Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Karay Türkleri dillerini kaybetmek istemiyor

Ukrayna-Rusya savaşının devam ettiği şu günlerde özellikle Doğu Avrupa''da Litvanya, Ukrayna ve Kırım''da yaşayan bir Türk topluluğu olan Karaylar''dan söz etmek istiyorum.

Bu topluluktan pek çok Türkolog yetişmiştir. Seraya Şapşal, Firkoviç, Gabay bunlardan bazılarıdır. Türkiye''de Karaylar hakkında yayınlanan en geniş kapsamlı eser Erdoğan Altınkaynak''ın ''Tozlu Zaman Perdesinde Kırım Karayları'' adlı kitaptır. Kırım Karayları''nı araştıran Erdoğan Altınkaynak bu çalışmasında, Karay halkının soyunu, göç hareketlerini, dini inanışlarını, sosyo-ekonomik tablosunu, günlük yaşam akışını, masallarını örnekleriyle vermiştir. Karayların merkezi Kırım olup, Hazar kağanlığından geriye kalanlardır. Kırım''daki Çift-Kale ata yurtları sayılır. Bu Çift-Kale''nin yanında bulunan Balta-Tiymez (Balta değmez, dokunamaz) onların kutsal saydıkları meşeleri bulunan tarihi mezarlıklardır. Bahçesaray, Kırım yakınlarındaki bu merkezden dünyanın çeşitli yerlerine dağılmışlardır. Litvanya, Polonya ve Azerbaycan''a buradan göçmüşlerdir. Karay Türkçesinin; Kırım, Trakay ve Galiç olmak üzere 3 ağzı bulunmaktadır.

Kırım Özerk Cumhuriyeti''nin Ruslar''ın işgalinden sonra Yevpatorya diye değiştirilen Kezlev şehrinde ibadet merkezleri vardır. İbadethanelerine Kenasa derler. İbadet dilleri Türkçe''dir. Bir görüşe göre 10. yüzyılda Bizans''tan Hazar ülkesine sürgüne giden ve Museviliğin Karai mezhebine bağlı olan insanlar, Hazar Devleti sınırları içinde kalan Kırım topraklarına yerleştirildiler. Hazar hakanının Musevi inancını kabul etmesiyle, Karai mezhebi, Kırım''da yaşayan Türkler arasında da yayılmaya başladı. Bu inancı kabul eden Türk toplulukları, ilerleyen yıllarda ''Karaim'' adıyla anılmaya başlandılar.

Kökenlerinin Türklerin Hazar boyuna dayandığı düşünülen Karaylar''ın bugün en kalabalık yaşadıkları ülke olan Litvanya''daki geçmişleri 14. yüzyılın sonlarına dayanır. 1397 ile 1398 yıllarında Karadeniz kıyılarına giden Büyük Litvanya Dükü Alexander Vitoldus, buradan ülkesine Müslüman ve Musevi Kırım Tatarı göçmenlerle döndü. Çoğunluğu müslüman olan bu göçmenlerin arasında bulunan 380 Musevi, Karay ailesinden 300 kişi Vitoldus''un Trakai''deki sarayına yerleştirildi. Litvanya''daki Karaylar''ın sayısı zamanla artarak 5 000 kişiyi buldu. Karay''lar saraya giden yol boyunca ağaçtan yapılmış ahşap evlerde yaşadılar.

Bugün Litvanya''da yaşayan Karaylar''ın sayısı yıllar içinde kuşaktan kuşağa azalarak Litvanya''ya gelişlerinin 600. yılının kutlandığı yıl olan 1997''deki sayıma göre 257''ye düştü. Bunlardan 138''i başkent Vilnius''da, 65''i Trakai''de, gerisi de daha az sayılarda ülkenin öteki bölgelerinde yaşıyorlar.

İstanbul Koç Üniversitesi''nde görevli Doç. Dr. Timur Kocaoğlu; "Bugün Türk konuşma ve yazı dillerinden biri olan Karaimce yok olmak üzeredir. Rusya, Ukrayna ve Litvanya''da yaşayan Karaim Türklerinin sayısı 2 bin 200 kişi kadardır. Ancak bunların çok az bir bölümü, belki 100 kişi anadilini konuşabilmekte ve daha az bir kısmı yazabilmektedir. Litvanya''da Trakai bölgesinde yaşayan Karay Türkleri, dillerinde ders kitapları bastırmak için harekete geçmişlerdir" demektedir.

Karayların konuştuğu dil Kıpçak Türkçesi grubuna dahildir. Karay kültüründeki Kıpçak Türk karakteri Güney Rusya''da Kıpçak stepleri denilen bölgede yaşayan Karayların atalarının Türkçe konuşan diğer halklarla karışmış olabileceğini akla getirmektedir.

Günümüzde küçük bir topluluk olan Karayların dilini yeryüzünde konuşanların sayısının 5000 dolayında olduğu sanılır. Karay dilinin, Karaçay, Kırım Tatarcası, Nogay gibi öteki Kıpçak Türkçe lehçeleri ile birçok ortak özelliği vardır. Bu lehçeleri konuşan topluluklar dil dışında ortak gelenekler, öyküler, masallar, koşuklar, yemek adları gibi özellikleri de paylaşırlar.

Bugün Litvanya''da Karay dilini günlük konuşmada kullananların sayısı 50''yi geçmez. Bu sayı Ukrayna''da sekizdir. Polonya Karayları iletişim için artık bu dili kullanmasalar da, aralarında zor da olsa bu dili konuşabilenler bulunur. Kırım''da bugün yok olmuş olan Karay dilini, son yıllarda gençler arasında kitaplardan öğrenerek yaşatmaya çalışanlar vardır.

Litvanya''da bugün Karay dili yalnızca pazar günleri okullarda öğretilir ve 1988''de kurulan "Litvanya Karay Kültür Derneği"nce desteklenir. Ayrıca Karay topluluğu, gençleri ulusal ekinleri ve geçmişleri ile yakınlaştırmak için her yıl gençlik ve kültür bayramı düzenler.

Bilindiği gibi Litvanya, resmi olarak Litvanya Cumhuriyeti, Kuzey Avrupa''da bulunan üç Baltık devletinden biridir. Üç Baltık devleti, Rusya''nın Ukayna''ya saldırması ile önem kazandı.

Bu ülkelerden biri olan Litvanya''da yerleşim daha çok Baltık Denizi boyunca yoğunlaşmıştır. Kuzeyden Letonya, güneydoğudan Belarus ile Polonya, Batı''dan ise Rusya egemenliğindeki Kaliningrad ile sınır komşusudur. Başkenti Vilnius olan 65 bin 300 kilometre karelik Litvanya''da 2020 yılına göre 2 milyon 795 bin kişi yaşar.

Litvanya''ya haritadan bakıldığında, Türk ve Müslüman dünyasıyla pek alakası olmayan bir yerdir. Ancak orada 600 yıldır yaşayan Karay Türkleri var. Yukarıda da anlattığımız gibi

Büyük Litvanya Kralı Vitoldus, Kuman soyundan gelen Kırım Türklerini toprak verip bölgeye yerleştirmiş. Ahali o günden bugüne kültürünü, dilini ve kendine has yaşantısını sürdürmüş. Atatürk''le ilgileri ise düşündürücü. Karaylar o bölgede asırlarca kalmış ama ne Osmanlı ne de başkalarının bunlardan haberi olmuş. Ufak bir topluluk, uzak bir coğrafya. Kimsenin umurunda değiller.

Taa ki, Prof. Oktay Sinanoğlu 1970''lerde atom fiziğiyle alakalı bir toplantı için Litvanya''ya gitmiş. Profesör olan arkadaşı Yutsis, "ilgisini çeker" diye, onu Trakai''ye götürmüş. Köyün İhtiyar Meclisi''nin Başkanı olan aksakallı bir adamla uzun uzun konuşmuşlar. Köye gittiklerinde Oktay Sinanoğlu ahalinin dillerini koruduğunu görmüş. Köyün ileri gelenlerinden bir ihtiyar, onu evine davet etmiş. Aksakallı zat, atalarından kalma sancak, kılıç ve belgeleri gösterip; hem de Türkçe; "Sizin Atatürk''ünüz zamanında Türkiye''den O''nun gönderdiği elçiler gelir, bize Türkçe dergiler, kitaplar getirirdi. Atatürk vefat etti, Türkiye''den ses seda kesildi. Size ne oldu?" diye yakınmış.

Saklı Medeniyetler ve Tarihin Gerçekleri sayfasına konuyu aktaran Prof. Oktay Sinanoğlu''nu rahmet ve şükranla anarken, bir avuç kalan Karaim Türkleri''nin de dil ve kültürlerini kaybetmemelerini dileriz.   

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları