Levent Göktaş'ın iade talebi kabul edildi

Levent Göktaş'ın iade talebi kabul edildi
Akademisyen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'na yapılan suikastın zanlılarından biri olan Mustafa Levent Göktaş'ın iade talebi kabul edildi.

Akademisyen Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu''na yapılan suikasta ilişkin failler arasında bulunan ve hakkında kırmızı bülten çıkarılan Mustafa Levent Göktaş''ın Bulgaristan''dan iade talebi kabul edildi. 

Göktaş, hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında "Tasarlayarak Öldürme" ve "Suç İşlemek Amacıyla Kurulan Örgüte Üye Olma" suçlarından 5 Eylül 2022 tarihinde Bulgaristan’dan iadesi talep edilmişti. Göktaş’ın Türkiye’ye iadesi talebi, Filibe İstinaf Mahkemesi’nin 14.12.2022 tarihli kararıyla kabul edildi. Kararın nihai nitelikte olduğu belirtildi.

NECİP HABLEMİTOĞLU KİMDİR?

28 Kasım 1954''de Ankara''da dünyaya gelen Hablemitoğlu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulundan mezun oldu.

"Dilde, Fikirde, İşte Birlik" isimli aylık dergiyi yayımlayan Hablemitoğlu, uzun yıllar basın danışmanlığı yaptıktan sonra doktorasını tamamladığı Ankara Üniversitesine öğretim üyesi olarak atandı.

Orta Avrupa ve Balkanlar''da Türk eserleri, Türk azınlıkları ve Türk şehitlikleri konularında eserleri olan Hablemitoğlu, çalışma hayatına ilişkin çok sayıda kitap ve makaleye imza attı.

Dönemin Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından Alman Vakıflarının faaliyetlerinin durdurulması için açılan davada, Hablemitoğlu''nun kaleme aldığı "Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası" çalışması, dosyanın delilleri arasında yer aldı.

Bu araştırmasında Hablemitoğlu, Alman vakıfların Türkiye''de yasal olmayan çalışmalar yaptığını, etnik-mezhepsel ayrılıkları körüklediğini ve İzmir''deki altın madeni karşıtlarını finanse ettiğini yazdı.

Hablemitoğlu, öldürüldüğü 18 Aralık 2002''ye kadar Ankara Üniversitesinde Atatürk ilkeleri ve devrim tarihi dersleri vermeyi sürdürdü.

Necip Hablemitoğlu, "Sovyet Rusya''da Ölüm Kampları", "Türksüz Kırım: Yüz Binlerin Sürgünü", "Çarlık Rusyası''nda Türk Kongreleri (1905-1917)", "Şefika Gaspıralı ve Rusya''da Türk Kadın Hareketi (1893-1920)", "Şeriatçı Terörün ve Batının Kıskacındaki Ülke: Türkiye", "Milli Mücadelede Yeşil Ordu Cemiyeti", "Gaspıralı İsmail", "Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası", "Kırım''da Türk Soykırımı" ve "Köstebek" isimli kitapları yazdı.

Dönemin Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, "Alman vakıfları soruşturması" sonunda 2002''de açtığı davanın iddianamesinde, Hablemitoğlu''nun "Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası" adlı kitabından alıntılara yer verdi.

Hablemitoğlu bu kitapta, Alman vakıflarının Türkiye''de yasal olmayan çalışmalar yaptığını, etnik ve mezhepsel ayrılıkları körüklediğini ve altın madeni karşıtlarını finanse ettiğini savunuyordu.

O YILLARDA FETÖ''YÜ TARİF ETTİ

Hablemitoğlu''nun dikkatleri üzerine çekmesine neden olan çıkış ise FETÖ''nün sözde "cemaat" olarak bilindiği yıllarda bu yapıya yönelik eleştiri ve tespitleriydi.Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel''in, elebaşı Gülen''in yargılandığı Ankara 2 Nolu DGM''ye sunduğu deliller arasında Gülen''in CIA ile bağlantısını ortaya koyan Hablemitoğlu''nun "Etki ajanları, nüfuz casusları ve Fethullahçılar" başlıklı raporu da yer alıyordu.Bu raporda, Gülen cemaatinin devlet içine sızarak kritik kadroları tuttuğunu vurgulayan Hablemitoğlu, 24 Haziran 1999''da Mehmet Ali Birand''ın sunduğu 32. Gün programında ise Gülen''in örgüt lideri olduğunun, uzun yıllar önce yetiştirmeye başladığı örgüt mensuplarıyla bu amaç uğrunda çalıştığının altını çizdi.Ölümünün ardından basılan "Köstebek" isimli kitabında, Gülen cemaatinin silahlı örgüt halini almaya başladığı tespitini daha o yıllarda yapan Hablemitoğlu, elebaşı Gülen''in iktidarı ele geçirdikten sonra Türkiye''ye Humeyni gibi dönmeyi planladığını yazdı.Hablemitoğlu''nun kitabı, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından hazırlanan iddianamelerin "FETÖ/PDY''nin yapısı" başlığı altında anlatılan bölümün referansı oldu.

NECİP HABLEMİTOĞLU SUİKASTİ NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Necip Hablemitoğlu, Çankaya Portakal Çiçeği Sokağı''ndaki evinin önünde 18 Aralık 2002 akşamı uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.

Cinayetin ardından gazetelerde "derin suikast-devletin hassas olduğu konularda araştırmalarıyla tanınan Hablemitoğlu vurularak öldürüldü", "derin cinayet-DGM''deki Gülen davası ve Alman Vakıflarıyla ilgili çalışmalarıyla tanınan ve ''çok şey bilen'' Hablemitoğlu''nu Ankara''da vuranlar kaçtı", "Başkentte kanlı pusu-İslamcı terör ve Fethullahçı yapılanmalara ilişkin çalışmalarıyla tanınan Hablemitoğlu öldürüldü" manşetleri vardı.

Soruşturma, dönemin Ankara DGM Savcısı Cengiz Köksal tarafından yürütüldü. İstanbul''da 5 kişiyi para için öldürmekten yargılanan bir sanık, 2003''teki bir duruşmada suikastı kendisinin gerçekleştirdiğini öne sürdü. İddia üzerine bazı kişilerin ifadesine başvuruldu, bazı yerler arandı ancak iddiayı doğrulayacak delillere ulaşılamadı.

Hablemitoğlu, ölümünün ardından yayımlanan kitabı "Köstebek"in son bölümünde, çalışmasını sürdürürken telefonlarının dinlendiğinden, bilgisayarındaki elektronik posta ve dosyalarının kopyalandığından emin olduğunu belirterek, bu sebeple edindiği bir başka bilgisayarı, internete girmeden kullandığını yazıyordu.

Aldığı tehditlerin arttığını ama "anlaşılır nedenler"den koruma talebinde bulunmadığını belirten Hablemitoğlu, şunları aktarıyordu:

"Bu süreçte benim de tedbirsizlikten kaynaklanan kayda değer bazı kişisel hatalarım söz konusu oldu. Telefonda karşılıklı bilgi ve belge alışverişi taahhüdünde bulunarak randevulaştığım bir kişiye, buluşma yerini ve saatini bu görüşme sırasında alenen söyleme hatasında bulundum. Randevu öncesinde fakültenin otoparkına bıraktığım otomobilimin alarmının çalışmadığını fark ettim. Otomobili kontrol ettiğimde, bagajda duran 2 deri çanta ile maddi değer ifade eden alışveriş çantalarına dokunulmaksızın, içinde araştırma ile ilgili belgeler, ses ve görüntü kasetleri ve CD''lerin bulunduğu alelade 2 plastik poşetin gasbedildiğini fark ettim. Devlet içine sızmış ''köstebekleri'' araştıran bir akademisyen olarak, semt karakoluna ya da hırsızlık bürosuna başvurmanın ne anlama geldiğini ve geleceğini en iyi algılayan dikkatli bir yurttaş olarak, ''Fetullahın Copları'' kitabının yazarı, gazeteci Zübeyir Kındıra''nın yaptığını yapmadım. Onun otomobilinin -kitabının hazırlık evresinde- soyulması üzerinden geçen yıllar zarfında faillerinin yakalanamamış olmasına da zaten hiç şaşırmamıştım."

Hablemitoğlu''nun çalışmaları nedeniyle başka ülkelerin gizli servislerince öldürüldüğü yönünde iddialar ortaya atılırken, yıllar sonra FETÖ''nün kumpası olduğu ortaya çıkacak olan Ergenekon davasında da Hablemitoğlu cinayetinin arkasında "Ergenekon terör örgütünün bulunduğu" iddia edildi. Ancak Ergenekon savcısının davaya müdahillik önerisi, Hablemitoğlu''nun eşi Şengül Hablemitoğlu tarafından kabul edilmedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 14 Temmuz 2016''da, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen''in de arasında bulunduğu 73 kişi hakkında silahlı terör örgütü kurarak, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya çalıştıkları gerekçesiyle dava açtı. İddianamede Hablemitoğlu cinayeti ile FETÖ ilişkilendirildi.

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.