Asker kılığına girmiş FETÖ'cülerin 15 Temmuz'daki kalkışması, bu yıl da hamaset ve edebiyat ile anılacak. Öyle ya, ne de olsa destan bu! En çok da, 15 Temmuz'a sebebiyet verenler yapacaklar 15 Temmuz üzerinden edebiyatı. Oysa garip bir gündür 15 Temmuz... Yıllarca ihanetlerini, emperyalizme 'hizmet' ettiklerini anlatmaya çalıştığımız ve cemaat diye bilinen hıyanet şebekesinin, yani FETÖ'nün FETÖ olduğunun herkes tarafından görüldüğü gündür aslında. Kâbus ve musibetin adıdır 15 Temmuz...
Ne var ki Türkiye'yi yöneten iktidar, 15 Temmuz musibetinden zerre kadar ders almadı. "Bir musibet, bin nasihatten iyidir" sözü demode bırakıldı ve darbe girişiminin yarattığı iklim kullanılarak, Türkiye'de rejim değiştirildi. Toplum bölünmeye, FETÖ yerine başka dini yapılara yol verilmeye devam edildi. 15 Temmuz, Yeni Türkiye safsatasına monte edilecek tarihî hikaye olarak görüldü. Milli bayramlara rakip yapıldı, yapılmaya devam ediliyor. Oysa 15 Temmuz musibetinin gösterdiği en önemli şey, rejim değişikliğinin gerekliliği değil, Cumhuriyetin fabrika ayarlarına acilen dönülmesi gerekliliğiydi.
15 Temmuz gerekçe yapılarak geçilen rejim neyi değiştirdi iktidarın nezdinde? Halen daha çeşitli din maskeli yapılar devlet içerisinde kadrolaşmaya devam etmiyor mu? Halen daha, şeyhinden, şıhından, gavsından, hoca efendisinden emir alanlar, devletten maaş almaya devam etmiyor mu? Liyakatin esas alındığı var mı? FETÖ'ye ne TSK'ya kumpaslar kurdurtan, ne de 15 Temmuz'u yaptırtan gücün kim olduğu ve 15 Temmuz'un siyasi ayağı ortaya çıkarıldı mı? 15 Temmuz bize bir orduya mal oldu ve 15 Temmuz'dan geriye, kapkara hatıralar ve bir de hamaset kaldı...
Oysa 15 Temmuz; kandırılma alanında dünya rekorunu elinde bulunduran ve her önüne gelen Türk hasmına kanan bir iktidarın, Türkiye'yi taşıdığı dehşet noktasıdır. Devlet kadrolarında yer almanın liyakat, adalet, dürüstlük esasına göre değil, Pensilvanya'daki sarıklı kardinalin referansına göre belirlenmesinin neticesidir. Gerçek yüzünü, daha kumpaslar sırasında gösterdiği halde, FETÖ'ye "ne istediyse veren" ve bu kumpasların savcılığına soyunan AKP iktidarının eseridir!
Bir ayıptır 15 Temmuz; sadece FETÖ'cülerin değil, sırf güç elinde diye bu ihanet şebekesinin arkasından gidenlerin, himmet toplantılarında onlara para akıtanların, gazetelerine abone olanların, sözde Türkçe olimpiyatlarında statları dolduranların ayıbıdır! Ömrünü terörle mücadeleye vermiş kahraman komutanların sanık ve terörist, PKK'lı teröristlerin de tanık olarak mahkemeye çıkarılmasına, "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" diyenlerin hem ayıbı hem halt etmişliğinin kanıtıdır!
Evet, kanıttır 15 Temmuz! FETÖ'nün AKP'nin elinde bir silah olduğunun, o silahın namlusu bu ülkenin ordusuna, vatansever insanlarına dönükken değil, kendisine dönünce AKP'nin FETÖ'yü tehdit, beka sorunu kabul ettiğinin kanıtıdır! 15 Temmuz, Cumhuriyet değerlerini savunanların muktedir olma budalası olmadığının, yıllarca FETÖ gibi yapılara karşı Cumhuriyetin bekası için kaygılandığının, başta millî-üniter, demokratik, laik sosyal hukuk devleti kimliği olmak üzere Cumhuriyetin temel niteliklerinin ve bu memleketin temel değerlerini savunduklarının kanıtıdır!
15 Temmuz'un hamaset ve edebiyatını yapan AKP iktidarının, sadece bu kara güne sebebiyet vermekten ibaret mi kabahati? Meclis'te kurulan 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nun çalışmaması, darbeyi araştırmaması için her şey yapılmadı mı? Nihayetinde komisyon, darbenin arkasındaki gerçekleri, darbeye giden süreci ortaya çıkarmadan çalışmalarını tamamladı. 15 Temmuz'un hemen akabinde, FETÖ ile ilişkileri hemen tespit edilen 10 binlerce kişi kamudan ihraç edildi, 10 binlerce kişi tutuklandı. Halen FETÖ ile ilgili gözaltılar devam ediyor. Askerde, poliste, yargıda, MİT'te hatta CHP'nin içinde bile FETÖ'cü bulundu. Ancak bir AKP'nin içinde tek bir FETÖ'cü çıkmadı bugüne kadar. AKP, darbe girişimi sonrasındaki dayatmalarına kaynaklık eden darbe süreçlerinin bilinmesini istemiyor. Süreci karanlıkta bırakarak bütün bir toplumun 15 Temmuz'u AKP'nin anlattığı kısmına inanmasını istiyorlar. Yoksa 15 Temmuz'u kullanmaları ne mümkün?
