Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüsameddin Acar

Hüsameddin Acar

Yazar

Menderes'ler Siyaset Sahnesinden Nasıl Silindi?

GEÇEN hafta sizlere vakitsiz ölümlerindeki sis perdesinin aralanamadığı Adnan Kahveci, Muhsin Yazıcıoğlu, Recep Yazıcıoğlu, Eşref Bitlis ve Gaffar Okkan'dan bahsetmiştim. Bu yazımda da benzer bir akıbeti paylaşan Menderes ailesini konu aldım.

1950'deki seçimleri kazanarak Başbakan olan Adnan Menderes (1899-1961 Yaş: 61), 10 yıllık iktidarı sonrası 1960 Darbesi'ni yapanlarca idam edilmişti. Oysa çok partili demokrasiye geçiş kapısıydı Adnan Menderes. Cumhuriyet'in kuruluşundan 1950'ye kadar 25 yıl ülkeyi tek başına idare eden Cumhuriyet Halk Partisi gitmiş, yerine Demokrat Parti yönetimi gelmişti.

1960'da kurulan Yassıada Mahkemesi'nin hedefi yargılamak değil, darbecilerin isteği ve mahkeme başkanı Salim Başol'un onayı ile Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı idam etmekti. Nitekim öyle de yaptılar ve 1961'de genç demokrasimizin kalbine hançeri batırdılar.

Adnan Menderes'in 3 oğlu; Yüksel, Mutlu ve Aydın Menderes kardeşler.

Her birinin de pırıl pırıl zekâsı vardı; Menderes soyadını en iyi şekilde temsil edecek zekâ ve donanıma sahiplerdi. Fakat her birinin de ömürleri kısa sürdü.

                Yüksel Menderes: (1930-1972 Yaş: 42)

                Başbakan Adnan Menderes'in en büyük oğluydu. İyi yetişmiş, ağzı iyi laf yapıyordu. Hedefi siyasete girip, babasının bıraktığı yerden ülkesine katkıda bulunmaktı. Bunun çalışmalarını yaparken, Ankara'da kaldığı otelde bir sabah ölü bulundu.

Sebep gaz zehirlenmesi idi. Güya hayat dolu bir insan, oturduğu odanın tüp gazını açarak intihar etmişti.

Bu bir intihar mıydı yoksa ona kurulan bir ölüm tuzağı mı, kimse tatmin edici bir cevap veremedi. Türk yargısı da üzerine sünger çekti ne yazık ki.

                Mutlu Menderes: (1937-1978 Yaş: 41)

                Adnan Menderes'in ortanca oğlu da bir trafik kazasına kurban gitti. 12 Eylül 1980 Darbesi'nden iki yıl önceydi. Türkiye yine çalkantılı bir dönem geçiriyordu. Sağcılık-solculuk-devrimcilik milliyetçilik çatışmaları yetmedi; polisler, öğretmenler de kendi aralarında ikiye bölünmüştü. Polis ve öğretmenler bölünür de, öğrenciler durur muydu? Onlar da daha lise yıllarında politikanın tam ortasında buldular kendilerini.

Üniversite yıllarında ise, artık memleketi sanki onlar (!) yönetiyordu.

Olayların ardı arkası kesilmiyordu. Boykotlar, üniversite basmalar, öğrenci olayları, suikastlar, şehit edilen gazeteci ve siyasetçiler...

Hiçbir olayın önü alınamıyordu; işte Mutlu Menderes de böyle bir ortamda trafik kazası geçirdi. Hatırladığım kadarıyla, üzerine tüp yüklü kamyon sürülmüştü. Bu ölüm de, 80 öncesi olaylarının ve akabinde gelen askerî darbenin gölgesinde kaldı. Sebepsiz ölümü hâlâ gizemini koruyor.

Aydın Menderes: (1946-2011 Yaş: 65)

Yüksek tahsilini tamamladıktan sonra ticaretle uğraşmaya başlayan Aydın Menderes, 1970'de siyasete atıldı. 1980 Darbesi'nde 10 yıl siyaset yasağı getirildi. Daha sonra 1987'de bu yasak Turgut Özal hükümeti tarafından kaldırıldı. 1993'te Büyük Değişim Partisi'ni kurdu, 1995'te, Demokrat Parti ile birleşti. Bir dönem Refah Partisi milletvekili oldu. 15 Mart 1996'da bu partinin eğitim semineri için Antalya'ya giderken, Afyon'un Sandıklı ilçesi yakınlarında trafik kazası geçirdi. Boynundan aşağısı felç oldu. Tekerlekli sandalyeye mahkûm olan Aydın Menderes, 2011'de vefat etti.

Anlayacağınız baba ve oğul Menderes'lerin hiç biri 60'lı yaşları devirip 70'ine kavuşamadı. Şimdi buna kader mi diyelim?

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları