Teröristbaşı Öcalan'ın 23 Haziran'da yenilenen İstanbul seçiminin ardından ilk kez 8 Ağustos günü mesajı kamuoyuna aktarıldı. Öcalan'ın mesajları, çözüm sürecinin ardından ise ilk kez YSK'nın İstanbul'da seçiminin yenilenmesi kararını verdiği 6 Mayıs'ta yine avukatları tarafından aktarılmıştı. Teröristbaşı Öcalan o mesajında, PKK'nın Suriye uzantısı SGD için, "Suriye'nin bütünlüğü çerçevesinde anayasal güvenceye kavuşturulmuş yerel demokrasi perspektifinde çözüme ulaştırılması amaçlanmalıdır. Bu bağlamda Türkiye'nin hassasiyetlerine de duyarlı olunmalıdır" demişti. Yani Fırat'ın doğusundaki PKK/PYD varlığının, tıpkı Irak'ın kuzeyindeki Barzani varlığı gibi özerk statüde devletleşmesi gerektiğini işaret etmişti.
Öcalan'ın avukatları, 23 Haziran'dan sonra birkaç kez görüşme talebinde bulunmuş ama izin çıkmamıştı. 23 Haziran sonrasında avukatları ile ilk görüşmesi ise, ABD heyetinin Türkiye'de olduğu ve Suriye için 'güvenli bölge' anlaşmasına varıldığı gün gerçekleşti. Bu elbette tesadüf değil. Teröristbaşı Öcalan, 23 Haziran'daki İstanbul seçimine günler kala ilk olarak Anadolu Ajansı tarafından aktarılan mesajında, HDP'ye tarafsızlık çağrısı yapmış, Cumhur İttifakı'nın ortakları Erdoğan ve Bahçeli bu mektuba sahip çıkmıştı! Yenilenen İstanbul seçiminin ardından yazdığım "Yeni çözüm süreci Suriye'den geçti, geliyor…" başlıklı yazımda, "AKP iktidarının Irak ve Suriye kuzeyinde ABD politikalarına yeniden uyum sağlaması, ikinci çözüm sürecinin de onaylanması demek. Türkiye, teröristbaşının, ilk çözüm sürecinden daha farklı şekilde, bu sefer 'siyasi aktör' haline getirileceği bir sürece ilerliyor" demiştim. Görünen o ki; Münbiç'te hayata geçirilen durum, oluşturulması öngörülen güvenli bölgenin de prototipi olacak gibi. Yani PKK/YPG'nın sınırdan 5 kilometre çekilerek, bu bölgenin yerel meclislere devredilmesi söz konusu olacak. Bu durum, Türkiye'de ikinci çözüm sürecine götürüldüğünün bir alemeti daha olarak göze çarpıyor.
Cumhur İttifakı'nın bileşenlerinin güvenli bölge konusunda da ittifak halinde olduğunu görüyoruz. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında söyledikleri, bunu gösteriyor. Oysa güvenli bölge planı, Türkiye için hiç güvenli değil. ABD'nin güvenli bölge planına entegre olmak, Fırat'ın doğusundaki PKK / PYD varlığını ortadan kaldırmıyor, aksine daha da perçinliyor. Teröristbaşı Öcalan son mesajında açıkça AKP iktidarına mesaj verdi. Daha doğrusu mesaj vermesine izin verildi. 22 Temmuz'da ise Diyarbakır'da HDP'nin çözüm süreci çağrısında bulunacağı mitingin yapılmasına, Valilik tarafından izin verilmişti. Bütün bunlar, birbirinden bağımsız gelişen hadiseler değil. AKP ve MHP ikinci çözüm sürecine kamuoyunu hazırlıyor.
PKK elebaşı Öcalan'ın son mesajında AKP iktidarına çözüm süreci çağrısında bulunmasının yanında dikkat çeken bir nokta daha var. Teröristbaşının avukatlarının aktardığına göre, Öcalan, kendisine yönelik halen devam eden yirmi yıllık tecridin uygulandığından ve bunun da bugün yaşanan savaşlarla ilgili olduğundan bahsediyor. Savaştan kastı, devletin terörle mücadelesi. Öcalan ilk çözüm sürecinde bir unsurdu. İkincisinde ise, siyasi aktör yapılmak isteniyor ki, bunun ilk adımı 23 Haziran seçimine müdahale ettirilerek atılmak istenmişti. Geçtiğimiz yıllarda ise, iktidara yakın isimler Öcalan'a ev hapsinden bahsetmişlerdi. İktidar, Öcalan'ın mesajında tecrit ifadesini kullanmasına ve sanki bir terör suçlusu değilmiş de siyasi suçlu olduğu için alıkoyulmuş algısı yaratmasına da izin verdiğine göre, bu konuda da Öcalan ile aynı düşünüyor…
