Rüşvetin, torpilin, akraba ve yandaş kayırma dedikodularının ayyuka çıktığı bir dönemde; "Bize böyle devlet adamları gerek" dedirtecek olanlar da var. Bilmem Refik Arslan Öztürk adını duydunuz mu?
Türk bürokrat R. Arslan Öztürk, 1949 yılında Yozgat''ta dünyaya geldi. İlk ve lise öğrenimini lk ve lise Yozgat''ta tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi''ni bitirdi. Ardından Lice, Ömerli ve Demirci kaymakam vekillikleri, Reşadiye, Silopi, Finike ve Söğüt kaymakamlıkları, Sivas vali yardımcılığı ve Bilecik, Niğde, Erzincan, Manisa valilikleri yaptı. 27 Nisan 2008 tarihinde merkez valisi olarak atandı. 1995 yılında Niğde valiliği yaptığı sırada Türk Kültürüne Hizmet Vakfı, 2004 yılında Erzincan valiliği yaptığı sırada Parlamento Dergisi, 2006 yılında Manisa valiliği yaptığı sırada da Meclis Dergisi tarafından yılın valisi seçildi. Evli ve 2 çocuk babası olan Refik Arslan Öztürk 14 Kasım 2020 tarihinde Ankara''da prostat kanseri nedeniyle tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Eski İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Fahri Öztürk''ün kardeşi, gazeteci Saygı Öztürk''ün ağabeyidir.
Emekli Vali Refik Arslan Öztürk''ün pek çok ilde başarılı görev yapmasının yanı sıra devlet adamı olarak uyguladığı prensipler, üniversitelerde ders olarak okutulacak cinstendir. Gelin polislerle yaşadığı şu ilginç olaya bir göz atalım:
Yıllar önce, İzmir ile Çeşme arası seyahat eden bir minibüsü polis kimlik kontrolü için durdurur. Ayakta seyahat eden birinin kimliğine bakan polisler dona kalır. İçişleri Bakanlığı tarafından verilen kimlikte, Bilecik Valisi yazmaktadır. İlk şaşkınlığı atlatan polisler, "Sayın Vali''m, sizi biz götürelim" teklifinde bulunsalar da; "Teşekkür ederim. Tatildeyken, devletin aracına binmem" cevabını alırlar.
Refik Arslan Öztürk''ün uygulamaya koyduğu prensipleri bu kadarla da kalmaz. Görev yaptığı, Bilecik, Erzincan, Manisa illerinde sabahları makama yürüyerek gider. Ankara''ya valiler toplantısına katılacaktır. Gider otobüs yazıhanesinden kendi biletini cebinden alarak, Başkent''in yolunu tutar.
"İtibardan tasarruf olmaz" düşüncesinin kanıksanmaya başlandığı bugünlerde, Refik Arslan Öztürk meslek hayatı boyunca tasarrufu şiar edinmişti.
Öztürk''ün ölümüyle birlikte valilik yaptığı dönemlerdeki şu anki bürokratlara örnek olması gereken davranışları, "gerçek bir devlet adamı" olma anlayışı ve imajıyla gündeme geliyor.
1995, 2004 ve 2006 yıllarında çeşitli vakıflar ve dergiler tarafından yılın valisi olarak seçilen Öztürk, "İtibardan tasarruf olmaz" sözüyle görev yapan ve lüksünden asla ödün vermeyen yeni nesil bürokratların tam tersi çok "sıradan" bir görev süreci geçirmiş.
Devletin verdiği imkânları asla kendi kişisel ihtiyaçları için kullanmazmış. Kimsenin "Vali, kardeşini garajlardan devlete ait makam aracıyla aldırdı" dememesi için ailesinin görev yaptığı illere gelmesini istemezmiş.
Ankara''ya toplantılara bile kendisine tahsis edilen araçla değil, kendi cebinden bilet alıp otobüsle gittiğini yukarıda anlattık. Özel hayatında uçakla yolculuk yapmadığı için devletin parasıyla da uçağa binmekten kaçınırmış. Özel konuşmalarını da indirimli olması için mesai sonrasında yaparmış. Devlete çok yazmasın diye...
Özel konuşmalarını da indirimli olması için mesai sonrasında yaparmış. Devlete çok yazmasın diye...
Mesleğini bu şekilde severek ve saygı duyarak yapan bu insan, kamu fabrikasının birilerine "verilmesini" önlediği için de 2008 yılında kızağa çekilmiş. Yaptığı bir açıklamada da yanlış işleri yapması için kendisine çok baskı uygulandığını ancak ne pahasına olursa olsun altına imza atmadığını anlattı...
Kişisel ihtiyaçları için devletin kasasından bir kuruş bile harcamayan, şaşalı bir hayat sürmeyen, devletine sadık valiler vardı eskiden... Şimdi böyle devlet görevlilerini mumla arar olduk. Kimi altın işlemeli makam odalarında, kimi de milyonluk makam araçlarında "İtibardan tasarruf olmaz" sözünü önüne katarak görev icra ediyorlar.
Refik Arslan Öztürk''ü şükran ve rahmetle anıyoruz…
