Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Kınalı Ali'nin mektubu

Malum; kına ağacının kurutulmuş yapraklarının dövülmesiyle elde edilen tozun,  saç ve elleri boyamakta kullanılmasına "kına yakmak" denir. Anadolu'da bir hayli yakındır. Gelin; Zafer Haftası'nda cephede yaşanmış bir "kına" hikayesini sizlere aktarayım:

Komutan Mehmetçiklerden birini yanına çağırır ve sorar:

"Adın ne senin evladım?..."

"Ali..."

"Nerelisin?..."

"Tokat Zile'denim..."

"Peki evladım bu kafanın hali ne?"

"Anam cepheye gelirken kına yaktı komutanım..."

"Neden?..."

"Bilmiyorum komutanım..."

"Peki gidebilirsin Kınalı Ali..."

O günden sonra herkes ona Kınalı Ali der. Bazı arkadaşları kafasındaki kınayla dalga geçer. Kısa sürede cana yakın ve cesur tavırlarıyla tüm arkadaşlarının sevgisini kazanır. Bir gün ailesine mektup yazmak ister. Ancak Ali'nin okuma yazması da yoktur. Bir arkadaşlarından yardım ister. Arkadaşı kırmaz, birlikte yazmaya başlarlar. Kıvırcık Ali söyler arkadaşları yazar: "Sevgili anne babacım ellerinizden öperim ben burada çok iyiyim beni merak etmeyin..."

Kız kardeşini kendinden bir küçük erkek kardeşini sorar. Ayrıca köydekilerin burnunda tüttüğünü de ilave ettirir. Kendisini merak etmemesini, Mehmetçik var oldukça düşmanın bir adım bile ilerleyemeyeceğini yazdırır. Yazının sonuna da anasına bir not düşer: "Anacığım kafama kına yaktın burada arkadaşlarım benle hep dalga geçti. Sakın kardeşim Ahmet'e kına yakma. Sonra onla da dalga geçerler ellerinden öperim..."

Aradan zaman geçer. Düşman kuvvetleri kati netice almak için tüm güçleriyle cepheye yüklenirler. Bu siperleri savunan Mehmetçikler teker teker şehit düşer. Sayıları epey azalmıştır. Siperler düsmek üzeredir. Yerlerine acil takviye gerekmektedir.

Kınalı Ali'nin bölüğü henüz sıcak temasa hazir değildir. Onlar yeni gelmiş, gerekli talimi yapamamıştır. Komutanın düşünceli halini gören ve durumun vehametini bilen Kınalı Ali ve arkadaşları komutanlarına yalvar yakar düşmanla yakın temasa girmek istediklerini söylerler. Komutan, çaresiz onları ölüme gönderdiğini bile bile görevlendirir.

Beklenen olur, Kınalı Ali'nin bölüğünden kimse sağ kalmaz, hepsi şehit düşer. Bir süre sonra da Kınalı Ali'nin ailesine yazdığı mektubun yanıtı gelir. Komutanlar, gözleri dolu, buruk bir şekilde mektubu açıp okumaya karar verirler.

Mektubun başı babasının dilindendir: "Oğlum Ali nasılsın, iyi misin? Gözlerinden öperim selam ederim. Öküzü sattık paranın yarısını sana, yarısını da cepheye gidecek kardeşine veriyoruz. Şimdi öküzün yerine tarlayı ben sürüyorum zaten artık zahireye de fazla ihtiyacımız olmadığı için yorulmuyorum da. Siz sakın bizi merak etmeyin bizi düşünmeyin" demektedir. Daha sonra köyde olup bitinleri dile getirir. Ardından da mektubu şu sözlerle bitirir: "Ali ananın da sana diyeceği bir şey var...

Oğlum Ali, yazmışsın ki 'Kafamdaki kınayla dalga geçtiler, sakın ola kardeşime de yakma' diye.

Kardeşine de yaktım. Arkadaşlarına söyle seninle dalga geçmesinler. Biz de üç şeye kına yakarlar:

Birincisi; gelinlik kıza; gitsin ailesine, çocuklarına kurban olsun diye... İkincisi kurbanlik koça; Allah'a kurban olsun diye... Üçüncüsü; askere giden yiğitlerimize... 'Vatana kurban olsun'lar diye...

Gözlerinden öper selam ederim. Allah'a emanet olun..."

Mektubu okuyan Kınalı Ali'nin komutanı ve diğerleri hıçkıra hıçkıra ağlar. Başta İstiklal Savaşı ve Çanakkale olmak üzere bu vatan için kanını ve canını feda eden bütün "kınalı kuzular"ımızı rahmet, minnet ve şükranla anarız.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları