İstihbaratçı polisler hakkındaki FETÖ davası

İstihbaratçı polisler hakkındaki FETÖ davası
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in de arasında yer aldığı 18 eski istihbarat görevlisinin "terör örgütü üyesi olmak" ve "resmi belgeyi bozmak, yok etmek ve gizlemek" suçlarından yargılanmasına başlandı.

İstihbaratçı polisler hakkındaki FETÖ davası

ABD Federal Soruşturma Bürosunun (FBI), Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) bazı üst düzey yöneticilerine ilişkin bilgi verilmesi talebiyle gönderdiği bir belgeyi yok ettikleri, birini mevzuata aykırı biçimde arşive kaldırdıkları gerekçesiyle eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in de arasında yer aldığı 18 eski istihbarat görevlisinin "terör örgütü üyesi olmak" ve "resmi belgeyi bozmak, yok etmek ve gizlemek" suçlarından yargılanmasına başlandı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Ali Osman Öztürk, Cemal Kalay, Ahmet Yavuz, Ali Madan, Ali Poyraz, Lokman Kırcılı, Yunus Hazar ile sanık avukatları katıldı. Sanıklardan Gökay Havabulut, Hasan Alperen, Adem Polat ve Mutlu Köseli ile tutuklu bulundukları cezaevlerinden telekonferans sistemiyle bağlantı kuruldu.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın iddianameyi özetlemesinin ardından emniyet müdürü rütbesindeyken ihraç edilen sanık Mutlu Köseli savunmasına başladı.

Köseli, suçlamaların 10 yıl öncesine ait olduğunu, iddianamede lehine hiçbir hususa yer verilmediğini, etkili soruşturma yürütülmediğini, buna rağmen uzun zamandır tutuklu olduğunu anlattı.

Geçmişine ilişkin bilgi verirken hiçbir grup ve cemaatin dershanesine ya da toplantılarına gitmediğini ifade eden Köseli, Bülent Orakoğlu'nun isteğiyle Niğde'den İstihbarat Dairesi Başkanlığına atandığını, Orakoğlu'nun, bu atama öncesinde hakkında her türlü araştırmayı yaptığını kaydetti.

Köseli, "FBI'ın 14 sayfalık 2007 tarihli memorandumu yok ettikleri" suçlamasına ilişkin, "Hakkımdaki suçlamalar geçersiz. İddianame belirli bir dönemde, belirli bir büroda olan herkese aynı isnatta bulunuyor. Bu isnadın gerçek olması durumunda bile benim bu evrakın gelişinden, içeriğinden, imhasından bilgimin olması mümkün değil. Ayrıca bilgi notları resmi evrak statüsünde değildir." savunmasında bulundu.

Evrakın büroya geldiğinin dahi ispatlanamadığını öne süren Köseli, "Evrakın istihbarat görevlilerine elden teslim edildiğinin delili nedir? Evrak normal prosedürle daireye gelseydi, FBI görevlileri veya İstihbarat Daire görevlilerince kayda alınması gerekirdi. Memorandumu kimin getirdiğine, kimin aldığına dair kayıt yok." dedi.

Emekli Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın kitabındaki hususların soruşturmanın açılmasına dayanak yapıldığını savunan Köseli, FBI'ın, bazı FETÖ yöneticileriyle ilgili bilgi talebinde bulunduğu 2008'deki evraka ilişkin suçlamaları da reddetti. Köseli, şunları söyledi:

"Bu memorandumu hatırlamıyorum. Aradan 10 yıl gibi bir süre geçti, hatırlamam da mümkün değil. Konunun uzmanı C Şube Müdürlüğüydü. Çalıştığım şube destek birimiydi. O zaman başkomiserdim ve yüksek rütbeliler varken, benim evrak içeriğiyle ilgili bilgimin olması mümkün değildi. Memorandumda ismi geçenleri halen tanımıyorum. 2008'de bu kişilerin isimleri kamuoyunca da biliniyor muydu, bilmiyorum. Bu şahıslar hakkında soruşturma 2014'te açılmış. İddianamedeki memorandum ise 2008'de düzenlenmiş. Bu şahısların devlet ve siyasetle ilişkileri, tehdit olarak algılanıp algılanmadıkları, halkın gözündeki imajları ve destek durumları değişti. 6-7 yıl öncesinden bu durumu bilmek mümkün değil."

Köseli, "terör örgütü üyesi olduğu" iddiasını "mantık dışı" olarak niteledi. "ByLock" kullandığına yönelik suçlamayla FETÖ bağlantısının ispatlanmaya çalışıldığını söyleyen Köseli, bu programı telefonuna yüklemediğini savundu ve beraatını istedi.

Duruşmada sanık savunmalarının alınmasına devam ediliyor.

- İddianame

İddianamede, FETÖ'nün sözde "emniyet imamı" olan "Kozanlı Ömer" kod adlı Osman Hilmi Özdil ve "Sinan" kod adlı istihbarat teşkilatı sorumlusu Murat Karabulut'un 12-18 Nisan 2007'de ABD'ye giriş-çıkışları esnasında FBI görevlilerince sorgulandıkları, Ankara'daki FBI irtibat görevlisinin, 5 Kasım 2007'de, bu kişilerden çıkanları gösteren 14 sayfa belgeyi, zanlılardan dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevlilerine elden verdiği, belgenin üst müdürler Recep Güven ve Ramazan Akyürek'in bilgisi dahilinde imha edildiği kaydedildi.

FBI'ın, 29 Ocak 2008'de de İstihbarat Daire Başkanlığından, Mustafa Özcan'ın yanı sıra örgütün 6 yöneticisi hakkında bilgi istediği belirtilen iddianamede, Şubat 2008'de FBI yetkilisiyle 2 toplantı yapıldığı, bu toplantılarla ilgili oluşturulan belgenin ise tarayıcıdan geçirilmeden, örgüt ve kişi irtibatı kurulmadan arşive yollandığı bildirildi.

İddianamede, İstihbarat personelince FBI'a, FETÖ yöneticileri Mustafa Özcan, Süleyman Tiftik, Şerif Ali Tekalan, Harun Tokak, Mehmet Hanefi Sözen ve Osman Hilmi Özdil'e ilişkin, "El Kaide, İBDA-C, Hizbullah ve PKK/KONGRA-GEL gibi terör örgütlerinin hedefi konumunda oldukları, bu kişilerin uluslararası ilişkilerinin yoğun olabileceği, mesleki pozisyonları itibarıyla zaman zaman yurt dışına çıktıkları, herhangi bir terör örgütü irtibatları olmadığı gibi ve herhangi bir terörizm soruşturmasında yer almalarının uygun olmayacağı" şeklinde görüş bildirildiğine yer verildi.

- New York'ta, Özdil ve Karabulut'ta bulunanlar

İddianameye göre, FBI, New York JFK Havalimanı'nda 18 Nisan 2007'deki kontrollerde, Osman Hilmi Özdil'in üst aramasında kişisel bazı evrakının yanı sıra, kısa notlar ve isimler, "birinci akabe biatına katılanların isimleri", psikolog, polis, avukatlar ve şirketlere ait bazı kartvizitler, Karabulut'ta ise kişisel evrak ile kartvizitler, ödeme belgeleri, bazı isimler ve telefon numaralarının yazılı olduğu notlar, konakladığı otele ilişkin ödeme belgesi ve biniş kartı ele geçirdi.

"FBI'ın gönderdiği Özdil'in üzerinden elde edilen belgelerde, daha sonra kamuoyunda "Ergenekon davaları" olarak bilinen soruşturmalarda tutuklanan bazı isimlerle oldukça benzerlik gösteren, bir nevi basit bir kriptolama yöntemiyle kriptolanmış, mevcut haliyle yabancı bir ülke görevlisinin şüphelenirse internetten aradığında hiçbir sonuç bulamayacağı ancak ülke gündemine hakim her Türk vatandaşının kolayca anlayacağı şekilde isim listesi olduğu" kaydedilen iddianamede, "12 Haziran 2007'de, Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen el bombalarından yaklaşık 2 ay kadar önce bu isimlerin örgütün sözde emniyet ve sözde MİT imamlarının üzerinde çıkmasının, bu davaların kumpas olduğunu ortaya koyduğu" ifade edildi.

İddianamede, "Özdil ve Karabulut'un, bütün ülke gündemini derinden sarsacak operasyondan önce örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e bilgi vermek için ABD'ye gittikleri iddiasının doğruluğunun anlaşıldığı" kaydedildi.

Davanın 6 sanığı hakkında yakalama kararı bulunuyor.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.