"Kur hareketlerinden yararlanmak finansçıların işi"

"Kur hareketlerinden yararlanmak finansçıların işi"
Türk Eximbank Genel Müdürü Yıldırım, her türlü kur riskini sınırlama enstrümanını kar amacı gütmeden verdiklerini belirterek "Kur hareketlerinden yararlanmak finansçıların işi, ihracatçılarımız finansçı değil." dedi.

"Kur hareketlerinden yararlanmak finansçıların işi"

Türkiye İhracat Kredi Bankası AŞ (Türk Eximbank) Genel Müdürü Adnan Yıldırım, Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası'na konuk oldu.

Son dönemde yurt dışında yaptıkları ziyaretlere değinen Yıldırım, Londra'da önde gelen yatırımcı kuruluşlarla roadshow görüşmeleri yaptıklarını, sonrasındaki Londra programında başarılı sendikasyon kredisi sağladıklarını belirtti. 

Yıldırım, dün Hazine'nin yaptığı başarılı ihaleyi anımsatarak şunları kaydetti:

"Bu görüşmelerin arkasından ben hep şunu söyleyegeldim, Türkiye ekonomisine inanç hep güçlü olmuştur. Kısa vadede belli problemler yaşıyoruz ama biliyorlar ki bunları aşacağız. Cumhurbaşkanımızın Macaristan programında Macar heyeti ile de bir iş birliği anlaşması yaptık. Biz bir taraftan da dünya eximleri, kalkınma ve finans kuruluşlarıyla iş birliği anlaşmaları yapıyoruz. İhracatçılarımıza daha uygun maliyetlerle, farklı finansman seçenekleri sunmaya çalışıyoruz. 

Geçtiğimiz hafta Bali'de de yatırımcı toplantılarına katıldık. Bizden randevu isteyen ya da bizim randevu istediğimiz bankalarla görüşmeler yaptık. Oradaki tespitim de ağustosta Yeni Ekonomi Yaklaşımı'nın açıklanması sonrasında Yeni Ekonomi Programı'nın açıklanması ve o arada yaşadığımız olumlu gelişmeler sonrasında yurt dışındaki bankalarda ağustos ayında başlayan eylülde devam endişenin yavaş yavaş kalktığını ve normalleşmenin olduğunu gördüm. Bu normalleşmenin yabancı bankaların yanında uluslararası yatırımcı kuruluşlarda, kurumsal yatırımcılarda olması gerektiğini ve benzer görüşmelerin devam etmesi gerektiğini söyledim."

Türkiye'nin orta ve uzun vadede finansman kaynağını sağladığı yerin uluslararası kurumsal yatırımcılar olduğunu anlatan Yıldırım, "Türkiye ekonomisine ve normalleşmesine yönelik oluşan bu havanın kurumsal yatırımcılar nezdinde de gerekli görüşmelerde her platformda sürdürülmesi gerektiğini söyledim." dedi.

"İhracatçıların maliyetlerini artırmadık"

Yıldırım, Türk Eximbank olarak yaptıkları başarılı finansman örneklerinin bulunduğunu aktararak, 16 önemli şehirde 97 önde gelen kurumsal yatırımcı ile görüştüklerini, böylelikle ağustosta yaşanılan hassasiyetin arttığı bir döneme hazırlıklı girdiklerini söyledi. 

İhracatçıların ağustos ayına çok rahatlamış olarak girdiğini, exim imkanlarının piyasa koşullarına göre daha mütevazi olduğunu ve düşük maliyetlerle finanse edilebildiğini vurgulayan Yıldırım, "Ocak 2017'den beri biz ihracatçıların maliyetlerini hiç artırmadık, tam tersine geçen ağustosta biraz da düşürdük. Yabancı para cinsinden kredilerimiz geçtiğimiz 2017'nin ocak ayının başında neyse şu anda onun da biraz altındadır. Önümüzdeki günlerde Türk Eximbank olarak bu çalışmaları yurt dışındaki kurumsal yatırımcılar nezdinde devam ettireceğiz." diye konuştu. 

Yıldırım, ihracatın finansmanında orta uzun vadeli kaynağın öneminin çok büyük olduğunu aktararak, "Merkez Bankamız bize kısa vadeli finansmanda problem yaşatmıyor. Yurt dışında bu çabalarımızın sebebi hem Merkez Bankamızın bize verdiği güç hem de Hazinemizin sermaye ve benzeri enstrümanlarda bize sağladığı destektir." dedi.

"Teminat mektubu verebilen bir banka haline geldik"

Yıldırım, 2017 başından beri çalışmalarını 3 boyutlu sürdürdüklerini, ilk boyutta kendi organizasyonunu iyileştirdiklerini, ikinci boyutta reel sektöre çok yakın çalıştıklarını ve son olarak diğer eximlerle iş birliğimiz, yurt dışı politikalar ve stratejilerle uyumlu bir şekilde çalışmalar sürdürdüklerini aktararak şunları anlattı:

"Türk Eximbank 31 yıldır sadece verilen teminat mektuplarıyla çalışan bir bankaydı, ilk yaptığımız onu dönüştürmek oldu. Sadece teminat mektubu alan banka olmaktan çıktık, teminat mektubu verebilen bir banka haline geldik. Biz banka olmanın yanında bir de ihracat destek kuruluşuyuz. Bu anlamda da Türkiye'nin en büyük sigorta kuruluşuyuz. İhracatçılarımızla bu alanda daha fazla çalışmak istiyoruz. Çünkü sigortanın poliçeli enstrümanı çok önemli bir teminat. Zamanla artık teminat mektubu ve diğer teminat mektubunun yerine geçebilecek bir teminat. İhracatçılarımızı bankaların yüksek teminat mektubu komisyonlarından kurtulmasına da vesile olacağız."

Yıldırım, geçen sene Türk ekonomisi büyürken, Türk Eximbank'ın ihracatçılara olan desteğini dolar bazında yüzde 19 büyüterek, 39,3 milyar dolara ulaştırdıklarını, bu sene de yüzde 17'lik bir artış öngördüklerini ifade ederek, "Bu sene 46 milyar dolara ulaşacağız dedik. 9 ayda 30 milyar doları aştık şu anda gördüğüm belki yıl sonunda 46 milyar dolar değil ama yine 43-44 milyar dolar gibi rakama ulaşabiliriz. İhracatçı sayısı olarak 2017'ye girerken 7 bin 700 ihracatçımızla çalışıyorduk. 8 Kasım'dan itibaren 10 bin 600'e ulaştırmış olacağız. Bugün geldiğimiz noktada 10 bin 500'e çok yaklaştık."

"Bugün itibarıyla çalıştığımız ihracat firmalarının yüzde 65'i KOBİ"

Adnan Yıldırım, döviz kurunda son iki aydır yaşanan hareketliliğin ihracatçı şirketleri nasıl etkilediğine dair de değerlendirmelerde bulundu.

TL'nin değer kaybettiği dönemlerde, girdilerini ağırlıklı olarak yurt içinde kullanan ihracatçılar lehine bir durum olduğunu anlatan Yıldırım, ihracatçıların kabaca yüzde 50'sinin bu durumdan yararlandığının söylenebileceğini belirtti.

Yıldırım, ihracatçıların kur meselesiyle ilgilenmemesi ve hedge enstrümanlarını kullanması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

"Geçen yıl Eximbank olarak normal opsiyon işlemlerine ilave olarak forward işlemlerini de devreye aldık.Bu yıl da yine gelen talepler üzerine faiz swap'ını devreye aldık. Bu yılın haziran ayından beri istenilen döviz cinsinden kredi veriyoruz. Her türlü kur riskini sınırlama enstrümanını kar amacı gütmeden veriyoruz. Kur hareketlerinden yararlanmak finansçıların işi, ihracatçılarımız finansçı değil. Dolayısıyla bu tür şoklar yaşadığımızda kur enstrümanına karşı kendini korumadığı için hem ihracatçılarımız hem de ülkemiz gereksiz yere zarar görüyor. Artık ihracatçılarımız döviz gelirine, miktarına ve cinsine göre borçlansın ve döviz riskinden korunmak için her türlü enstrümanı kullansın."

Geçen yıldan bu yana çalıştıkları ihracatçı ve KOBİ sayısını artırdıklarına dikkati çeken Yıldırım, "Geçen yıl portföyümüzde çalıştığımız ihracat firmalarının yüzde 53'ü KOBİ idi. Bugün itibarıyla bu oran yüzde 65 düzeyinde. Hedefimiz yıl sonunda çalıştığımız ihracatçı firmaların yüzde 68'inin KOBİ olması. Gelecek yıl ise yüzde 70'i aşacağız." dedi.

Yıldırım, diğer banka ve finans kurumlarından farklarının olduğuna işaret ederek, özellikle ihracatçıların ve yeni ihracata başlayanların sadece kendilerini değil, alıcılarını da sigortalayabildiklerini, çok uygun maliyetlerle alıcı kredisi sunduklarını bildirdi.

Sigorta enstrümanı ile birleştiğinde arka arkaya 3 yıldan fazla ihracat yapan şirketlerin 3'te 2'si ile çalışır hale geldiklerini aktaran Yıldırım, geçen yıl Türkiye'deki ihracat kredilerinin yüzde 43'ünü verdiklerini, bugün bu oranın yüzde 48'e ulaştığını ifade etti.

"Yurt dışından sağladığımız fonlar içeriye göre daha kalitelidir"

Adnan Yıldırım, bugün itibarıyla yurt dışı finansmanlarının 10 milyar doların biraz üzerinde bulunduğunu belirterek, bilançolarındaki bakiyenin yüzde 40'a yakınının yurt dışı finansmandan oluştuğu bilgisini verdi.

Yurt içinde finansman kaynaklarının daha çok kısa vadeli olduğunu, maliyetin de konjonktüre göre yüksek düzeyde bulunduğunu anlatan Yıldırım, "Dünyada paranın 3'te 1'i negatif getiri elde ediyor. İçinde bulunduğumuz dönemde, hem gelişmekte olan ülkelerde hem de küresel çapta maliyetli bir ortam var. Yurt dışından sağladığımız fonlar, içeriye göre vade olarak hem daha orta ve uzun, hem de maliyet açısından daha düşüktür, dolayısıyla daha kalitelidir. Yurt dışından bulduğumuz orta ve uzun vadeli, daha uygun maliyetli bu kaynaklar, ihracatçılarımıza 1 yılın üzerinde işletme kredileri verme ve 10 yıla kadar ulaşan yatırım kredileri kullandırma imkanı sağlıyor. O nedenle bu kaynaklar sadece miktar olarak değil, kalite olarak da son derece önemli." değerlendirmelerini yaptı.

Yıldırım, gelecek dönemde ihracatçılar için sunulacak ürünler hakkında bilgi vererek, şöyle devam etti:

"Yıllar önce deniz ürünleri üzerine bir restorandın kapısında 'Yüzüyorsa bizde var' yazdığını görmüştüm. Göreve geldiğim de ben de arkadaşlara 'Eğer ihracatsa, döviz kazandırıcı faaliyetse, yurt dışı projelerse bunun gerektirdiği ürünler bizde olacak' dedim. Bu nedenle artık kendimize teminat garanti verebilir ve yaptığımız sigorta enstrümanlarını daha farklı kullanabilir hale geldik. Bundan sonra da buna devam edeceğiz. İhracatçılarımız doğrudan bizden veya anlaşmalı olduğumuz eximler üzerinden hangi ürünü istiyorsa, yurt dışı müteahhitlik projeleri ve döviz kazandırıcı projeler de dahil olmak üzere, onu sunacağız."

"Krizlerden KOBİ'lerimiz sayesinde hızlı çıkabiliyoruz"

Adnan Yıldırım, bugün itibarıyla 12 şube ve 14 irtibat ofisinden oluşan toplam 26 genel müdürlük dışında birimlerinin bulunduğunu belirterek, "Kapalı alanda ihracatçının bize gelmesini bekliyorduk, biz şimdi ihracatçımıza gittik ama maliyetlerimizi de artırmadık." dedi. 

7 bin 700 ihracatçı seviyesini 10 bin 500'e çıkarırken bunu KOBİ'lerle yaptıklarını ifade eden Yıldırım, "KOBİ'ler Türk ekonomisinde önemli bir paya sahip. Türk ekonomisi yaşadığı kriz veya benzeri hassasiyet dönemlerinden çıkarken KOBİ'lerin payı yüzde 60'larda değil, yüzde 100'e çok yakın. Biz bu krizlerden, problemlerden KOBİ'lerimiz sayesinde hızlı çıkabiliyoruz. Çünkü onların dinamizmi, yeni yapılara çabuk uyması ve yeni KOBİ'lerimizin devreye girmesi bizim en önemli kaynağımız. Özellikle KOBİ'lerimizi güçlendirmemiz ve ihracatını desteklememiz lazım." diye konuştu. 

Yıldırım, İhracat Destek Hizmetleri Merkezini kurduklarını anımsatarak, ilk başladıkları günlerde haftada 300 ihracatçıya yardımcı olduklarını, şimdi bu sayının bin 407'ye çıktığını kaydetti. 

Türk Eximbank'ın önemli bir iş yükünün Merkez Bankası'nda olduğunu aktaran Yıldırım, şunları söyledi:

"Merkez Bankası ile aramızdaki bono ve teminat mektubu trafiğini elektronik ortama geçirdik. Bonoda aramızdaki trafiği yüzde 100 elektronik ortamda yapıyoruz, teminat mektubu tarafında da MKK ile anlaşma imzaladık. Vakıfbank ile ilk uygulamayı başlattık. Diğer bankalarımızın tamamıyla da (2019) mart ayının sonuna kadar elektronik teminat mektubunu tamamlayacağız. Elektronik teminat mektubunu ilk defa Türkiye'de Türk Eximbank işlem yapmaya aldı, bu da bizim için önemli oldu. Elektronik bono projesinin yüzde 50'sini uygulayabiliyoruz.

Ticaret Kanununa göre ihracatçıdan da bonoyu elektronik ortamda alabilmemiz için Ticaret Kanunu'nun değişmesi gerekiyor. Umuyorum önümüzdeki günlerde kanun da değişir. Bunun ötesinde bir şey daha yapmak istiyoruz. Taahhüt kapatmalarında beyannameler bankalar arası dolaşıyor. Elde kâğıt dolaşıyor. Bu da günümüzde utanılacak bir şey. Taahhüt kapatmalarını da elektronik ortama taşımak istiyoruz."

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.