Mesut Özil’in futbolculuğuna ve kariyerine söz söylemek kimsenin haddine değil. Kariyerinde çok önemli başarılar kazanmış ve dünyanın en önemli takımlarında oynamış bir isim. Mesut Özil isminin bir marka olduğundan da kimsenin en ufak şüphesi yok. Tabi bunlar artık geçmişte kaldı. Günümüze bakmak ve gerçekçi olmak gerekiyor.

Mesut Özil Fenerbahçe’ye transfer olduğu günden beri iyi oynadığı maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Uzun zamandır futbol oynamıyor, sakatlığı var, bu sistem ona uygun değil diye türlü türlü bahanelerle kendisine sürekli olarak sabır ve anlayış gösterildi. Bu sabır ve anlayışın karşılığını sahada göremedik.  Oynadığı maçların çoğunda da hayalete dönen Mesut Özil’in sahada olduğuna inanmak için maç kadrosuna bakmak gerekiyordu.

Bu tip durumlar zaman zaman olabilir. Bir futbolcu yeni geldiği bir lige, takım arkadaşlarına vb. şeylere uyum sağlayamayabilir ve buna bağlı olarak iyi bir performans gösteremeyebilir. Bu gibi şeyler hayatın her alanında yaşanabilir. Tabi bütün bunlar olurken insanın da kendisinin farkında olması gerekir. İddia edildiği üzere takımının teknik direktörüne kötü oynadığın bir maçta seni oyundan aldı diye küfür etmemen gerekir. Sonra da çıkıp “aslolan Fenerbahçe” diye açıklama yapıp taraftara oynamaman gerekir. Çünkü aslolanın Fenerbahçe olmadığını bütün bu yaşananlar bizlere gösteriyor. Geçen sezonda yaşananlara ya da bu sezon Vitor Pereira ile yaşanan sıkıntılara girmeyeceğim ama İsmail Kartal ile bile sorun yaşayabiliyorsan artık Fenerbahçe’ye veda etme vaktin gelmiş demektir.

Fenerbahçe yönetimi ne karar alır bilemem ama Mesut Özil ile mesut olunması artık imkansız. Hatta Fenerbahçe Mesut olmadan daha çok mesut olacaktır buna eminim.