Bildiğiniz gibi Müslümanların ilk secde ettiği, yani ilk kıblesi Kudüs'teki Mescidi Aksa'dır. Ancak Haçlı Seferleri sırasında Mescidi Aksa bir ara Tapınak Şövalyeleri'nin eline düştü. İşte o dönem Bağdat'ta ünlü bir marangoz varmış. Mescidi Aksa'yı çok düşünür ve Kudüs aşkıyla yanarmış. Müslümanlar için önemli bir yer olan ancak fanatik Hırıstiyanların elindeki kutsal yer için marangozun kalbi yanıp yanıp tutuşurmuş. Usta, "Ben ne yapabilirim?" diye düşünmüş düşünmüş, aklına "Ben marangozum, benim işim bu. Ben de buraya bir minber yapayım" demiş.
Başlamış yapmaya öyle bir minber yapmış ki, bu güne kadar yapılan en güzel minberlerden biri haline gelmiş. Minberi gören hayran oluyormuş satın almak için sıraya giriyorlarmış. o da diyormuş ki. "Kaç akça verirseniz verin, bunu asla satmam. Bu minberi Kudüs'teki Mescidi Aksa için yaptım."
Mescidi Aksa'nın işgal altında olduğunu söyleyenlere ise; "Bizim görevimiz minber yapmak. Onu kim yerine koyar o bizim işimiz değil" diye yanıt verirmiş.
Gerçekten de her gören tekrar geri dönüp hayranlıkla bakıyormuş. Sedef kakmalı, ceviz ağacından. Alımlı mı alımlı, her gören onun güzelliğiyle adeta büyüleniyormuş. Güzel minberin nâmı almış yürümüş. Öyle ki Bağdat'a her gelen marangoza gidip "Şu minberi bize sat, falanca camiye götürelim" diyorlarmış. Onun cevabı hep "Bu minberin yeri Mescidi Aksa" olurmuş.
Eyyubi Devleti'nin kurucusu Selahaddin Eyyubi geometri, astronomi, matematik ve aritmetik derslerini de içeren iyi bir eğitim gördü. Hayatını, Hıristiyan Haçlı Orduları ile mücadele içinde geçirdi ve Haçlılara karşı yaptığı tüm savaşlarda galip geldi.
Haçlıların eline geçen Kudüs'ü, Sultan Selahaddin komutasındaki İslam orduları 20 Eylül 1187'de kuşattı ve ardından Kudüs'ü tekrar geri aldı.
Kudüs'ü almak ve bölgedeki Haçlı egemenliğine son vermek, önce Nureddin Zengi'nin ardından Selâhaddin'in büyük tutkusuydu. Hatta bir müneccim Selahaddin'e "Kudüs'e girersen bir gözünü kaybedeceksin" dediğinde, Selâhaddin'in "Kudüs'ü almak için iki gözümü de vermeye hazırım" diye cevap verdiği söylenir.
Söz konusu minber 12 bin parçadan kündekârî tekniğiyle bir araya getirilmişti. Üzerinde Kur'an ayetlerinin ve tarihî kitabelerin yer aldığı minber bir sanat şaheseri olarak da yapılmıştı. 20 yıl Halep'te bekleyen minber Selâhaddin Eyyubî'nin Kudüs'ü fethinin ardından 1187 yılında Halep'ten getirilerek Mescidi Aksa'ya orta mihrabın sağ tarafına yerleştirildi.
Ancak bu değerli minber, 21 Ağustos 1969 Perşembe günü sabahı İsrailli Yahudilerce ateşe verildi. Minber büyük hasar gördü. Anlatılır ki; yangının olduğu gece işgalci İsrail'in ilk, dünyanın üçüncü kadın başbakanı olan Golda Meir şunları söylüyordu: "O gece sabaha kadar korkudan uyuyamadım. Zannediyordum ki, Müslümanlar dört bir taraftan İsrail'e girecekler. Lakin sabah oldu ve korkulan olmadı. İşte o zaman anladım ki; biz dilediğimizi yapabiliriz."
Yapımında ve montaj çalışmalarında iki Türk kündekari ustası Recep Elitok ve Mehmet Ali Uçar'ın da çalıştığı ahşap minber, dört yılı aşkın bir çabanın ürünü olarak Amman'da yeniden yapılıp yerine konuldu.
