Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Kore gazisi Minas Kaya'nın son isteği

Kore Savaşı, çetin geçen 3 yıllık çatışmaların ardından 27 Temmuz 1953'te sona erdi. Türk askerinin bu savaşta gösterdiği cesaret ve başarıysa hiçbir zaman unutulmadı.

Türk askeri, ülkesinden binlerce kilometre uzakta, Kore'de savaşa gitmek için İskenderun'dan yola çıktığında takvimler 17 Eylül 1950'yi gösteriyordu. Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki 5 bin 83 kişilik Türk Tugayı sevgi gösterileri arasında uğurlandı. Koreliler, savaşa katılan her birliğe bir isim veriyordu. Türk Tugayı'nı da "Kutup Yıldızı" adıyla anmaya başladılar. Kutup Yıldızı, 18 Kasım'da cepheye hareket etti. Türk askerinin savaş boyu gösterdiği kahramanlık ve fedakarlık "Kutup Yıldızı"nı Kore halkının gözünde büyük bir minnet sembolü haline getirdi.

Türk askerinin Kore macerası, ülkenin kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmasıyla başladı. İki taraf arasındaki sorunlar, 25 Haziran 1950'de komünist sisteme sıkı sıkıya bağlı Kuzey Kore ordusunun sınır olarak belirlenen 38'inci paraleli geçmesiyle ayyuka çıktı.

Savaş artık kaçınılmazdı. Birleşmiş Milletler 27 Haziran'da üye ülkeleri Güney Kore'ye askeri yardımda bulunmaya davet etti. O günlerde Türkiye İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan Batı ittifakı NATO'ya girmek istiyordu. Güney Kore'ye asker gönderilmesi aynı zamanda bu sürece katkı sağlayacaktı. Böylece 25 Temmuz 1950'de Kore'ye asker gönderme kararı aldık.

Türk Tugayı, Kuzey Kore'yi destekleyen Kızıl Çin'in başlattığı büyük saldırı arifesinde bölgeye gitti. Saldırı karşısında Çin sınırına yaklaşık 100 kilometre uzaklıktayken Birleşmiş Milletler askerleri geri çekilme kararı aldı. Türk Tugayı, en çetin muharebesini işte bu çekilme sırasında yaptı. 26-29 Kasım tarihleri arasında Kunuri'de yaşanan çatışmada Türk Tugayı; 218 şehit, 455 yaralı ve 94 kayıpla en ağır kaybını verdi. Ancak başını ABD'nin çektiği Birleşmiş Milletler güçleri, Türklerin direnişiyle zaman kazandı ve Çinli askerler tarafından kuşatılmadan geri çekilmeyi başardı.

Üç yıl süren savaş boyunca Türkiye, Kore'ye üç kez tugay gücünde değiştirme birliği gönderdi. Böylece toplamda 23 bine yakın Türk askeri Kore'de görev yapmış oldu.

Savaş bittikten sonra asker sayısı kademeli olarak azaltıldı. 1960'da askeri birlik, 200 kişilik sembolik bir bölük gücüne düşürüldü. 1965'te sembolik olarak manga düzeyine indirildi. 1971'de ise Türk askeri tamamen geri çekildi. Kutup Yıldızı, Kore Savaşı'nda toplam 721 şehit verdi. Yaralı asker sayısı 2147'ydi. 175 askerden ise bir daha haber alınamadı.

Türkiye; ABD ve İngiltere'nin ardından en fazla kayıp veren üçüncü ülke oldu.

Kore'deki Kutup Yıldız Mehmetçik yakın zamanda "Ayla" filmiyle tekrar hatırlandı. Ayla filminde, Kore'ye gönderilen Türk Tugayı'nda yer alan gazi Astsubay Süleyman Dilbirliği ile ailesini savaş sırasında kaybeden 5 yaşındaki küçük bir Koreli kızın sevgi dolu gerçek hikayesi anlatılıyordu.

Tam da "Ayla" filminin etkisini kaybetmek üzereyken Almanya'nın Bremen kentinde bizlere Kore'yi  tekrar gündeme getiren bir olay yaşandı.

Türkiye, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra ilk kez bir silahlı mücadeleyi Kore Savaşı'nda yaşamıştı. Ankara; Amerika'dan sonra Kore'ye asker gönderen ikinci devlet olmuştu. O dönemde Kore'ye gönüllü olarak gitmek için Milli Savunma Bakanlığına binlerce dilekçe yazılmıştı. Gidenler arasında Türklerin yanı sıra Ermeni, Rum, Musevi ve Süryani asıllı 17 gayrimüslim vatandaş da bulunmaktaydı.

İşte bunlardan biri de Ermeni asıllı Minas Kaya'ydı. Minas Kaya; Kore Savaşı'nda kahramanca savaşırken yaralanmıştı. Böylece Türk ordusunda en büyük rütbe şehitlikten sonra gazilik ünvanını kazanmış, 91 yaşında da Almanya'nın Bremen kentinde hayatını kaybetmişti.

Almanya'da vefat eden Kore Gazisi Ermeni asıllı Minas Kaya'nın evlatlarından son bir isteği vardı. Son yolculuğuna Türk bayrağına sarılarak gitmekti. Öyle de oldu; Gazi Minas Kartal, Bremen'de toprağa Türk bayrağıyla uğurlandı. Minas Kaya'nın oğlu Murat Kaya babasının Türk ordusuna hayran olduğunu ifade etmekten geçemiyordu. Murat Kaya, babasının Nisan ayında İstanbul'un Silivri ilçesindeki evini her yıl olduğu gibi ziyaret etmek istediğini ancak ömrünün yetmediğini söyledi.

Huckelriede mezarlığındaki cenaze töreninde konuşan oğlu Murat Kaya, "Babam 1930 yılında Yozgat'ta dünyaya geldi. İkinci tertip olarak da Kore Savaşı'na katıldı. Biz iki erkek bir kız olmak üzere üç kardeşiz. Babam Türk ordusu ve Türk askeri hayranıydı. Çocukluğumuz Kore Savaşı hatıralarını dinleyerek geçti. Babam kendi ailesinden daha çok askerdeki komutanlarının tek tek isimlerini hep bize sayardı. Onları hiç unutmazdı. 1971 yılında Almanya'ya geldi. Ben bedelli askerlik yaptığım için bana kızardı. Hatta çoğu zaman 'Sizinki askerlik mi parayla askerlik mi olur' diyerek bizimle şakalaşırdı" diyor.

Oğul Kaya, babasının bütün dinlere saygısının sonsuz olduğunu dile getirerek, "Dinlere saygısı nedeniyle cenazede papaz istemedi. Herkesin inancına göre kendi duasını etmesini ve Fatiha okumasını istedi. Biz de öyle yaptık. Babam, 'Çocuklar ben Türkiye'de ölürsem Türkiye'mizde, eğer burada ölürsem, ama mutlaka Türk Bayrağı ve Kore Gazileri bayrağıyla buraya defnedin' vasiyetinde bulundu. Biz de onun bu son arzusunu yerine getirdik" derken çok duyguluydu.

Murat Kaya, babasının defin işlemleri sırasında kendilerine yardımcı olan Türk yetkililere desteklerinden dolayı da teşekkür etti. Biz de bu ülke için canını hiçe sayıp, kanını akıtan Minas Kaya'yı minnet ve şükranla anıyoruz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları