YUKARIDAKİ başlık Amerika'yı çok iyi anlatıyor. Dünyada yaptığı her şeyi tamamen menfaat üzerine kuran Amerika, -sözüm ona- "stratejik ortak" dediği ülkemizi her fırsata örseleme peşinde. F-35 projesinin içinde Türkiye de vardı. Ve bunun için önemli değerde katkıda bulunmuştu ülkemiz. Bırakın katkıyı, parasını peşin ödediğimiz F-35'leri vermemek için olmadık bahanelere sığınıyor!
Aynı Amerika, biz stratejik ortağından (!) esirgediği F-35'leri Arabistan'a 10.5 milyar dolar karşılığında satıyor. Bu nasıl bir vicdan, bu nasıl bir müttefik?
Ve üstelik NATO şemsiyesi altındayız Amerika ile...
Bunlar, bir taraftan PKK'yı terör örgütü ilan ederler, bir taraftan çeşitli vesilelerle binlerce TIR silah teslim ederler. Savunmaları ise, "Biz silahları YPG'ye verdik"... Ancak PKK ile YPG'nin hiçbir farkı olmadığını sağır sultan bile biliyor.
Onların gerçek niyetleri, bu coğrafyanın en güçlü ülkesi olan Türkiye'yi ve ardından İran'ı zayıf düşürerek Büyük Ortadoğu Projesi'ni gerçekleştirmek.
Kısacası, irili ufaklı onlarca devlet türetip, buraları Büyük İsrail Projesi'ne yem etmek..÷
Amerika budur. Ne stratejik ortaklığı, ne müttefiki?
Ozan Hilmi Şahballı ne de güzel özetlemiş etrafımızda bize dost görünen bu tür ülkeleri;
ALLAH CEZANIZI VERSİN!
"Sönesice ocakları, Allah belanızı versin.
Onun bunun çocukları Allah belanızı versin.
Amerika yapar plân, İsrail yapıyor talan.
Yeter tek tek gelin ulan, Allah belanızı versin.
Fransası, Belçikası, Avusturya, Hollandası,
İsviçre, Danimarkası... Tuh Allah belanızı versin,
Yuh Allah cezanızı versin.
Hortlattınız savaşları, yok ettiniz barışları,
Teröristin yandaşları, tuh Allah belanızı versin.
Yuh Allah cezanızı versin.
Yurduma kumpas kurarlar, bölgemizde ne ararlar,
Kudus'le yaram deşenler, gitsin kabarıp şişenler,
Vatanıma ters düşenler, tuh Allah belanızı versin
Tuh Allah cezanızı versin.
Bir karış toprak vermeyiz, Türk Milleti el eleyiz.
Seferberlik halindeyiz.
Tuh Allah cezanızı versin, yuh Allah belanızı versin.
Ey Şahballı bu ne haldır, ecel şerbetimi doldur,
Ölüm bize tozlu yoldur, Allah belanızı versin
Tuh Allah cezanızı versin..."
İki anlamlı gün bir arada
Geride bıraktığımız hafta 28 Ekim Çarşamba günü Mevlit Kandili, 29 Ekim Perşembe günü de Cumhuriyetimizin kuruluşunun 97. yıl dönümüydü.
Her ikisini de huşu ve coşku ile kutladık.
Cumhuriyetimiz, gecekondular arasında bir gökdelen misali yükseliyor. Banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyorum.
Öte yandan, Mevlit Kandili'nde de Kur'an-ı Kerim okundu, dualar edildi; iki dünya sevgilisi sevgili Peygamberimizin 14.5 asır önceki doğum gününe gidildi. Rahmetle yad edildi.
Merhum Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı ve Çanakkale Şehitlerine adlı manzum eserlerinde nasıl gönül telimizi titretti ise, Peygamberimiz için de çok manalı bir şiir kaleme almış. Akif'in bu şiiri üzerine daha ne söylenir:
BİR GECE
"On dört asır evvel, yine bir böyle geceydi,
Kumdan, ayın on dördü, bir Öksüz çıkıverdi!
Lâkin, o ne hüsrandı ki; hissetmedi gözler;
Kaç bin senedir, halbuki, bekleşmedelerdi!
Nerden görecekler? Göremezlerdi tabii:
Bir kere, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi;
Bir kere de, mamure-i dünya, o zamanlar,
Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi.
Sırtlanları geçmişti beşer yırtılıcılıkta:
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin,
Salgındı, bugün Şark'ı yıkan, tefrika derdi.
Derken, büyümüş, kırkına gelmişti ki Öksüz,
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
Bir nefhada insanlı kurtardı o Masum,
Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!
Azcin ki, ezilmekti bütün hakkı; dirildi;
Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi; geberdi!
Alemlere rahmetti, evet, şer-i mübini,
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi.
Dünya neye sahipse, onun vergisidir hep;
Medyun ona cem'iyyeti, medyun ona ferdi.
Medyundur o Masuma bütün bir beşeriyet...
Ya Rab, bizi maşerde bu ikrar ile haşret..."
Sağlıklı ve mutlu günler değerli dostlar...
