Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nevin Balta

Nevin Balta

SÖZÜN ÖZÜ

Millî Şehit Kaymakam Kemal Bey

10 Nisan 1919''da Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey idam edildi. Boğazlıyan Kaymakamı ve Yozgat Mutasarrıf Vekili Kemal Bey işgal altındaki İstanbul''da Beyazıt Meydanı''nda şehit edildi. Birinci Dünya Savaşı''nın ardından Mondros Mütarekesi sonrasında Millî Mücadele döneminde işgal kuvvetleri ile iş birliği yapan, cephelerde Türk halkını arkadan vuran ve katleden Ermenilerin yaptıkları görmezden gelinerek, "Sözde Ermeni Soykırımı" yalanıyla işgal kuvvetlerini memnun etmek için idam edilen Kaymakan Kemal Bey''in yaşamı unutulmaması gereken bir ibret öyküsünü barındırıyor.

Ermenilerin tehciri sırasında ölümlere neden olduğu gerekçesiyle sözde yargılanıp idam edilen Kemal Bey, darağacında şöyle haykırdı: "Fertler Ölür, Türk Milleti Yaşar. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Kahrolsun böyle adalet!"

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Yozgat ve çevresinde özellikle Boğazlıyan ilçesinde sayıları artan Ermeni çetelerinin Ruslarla iş birliği yaparak Müslüman köyleri yakıp yıkan ve katliamlar yapmaları üzerine iktidardaki İttihat ve Terakki Fırkası, Yozgat ve çevresindeki bütün Ermenilerin Suriye''ye sevk edilmesini, mülkî amir olarak Kaymakam Kemal Bey''e emreder.

Kaymakam Kemal Bey, bu 1915''teki "tehcir" uygulamasını sağlamakla görevlendirilen bir devlet memuruydu. Tehcir sırasında yol uzun olduğu için ölümler yaşanmıştı. Tehcir sırasında hayatını kaybeden Türk askerleri de vardı. Osmanlı Devleti''nin haklı nedenlerle yapmak zorunda kaldığı tehcir, daha sonraki yıllardan günümüze kadar yapılan propagandalarla "Türkler Ermenileri Katletti" iddialarına dönüştürüldü ve dünya kamuoyu bu sözde soykırım yalanına inandırıldı. Ermenilere soykırım yapıldı iddialarının tamamıyla düzmece olduğu belgelerle ortada iken ve Atatürk''ün çıkardığı yasa ile tehcirden sorumlu tutulan 3 Türk bürokratın "Millî Şehit" ilan edilmesi biliniyorken bu kanun ve dönemin belgelerini yok saymak akıl fukaralığı olsa gerek.

Mondros Mütarekesi''nin imzalanmasının ardından Ermeni komitacılar, İstanbul''a gelen İngiliz ve Fransız işgal kuvvetlerine müracaat ederek, Damat Ferit Hükümeti''nin iş başında olduğu bu dönemde Kemal Bey''in memuriyetten azledilmesini sağlamışlar ve mahkemeye sevk ettirmeyi başarmışlardı.

Konya İstinaf Mahkemesi''ne yaptırılan araştırmalar neticesinde suç unsuru tespit edilemeyen Kemal Bey hakkında beraat kararı verilmiş olmasına rağmen, işgal kuvvetlerine şirin görünmek isteyen iş birlikçiler, Kemal Bey''i tekrar tutuklatarak Divan-ı Harp Mahkemesine sevk ettirerek İstanbul''a getirtmişlerdir. "Tedbirsizlik yüzünden bazı Ermenilerin ölümüne sebep olmak" suçu isnat edilen ve yalancı şahitlerin suçlamaları karşısında bütün deliller Kemal Bey''in suçsuzluğunu göstermesine rağmen baskılara dayanamayan Divan-ı Harp Reisi Hayret Paşa istifa etmişti.

Hayret Paşa istifa etmiş yerine "Nemrut" lakabıyla anılan Mustafa Paşa getirilmişti. ''Nemrut'' Mustafa Paşa, bir hâkim gibi değil de, bir emri yerine getiren memur gibi davranmış, Kemal Bey''in savunmasını hiç dikkate almamış ve 8 Nisan 1919''da Kemal Bey''i idama mahkûm etmişti. Önceden hazırlanmış olan bu idam kararı tasdik edilmek üzere saraya gönderildiğinde Padişah Sultan Vahdettin, "Ferit Paşa Millet ile Padişah arasına siyah bir perde çekti" diyerek, bu yüz karası kararı imzalamaz; "İş intikam ve bilahare mukatale şeklini alabilir. Yolun şimdiden önünü kesmek üzere fetva-yı şerife talebine mecbur oldum" der. Kararı inceleyen Seyhülislam Mustafa Sabri, "Divan-Harb-ı Örfi tarafından idama mahkum edilen Kemal''in mahkemesi hak ve adle muvafık bir surette icra edilmiş olduğu takdirde, hakkında sadır olan hükm-i idamın derun-i varaka damu harrer fetva ve mükul-i şer''iyeye muvafık olduğu veraste-i arzdır" şeklinde bir fetvayla idama onay verir.

İngiliz Muhipler Cemiyeti üyesi Nemrut Mustafa, iş birlikçi efendilerinden aldığı talimat gereği, alelade yapılan yargılama neticesinde Kemal Bey''in idamına karar vermekte tereddüt etmemişti.

Atatürk "Millî Şehit''in Yetimlerini Evlat Edinmek İstedi

TBMM''nin 19 Ekim 1922''de aldığı bir kararla Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey ve Diyarbakır Valisi Reşit Bey "Şehid-i millî", yani "Millî Şehit" ilan edildi.

Atatürk''le Kemal Bey''in babası Arif Bey Konya''da karşılaşırlar. Atatürk, Kemal Bey''in babası Arif Bey''e ''vatanın babası'' şeklinde iltifat eder. Arif Bey, "Paşam asıl vatanın babası sizsiniz, vatanı kurtardınız" der. Atatürk de, "Bu vatan oğlunuzun yaktığı ışık sayesinde kurtuldu" karşılığını verir ve Arif Bey''e torunlarını evlat edinmek istediğini söyler. Arif Bey ise, "Onlar bana oğlumun hatırasıdır. Müsaade edin, bende kalsınlar. Nafakalarını karşılamanız yeterlidir" der. Bu görüşmenin ardından TBMM''de alınan bir kararla, Kaymakam Kemal Bey''in ailesine Beşiktaş''ta dört daireli bir apartman, Beyoğlu''nda bir ev verilir ve çocuklarına maaş bağlanır.

Günümüzde Batılı ülkelerin parlamentolarında alınan "Sözde Ermeni Soykırımı" yalanına ilişkin kararların ve bazı kişilerin "Türkler Ermenilerden özür dilemelidir" biçimindeki açıklamalarının Mütareke Dönemi''nde Osmanlı Devleti''ne yapılan baskıların devamı olduğu görülüyor. Tarihî gerçekler ve belgelere uymayan bu iddiaların Türk milletini yıldırmayacağını biliyoruz.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları