Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Hekimlerin piri ve filozofların prensi

Batı dünyasının karanlık çağlarında Dr. Ignaz Philipp Semmelweis, asistanlarına söylediği "ameliyat öncesinde ellerinizi bol bol yıkayın" sözleri "deli saçması" kabul edilip, dolayısıyla tıp camiasından afaroz edilirken, Akşemseddin'in bu olaydan yüzyıl öncesinde mikroplar hakkında bilgi verdiğini sizlere anlatmıştım. Ancak Türk Dünyası, Akşemsettin'den önce de tıp konusunda harikalar yaratıyordu.

Tıp dünyasına adını altın harflerle yazdıranlardan biri de İbni Sina'ydı. Batılıların Avicenna diye adlandırıp, gıpta ile baktığı İbni  Sina'nın hayat öyküsünü bir hatırlayalım: İbni Sina, küresel tıbbın gelişimine ışık tutan ve önemli katkıları olan biri isim. 11. yüzyılda yaşamış ünü Doğu'yu da aşıp Batıya yayılmış ünlü hekim, tıp adamı, astronom, yazar, filozof ve müzik alimi. İbni Sina, 16. ve 19. yüzyıllar arasında tüm dünyanın tıbbi referans olarak benimsediği bilim adamı olarak dikkat çekiyor. Batılı kaynaklarda "hekimlerin piri ve hükümdarı" ve "filozofların prensi" olarak tanımlanıyor. İbni Sina, Buhara 23 Ağustos 980 tarihinde Özbekistan yakınlarındaki Efşene köyünde dünyaya gelip, Hamedan şehrinde 1037 tarihinde vefat etti. Bu kısa ömür aralığına; astronomi, simya, tıp ve felsefe alanına ağırlık verdiği değişik alanlarda 200 kitap yazdı.

İbni Sina, Kuşyar adlı bir hekimin yanında tıp eğitimi aldı. Değişik konular üzerine 240'ı günümüze gelen 450 kadar da makale yazdı. Kayda geçen yazıların 150 tanesi felsefe, 40 tanesi de tıp üzerinedir. Eserlerinin en ünlüleri felsefe ve fen konularını içeren çok geniş bir çalışma olan Kitabü'ş-Şifa (İyileşme Kitabı) ile El-Kanun fi't-Tıb'dır (Tıbbın Kanunu). Bu iki eser Orta Çağ üniversitelerinde ana ders kitabı olarak okutulmuştur.

Samanoğulları sarayı kâtiplerinden Abdullah Bin Sina'nın oğlu olan İbni Sina, babasından, ünlü bilgin Natili'den ve İsmail Zahit'ten ders aldı. Geometri özellikle de Öklid geometrisi, mantık, İslam hukuku (fıkıh), dil bilgisi (sarf), sıfat (nahiv), tıp ve doğabilim üstüne çalışmalar yaptı. Farabi'nin el-İbane's aracılığıyla Aristoteles felsefesini ve metafiziğini öğrenip, hastalanan Buhara prensini iyileştirince (997) saray kütüphanesinden yararlanma olanağına kavuştu. Babası ölünce, Cürcan'da Şirazlı Ebu Muhammed'ten destek gördü. İşte meşhur Tıp Kanunu kitabını Cürcan'da yazdı. Çağında tanınan bütün Yunan filozoflarının ve Anadolu doğacılarının yapıtlarını inceledi.

Tam adıyla Abu Ali al-Husayn ibn Abdullah ibn al-Hasan ibn Ali ibn Sina "Tıbbın Babası'' ve ''Filozofların Prensi"; ençok Fârâbî, Muhammed, El-Bîrûnî, Râzî, Aristoteles'ten etkilenmişti. En önemli eserleri; El-Kanun fi't-Tıb (1025), Kitabü'ş-Şifa (1027)'dan sonra İşaretler ve Tenbihler (1032) yer almaktadır.

Felsefe ve tıp alanında oldukça ün kazanan İbn Sina, Samani Hükümdarı Nuh b. Mansur'un ağır bir hastalığa yakalanması üzerine saraya davet edildi. Saray doktorları ile yaptığı ortak çalışmalar sonucunda sultanın tedavisi konusunda bir başarı sağladı. Bu şekilde daha on sekiz yaşında iken saray hekimliğine getirilen İbn Sina, zengin saray kütüphanesine girerek tıpla ilgili eserleri okuma ve inceleme imkânına kavuşacaktı. Bir müddet sonra yanıp harap olan bu kütüphanede daha önce ismini bile duymadığı pek çok tabip ve düşünürü okuma fırsatını elde etmişti.

Nuh b. Mansur'dan sonra Mansur b. Nuh ve İsmail b. Nuh el-Müntasır zamanında da saraydaki görevini sürdürdü.

İbn Sina'nın hayatında babasının ölümünden (393/1003) sonra siyasî ilişkiler yoğunluk kazandı. Bu değişikliğin Samani Devleti'nin içinde bulunduğu durumun bunda önemli etkisi olmuştur. Zira devlet, İbn Sina'nın babasının ölümünden birkaç yıl önce önemli sarsıntılar geçirmiş, 396 (1005) yılında da çökmüştü. Böylece İbni Sina Buhara'yı terketmek zorunda kaldı. İlk olarak Harizm'de bir kasaba olan Gürgenç'e (Ürgenç) gitti. Burada vezirlik yapan ve felsefî ilimlere meraklı olan Ebü'l-Hüseyin es-Süheyli onu mahalli bir emir olan Ali b. Me'mûn'a takdim etti. Veziri gibi kendisi de filozof tabiatlı, erdemli ve sevilen bir kişi olan Emîr Ali, İbn Sînâ'ya Gürgenç'te kaldığı müddetçe maaş bağladı. Emirin sarayında Biruni, Mesihi, Hammar ve İbn Irak gibi alimler de bulunuyordu. İbni Sina ile Biruni arasında fizik ve astronomiye dostluk havası içinde dair bazı tartışmalar gerçekleşti. Ancak bu güzel günler çabuk geçecekti. Bir sonraki yazımda sizlere; Gazneli Mahmud'la İbni Sina arasında geçen ölümüne kovalamacayı anlatacağım.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları