BİR çok alanda ilkleri gerçekleştiren Türk kadını Safiye Ali ile de tıp alanında yine sıranın en başında yer almayı başardı. Zira Sabiha Gökçen gibi genç bir kız, ilk savaş pilotu olurken, dünyadaki hemcinslerinin belki de hayallerinde bile yoktu pilot olmak.

Vatan müdafaasında kılık değiştirip erkeklerle omuz omuza savaş veren kadınlar, Nene Hatun'lar, Kara Fatma'lar, Şerife Bacı'lar ve daha niceleri çıktı bu milletin bağrından.

Demek ki, şartlar ne olursa olsun, azimli ve kararlı bir duruş, insanları her türlü zorlukları aşıp hedefe ulaştırabiliyormuş.

Safiye Ali 1894 İstanbul doğumludur. Babası, Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülhamit'in yaverlerinden Ali Kırat Paşa'dır. Annesi ise Şeyhülharem Hacı Emin Paşa'nın kızı Emine Hasare Hanım'dır.

Altı kişilik ailenin en küçük ama en zeki kızıdır Safiye Ali. Amerikan Kız Koleji'nde okurken, Balkan Savaşı'ndan getirilen yaralı askerleri tedavi etmiştir bir süre. Kolej bitince de doktor olmaya karar verir Safiye Ali.

Fakat hangi kapıyı çalsa, "Tıp Fakültesi'ne kız öğrenci almıyoruz" sözüyle karşılaşır.

Safiye Ali kararlıdır, azimlidir ve doktor olmayı daha küçük yaşlarda kafasına koymuştur bir kere.

1. Dünya Savaşı sürmektedir o yıllarda. Her türlü sıkıntıya rağmen dönemin Maarif Nazırı Ahmet Şükrü Bey'in de yardımıyla devlet bursu alarak Almanya'ya gider Safiye Ali. Würzburg Üniversitesi'ne kaydını yaptırır. 

Fakat burada, Almanya diyarında açlık ve sefaletin en dibini yaşar Safiye Ali. İletişim kopukluğundan, varlık içinde yokluk çekmektedir. Günlüğünün bir yerinde şöyle bir yazı not düşmüştür genç tıp öğrencisi;

 "Geceleri çöpten çıkarıp yediğim ekmek hiç ağrıma gitmiyordu. Ancak ülkemde tıp fakültesi varken, benim bu yaban ellerinde okumak zorunda olmam daha çok ağrıma gidiyor. Ancak ne olursa olsun, ülkeme doktor olarak döneceğim..."

Azmeder ve dediğini de yapar Safiye Ali...

Tıbbı da derece ile bitirip ülkesine doktor olarak döner.

Cağaloğlu'nda ilk muayenehanesini de açar büyük bir heyecanla. Fakat kadın olduğu için ilk günlerde kimse gelmez. Oysa kadın ve çocuk hastalıkları üzerine uzmandır.

Hakaretlere, aşağılamalara ve dışlanmalara aldırmadan, pes etmeden inatla mesleğini icra etmeyi sürdürür.

Eline geçen paraları biriktirip süt ve bakım evi açar. Fakir ailelerin kadın ve çocuklarına ücretsiz tedavi için evlerine kadar gider.

Daha sonra verdiği mücadele ile kadınlara da tıp fakültesinin kapılarının açılmasını sağlar.

Bu arada ilk kadın doktor olduktan sonra ülkenin tıp eğitimi veren ilk kadını da olur. Fransızların kurduğu ve 1925'te Himaye-i Etfal Cemiyeti'ne bırakılan Süt Damlası Bakımevi'nin başına geçer. Daha sonra Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi ve Küçük Çocuklar Muayenehanesi'ni hayata geçirir.

Ülkede kadın haklarının geliştirilmesi, sahipsiz, kimsesiz ve sokağa düşmüş kadınların sahiplenmek için o şartlarda çok zorlu bir mücadeleye girer.

Fakat bu zorlu mücadelede, ihmal ettiği vücudu genç yaşta iflas eder ve kanser hastalığına yakalanır. Safiye Ali, tedavi için Almanya'ya gönderilir. Almanya'da tıp eğitimi aldığı hastanede uzun bir süre tedavi görür ancak hayata tutunamaz.

2 Şubat 1894 tarihinde İstanbul'da başlayan hayatı, 5 Temmuz 1952 yılında Dortmund'da 58 yaşında sonlanır.

Ilık bir bahar sabahı hayata gözlerini yumarken, hiç aksatmadığı günlük not defterine şu son sözleri düşer Safiye Ali;

"Kadınlar size emanet!"