Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Levent Doğan

Levent Doğan

Yazar

Imposter Sendromu

Bireyler yetişkinlik evresine geçiş yaptığı andan itibaren hayatlarının büyük bir kısmını kariyerleri işgal ediyor.

Öneminin artmasıyla kişilerin üzerinde yarattığı baskı ve dolayısıyla stres de bir o kadar artıyor.

Bazen bu baskıyı çalışılan kurum, yapılan iş ve edinilen kazanç gibi dışsal faktörler artırsa da iç faktörlerin de bu baskıya epey bir katkısı vardır.

Eğer bu içsel faktörler kişinin yaptığı işe yönelik kendi yeterliklerinden, beceri ve yeteneklerinden şüphe ettiği noktalara geliyorsa kişi yeni bir fenomenle baş başa kalır.

Imposter adı verilen bu sendrom ayrıca kişileri şimdiye kadar başardıkları hakkında da şüpheye sokar.

Öyledir ki kişi bu başarıları hak etmediğini, bunların tamamen şans eseri veya doğal bir sonuç olarak oluştuğunu savunur.

Günün sonunda birey kendisini bir “sahtekar” olarak tanımlar ve imposter sendromu yerleşir.

Elbette her sendrom gibi bu durumunda belli başlı sonuçları vardır.

Araştırmalara göre en sık rastlanan sonuçlar kaygı bozuklukları ve depresyon.

Bu bulgular aslında oldukça makul zira bu sendromda otomatik olumsuz düşünceler ile irrasyonel birçok değerlendirme söz konusudur.

Her zamanki gibi otomatik olumsuz düşünceler veriye dayalı değildir.

Elbette sonuçlar böyle çarpıcı olduğu için iş bırakmalar ve eve kapanmalar artar.

Tabii imposter sendromunun bir sendrom olmasından dolayı güvenirliği çok iyi test edilmiş bir tedavi protokolü bulunmuyor.

Yine de bilişsel ve davranışçı terapilerin yöntemleriyle imposter sendromunun etkileri azaltılabiliyor.

Fakat bu sendromla nasıl başa çıkacağımızın öğrenmekten önce aslında buna nasıl engel olacağımızı öğrenmek daha mühim olabilir.

İlk olarak iş-yaşam dengesinin iyi kurulduğundan emin olmamız gerekiyor.

Yaptığınız iş ne olursa olsun, işe bakış açınız da fark etmeksiniz iş hayatınızın dışındaki yaşamınızda kaliteli etkileşimler ve aktiviteler olmalı.

İkinci olarak iyi yanlarınız ve geliştirilebilir yanlarınızın farkına varabilirsiniz.

Böylece, gerektiği yerde sınırlarınızı iyi çize ve gerektiği yerde gelişim için neye, neden ihtiyaç duyduğunuzu anlayabilirsiniz.

“Yetersizlik” inancının yıkıcı etkilerindense, geliştirebileceğiniz yanlarınızın olduğunu keşfetmek aksiyon almanızı sağlar.

Bununla birlikte kariyerdeki değerlerinizi de tespit ederseniz, birçok öğrenme ve kaynaşmış düşüncenin yerine adanmış eylemler serpiştirebilirsiniz.

“Başarılı olmalıyım” kuralındansa, gelişime ve katkı sağlamaya değer veren bir niyet ile alınacak eylemler sonuç fark etmeksizin işinize yarayacaktır.

İş hayatında bu sendrom gibi popüler olarak ifade edilen birçok deneyim mevcut. Bunlara yönelik farkındalık ve önleyici çalışmalar iyilik haliniz ve mental sağlığınız için elzemdir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları