaçiçek mevkisinde büyük kayıplar verdirilmişti.

Ocak 1922'de İngilizler, Revandiz ve Erbil'de Türklere ve Türkleri destekleyen Sürücü aşiretine karşı ağır saldırıya geçti. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, 1 Şubat 1922 tarihinde Milli Müdafaa Vekaleti (Savunma Bakanlığı)'na bir telgraf göndererek bölgeye bir milis kuvvet gönderilmesini istedi. Erkanı Harbiye-i Umumiye Riyaseti (Genel Kurmay Başkanlığı) bölgeyi, aşiretleri yörenin geleneklerini ve ayrıca çeteciliği iyi bilen Antep'teki Kuvayı Milliye Komutanı Süvari Yarbay Özdemir Beyi Musul - Kerkük Bölgesi Komutanı olarak görevlendirdi. Özdemir Bey, Antep'in savunmasını organize etmiş Kara Yılan'ın da komutanıydı. Atatürk'ten aldığı talimatla görevi, Musul ve çevresinde halk ve aşiretlerle birlikte çete saldırıları ile İngilizlere kayıp verilmesini sağlamaktı.

Bir taraftan İstiklal Savaşı'ndan yeni çıkmış Türk hükümeti, İngilizlerle ciddi topyekun bir çatışmaya meydan vermemek için Musul harekatını gizli tutuyor ve ilgisi olmadığı izlenimini veriyordu. Mümkün olduğu kadar Türk ordusundan subay verilmemesine çalışılmış, mahalli kuvvetler ve aşiretlerden müfreze oluşturulmasına gidilmişti.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları