Sanat Güneşimiz, biriciğimiz, pamuklarla sarıp sarmaladığımız Zeki Müren'imiz ne diyordu "İşte Benim Zeki Müren" şarkısının sonunda;
İsmim Mesut, göbek adım Bahtiyar
Yıllarca hep böyle bildiniz siz
Mesut Bahtiyar'dan şarkılar dinlediniz...
Zeki Müren'den sonra "Mesut Bir Adamın Hikâyesi" adlı kitabıyla futbol dünyamızın tam orta yerine yanan bir alev halinde düşüverdi Mesut Bakkal.
1986-1987 sezonunda teşvik primi ve dopinglerden bahsetmiş satırlarında "Mesut Adam".
Beşiktaşlıları bir kere daha haklı çıkardığı Denizlispor formasıyla İstanbul'da karşılaştıkları Beşiktaş ile 1-1 sonuçlanan maç için Galatasaray'dan "Teşvik Primi" satırlarını da es geçmemek lazım.
O dönemin Galatasaray'ı ve Ergun Gürsoy'u...
Atlara verilen haplar...
Şimdi bunları yazarak bir nevi "Günah Çıkaran" Mesut Bakkal gerçekten "Mesut" olmuş mudur, üzerinden çaldığı emeklerin günahlarını attığını mı hissetmiştir bilemeyiz ama bu arkadaşın artık futbol dünyası içinde olmaması gereklidir.
Futbolu kurtarmak adına, örnek teşkil etmesi için futbol kulüpleri bu arkadaşa saha kenarında iş vermemelidir. Kazandığı o paralarla gidip kendisine "Mesut Bakkaliyesi"ni açarsa daha önemli bir iş yapmış olur.
İtiraflardan sonra olaya ciddi bir göz ile bakarsak, 1992 yılında "Özerk" olmuş TFF var ve 2006 yılında Futbol Talimatnamesi üçüncü kez düzenlenmiş.
Futbol Talimatnamesinde 56. Maddesi olan "Müsabaka Sonucunu Etkileme"de;
(1) Müsabakanın sonucunu veya sürecini hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek yasaktır. Teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır.
(a) Yukarıda belirtilen ihlalleri gerçekleştiren kişilere sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir,
(b) Yukarıda belirtilen ihlallerin kulüp yöneticileri tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda ilgili kulüplere bir alt lige düşürme cezası verilir.
(c) İhlalde sorumluluğu bulunan kişilere ayrıca para cezası verilebilir.
(2) 1. fıkrada belirtilen ihlallere teşebbüs etmek yasaktır.
(a) Teşebbüs halinde, ilgili kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar müsabakadan men veya hak mahrumiyeti cezası verilir.
(b) Teşebbüs halinde ilgili kişinin yöneticisi olduğu kulübe bu talimatta öngörülen disiplin cezaları uygulanabilir. Ağır ihlal hallerinde kulübe en az 12 puan indirme cezası verilir. İhlalin ağırlığı kurul tarafından somut olayın niteliğine göre serbestçe karar verilir ancak eylemin ilgili yöneticinin kendisinin veya üçüncü kişilerin bahis oyunlarından menfaat elde etmesi amacına matuf olduğunun tespit edilmesi halinde ihlal, mutlaka ağır ihlal kabul edilir.
(3) İhlal veya ihlale teşebbüsün hakemler tarafından meydana getirilmesi halinde sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir.
(4) Hukuka ve spor ahlakına aykırı şekilde müsabaka sonucunu veya sürecini etkilemek için kendisi ile irtibata geçilen veya futboldaki görevi nedeniyle herhangi bir şekilde bu tür bir eylemden haberdar olan bu talimat kapsamındaki kişiler derhal TFF'ye bu hususta bildirimde bulunmakla yükümlüdür.
(5) Kişilerin, futboldaki görevleri nedeniyle elde ettikleri ve kamuya açıklanmayan bilgileri, bir müsabakanın dürüstlüğüne halel getirir veya getirebilecek şekilde kullanmaları veya üçüncü kişilerle paylaşmaları yasaktır.
***
Bu maddeye göre işlenen bu suçun 1985-1986 yılları için geriye dönük uygulanması mümkün müdür? Bunu hukukçular iyi bilir.
Diyelim uygulandı, gerekli cezayı verecek yürekli bir TFF var mı? O yürekli TFF olsa idi "Elimizde VAR kayıtları duruyor" diyerek şampiyon olanlara getir bakalım cesaretini gösterirdi. Bugün Beşiktaş hâlâ Fenerbahçe maçının VAR kayıtlarının açıklanması için baskı yapmaya devam ediyor.
Burası Muz Cumhuriyeti mi ve bu TFF değil de MFF'mi?
Sorular basit, cevabının da bu basitlikte net olması gerekli.
Bu sorulara cevap verecek "Yürekli TFF yetkilileri var mı?" futbolseverler olarak bekliyoruz.
Hayır daha çok bekleyecek isek ve hiçbir şey olmayacaksa Sanat Güneşimiz Zeki Müren'i dinlemeye devam edelim...
Bu hafta derbi maç ne olur? derseniz sanırım tüm bu yaşananlar, atanan hakemler filan üç aşağı, beş yukarı olacakları tahmin ediyorsunuzdur.
Dileriz ki! Her şey düşünüldüğü gibi olmaz, keyifli bir futbol ve hak edenin kazandığı, üzerinde şaibe olmayan bir maç olur.
