Bir yılı aşkındır global bir kriz yaratan Kovid-19 salgını yaşam şeklimizi de etkiledi.

Alışverişlerimizi dahi uzaktan-online yaptığımız bu süreçte etkilenen yalnızca yaşam şeklimiz değil, aynı zamanda psikolojik olarak bu krize nasıl tepki verdiğimizdir de…

Kaygı bozuklukları ve depresyon gibi psikolojik sorunlar, salgın öncesi süreçte de oldukça yaygındı. Ancak salgın, başa çıkması destek almadan oldukça zor olan bu ve benzeri psikolojik bozuklukların oranlarını da bir hayli etkilemiş durumda.

Eğer son zamanlarda bir devlet hastanesinden psikiyatri randevusu talep ettiyseniz, karşınıza çıkan meşgul tabloyu da buna bir kanıt sayabilirsiniz.

Gelelim asıl kanıtlara yani araştırmalara...

Türkiye'den de verileri inceleyen bir araştırmaya göre, Kovid-19 salgını sonrası anksiyete semptomlarının oranında yüzde 50.9'lara kadar bir artış tespit edildi. Ayrıca, anksiyeteye bağlı depresyonun da yüzde %15 ile yüzde 48.3 oranında arttığı raporlandı. Üstelik travma sonrası stres bozukluğu oranları da dikkat çekici ki bu konunun önemini önceki yazılardan birinde anlatmıştım.

Salgın ile mücadele aşamasındaysak şu soruyu sormak çok kıymetli:

Bu semptomlar özellikle hangi gruplarda arttı?

Ne şanslıyız ki çalışmalar bize bu grupları da sıraladı.

Anksiyete ve anksiyeteye bağlı depresyonun en çok gözlendiği gruplardan en dikkat çekenlerden birisi 40 yaş altı bireyler. Bir diğeri ise kadınlar. Çünkü kadınların, erkeklere göre bu artışta daha fazla yer aldığı tespit edildi. Salgın ile psikolojik sorunlarda artış gösteren bir diğer önemli grup ise işsizler ve öğrenciler.

Diğerleri ise şöyle:

Eğitim seviyesi düşük olanlar; şehirde yaşayanlar; boşanmış veya eşini kaybetmişler ve geçmişlerinde psikopatolojik teşhisleri olanlar.

Sonuç olarak, tespiti yapılan bu demografiler, maalesef ülke nüfusunun çok çok büyük bir kısmını kapsıyor. Bu bireyler anksiyete, depresyon ve stres gibi yaşam kalitesini son derece kötü etkileyen psikolojik sorunlarla baş başadır.

Eğer sizler de, bu gruplardan biri veya birkaçında olduğunuzu düşünüyorsanız, Kovid-19 bulaşının size verebileceği fizyolojik etki kadar, yarattığı ortama tepkilerinizin de ciddi boyutlara gelmesini engelleyebilir veya yönetebilirsiniz. Bunun için, bilimsel kanıt temelli psikoterapi hizmetlerine başvurmayı tercih edebilirsiniz.