"Şerefli-Şerefsiz laflarının en yaygın olduğu ülke de herhalde bizimki. Tesadüf değil diyorum" açıklamasını Ümit Kıvanç 'haysiyet' kavramı üzerine Gaye Boralıoğlu ile sohbet ettikleri ve bu sohbetlerin Kıraathane Kitapları tarafından metne dönüştürüldüğü kitapta.
Gerçektende Ümit Kıvanç'a katılmamak elde değil, bu ülkede her alanda işler biraz ters gitmeye başlasın, hemen havada uçuşuyor "şeref, haysiyet, onur" kelimeleri. Uçuşuyor ve nereye konarsa orada derin bir yara açıyor.
Bu köşeden hayata futbol penceresinden bakıyoruz ve olaylar Hababam Sınıfı'nın tünel kazıp, kaçma planları yaptığı sahneye dönüşüyor. Hani İnek Şaban'ın;
"Bu ona karşı kazanmış olduğumuz büyük zaferdir" repliğiyle başlayıp "şimdi bizi arasın, dursun bakalım" diye devam eden "Aaa! Mahmut Hoca." "Mahmut Hoca! O da kaçmış" "Tünelde karşılaşmadık ya!" "Çocuklarrr! Sakın gelmeyin! Tünelin bu ucu bombok bir yere çıktı." ile biten sahne…
Futbolumuzda her şey ama hemen hemen her şey işte bu sahnedeki replik gibi bitiyor "tünelin ucu bombok yere çıkıyor!"
Futbolu yönetmeye talip olanlar, yönetime seçilenler önce onları seçenler sonra başarısızlık serisinde yerden yere vuranlar, yerlerine başkalarını bulmak için koşturanlar ve her şeyin orta yerinde öylece futbol adına söz söylemesini beklediğimiz teknik adam ve futbolcular.
Büyük camialarda seçim süreci özellikle çok adaylı arayışlarda sancılı olur ve bunun net göstergesini Galatasaray'da yaşananlar ışığında görüyoruz. Aslında epey zamandır Fatih Terim ve yönetim arasında sıkıntıların olduğu aşikârdı ve gün yüzüne çıktı. Çünkü Fatih Terim özelinde Galatasaray takımına baktığımızda, Fatih Terim'in Alfa karakterini net görürsünüz zaten bu karakter özelliğinden dolayı seçimi kim kazanırsa kazansın Fatih Terim adı çalışılacak isim listesinin ilk başındadır. Fatih Terim bunu çok iyi bildiği için eli kuvvetli bir şekilde beklemektedir.
Basına yansıyan bir haberde Galatasaray'da krize Abdürrahim Albayrak'ın el koyduğu yönde idi. Abdürrahim Albayrak "Mustafa Cengiz'in; Galatasaray'ın ayağa kalkması gerekiyor. Özellikle futbolcuların haysiyet ve şereflerini hatırlamaları gerekiyor. Ölümüne mücadele etmeleri gerekiyor. Futbolcularımız bunu neden yapmıyor? Adamın ipinde değil" açıklamasından sonra soluğu Florya'da almış (zaten nerede alacaktı ki?) ve takımla bir araya gelerek "Başkanın söyledikleri kendini bağlar. Tüm Türkiye sizin nasıl oyuncular olduğunuzu biliyor. Takılmayın böyle şeylere…" demiş ve ardından Fatih Terim ve yardımcılarının ve yerli oyuncuların olmadığı bir karede Abdürrahim Albayrak ve yabancı futbolcular bir araya gelmişler.
Abdürrahim Albayrak'ın derdi, kimsenin seçim aşamasında kendisiyle konuşmaması, peki neden bence Abdürrahim bey biraz dönüp arkasına bakarsa Galatasaray'ı zor durumda bırakacak açıklamaları tekrar tekrar iyi dinlesin. Mesela şu VAR odası kayıtları elimizde gibi! Birde kalkıp, başkanın söyledikleri kendini bağlar sözüyle kendince hodri meydan demesinin tek sebebi Galatasaray'da kendisini bir gün başkan olarak görme hayalidir.
Fatih Terim ise Albayrak'a tüm bu yaşananlardan sonra başkan bir özür dilemez ise yönetim ile aynı karede olmayacağını bildirmiş.
Florya'nın patronu, Galatasaray'ın patronundan "özür" bekliyor!
Mustafa Cengiz "Adamın ipinde değil!" sözü ile direk olarak Fatih Terim'i işaret etti ise ve beklenen özürü bildirmez ise seçimde büyük yara alır hem de yaptığı tüm çabalara, Galatasaray'a kazandırdıklarına rağmen.
Fatih Terim'in "özür" beklentisinin sadece bu kelime ile doğru orantılı olmadığını düşünüyorum çünkü Fatih Terim'i üzen böyle bir beklenti içine götüren sebebler başkadır, onlarda birgün gelir gün yüzüne çıkar.
Var olan gerçek ise artık bu kırgınlıklar bütünüyle seçim havasına girmiş Galatasaray'ın saha başarı oranı yükselişe geçme zorluğudur. Galatasaray son haftalar öncesinde daha günü bile belirlenmemiş seçim havasını bir kenara bırakır, yönetim ve teknik heyet bir araya gelirse kaos ortamından kurtulur.
