Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

Yazar

Güvenli Bölge kimin için?

Suriye'nin kuzeyindeki PKK/YPG varlığının Türkiye sınırında çekilmeye başladığı duyurulduktan sonra, Türkiye'de öyle bir algı oluşturuldu ki, bir "PKKistan ortadan kaldırıldı" denilmediği kaldı! İlginçtir, iktidara muhalifliği ile bilinen bazı yayın organları da bilerek ya da bilmeyerek bu algıya ortak oldular.

Türk kamuoyu bu algıya yabancı değil. Çözüm Süreci sıralarında da, bölücü terör örgütü PKK'nın silah bırakacağı ve Türkiye'deki PKK'lıların sınır dışına çıkacağı şaşaalı bir şekilde defalarca duyurulmuştu. Ancak terörle mücadelenin yeniden başlaması ile bölücü terör örgütünün Çözüm Süreci sayesinde şehirleri silah deposu haline getirdiği ve bölgede hiç olmadığı kadar alan ve hâkimiyet kazandığı ortaya çıkmıştı.

Şimdi ise YPG'nin çekildiği algısı aynı şekilde servis ediliyor. Oysa ortada, Fırat'ın doğusundan terör devletçiğinin varlığını ve Türkiye'nin millî güvenliğine yönelik tehditleri yok etmeye yönelik atılan bir adım yok. Söz konusu sözde çekilme, ABD ile Türkiye'nin üzerinde anlaştığı günden beri eleştirdiğimiz Güvenli Bölge mutabakatı çerçevesinde gerçekleşen ve gerçekleşmesi de zaten beklenen bir durumdu.

PKK/YPG, çekildiği söylenen bölgelere vekil bıraktı. Güvenli Bölge kapsamında PKK/YPG'nin çekildiği duyurulan Tel Abyad ile Resulayn ilçeleri arasındaki 88 kilometrelik bölgede terör örgütünün kurduğu Gre Spi ve Sere Kaniye sözde askerî meclisleri kontrolü sağlayacak. Bu alanda 6 gözlem noktası kurulacak ve bunlardan 3'ünün denetimini, yine PKK/YPG'ye bağlı Tel Abyad, 3'ünü ise Resulayn sözde askerî meclisleri üstlenecek. Bölgede Türk-ABD ortak devriyeleri denetim yapacak, ancak devriyeler kent merkezlerine girmeyecek. Bu bir çekilme mi yoksa büyük sıçrayışı gerçekleştirmek için birkaç adım geri gitmek mi? Ya da ABD'nin PKK/YPG varlığını Türkiye'ye karşı koruma altına alması mı? Tartışılır... Ancak şurası şüphesiz ki, bu tablo iktidarın ABD'nin PKK talepleri ile oluşturulmuş Güvenli Bölge tuzağına Türkiye'yi entegre etmesinin bir eseridir.

Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım "Hamisi ABD, sigortası AKP" başlıklı yazımda, "Yanlış politikaları ile Suriye sınırımızda ABD ile PKK/PYD'yi müttefik haline getiren AKP iktidarı, şimdi de ABD'yi Suriye'de kalıcı hale getiriyor. ABD'nin Suriye'deki varlığına meşruluk kazandırıyor. Doğal olarak ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde kurduğu terör devletçiği de kalıcı hale geliyor." demiştim. 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı ve Yeniçağ yazarı Cahit Armağan Dilek ise, "Fırat'ın Doğusuna Tampon Bölge ve Çekiç Güç Kuruluyor" başlıklı yazısında, "Ortak harekât merkezi kandırmacasıyla ve sözde güvenlik mekanizmasıyla ABD hem Türkiye hem de Suriye'de yıllarca kalmanın planını yapıyor. Ve son mutabakatla plan yürürlüğe giriyor. Bütün bu açıklamalardan sonra bu mutabakattan çıkan bir güvenli bölge değil." dedi. Cahit Armağan Dilek'in de dediği gibi, oluşturulan Türkiye açısından bir güvenli bölge değil. Derinliği 10-15 km. olan sözde Güvenli Bölge'nin ardındaki koca bir coğrafyada yine PKK/YPG on binlerce militanı ile varlığını sürdürüyor. Güvenli Bölge mutabakatında terör devletçiğini ortadan kaldırmaya yönelik ABD'nin Türkiye'ye verdiği hiçbir taahhüt olmadığı gibi, Güvenli Bölge anlaşması nedeniyle ABD, PKK/PYD'yi müttefik olmaktan çıkarmış da değil.

Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesinin, FETÖ'nün devletin dehlizlerine kadar yerleşmesine göz yuman AKP iktidarı ile yapılmasının sonuçları ortada. FETÖ'nün Zaman Gazetesi'ne abone olanlar hapse atılırken, kamudan ihraç edilirken, 17-25 Aralık sonrası Zaman Gazetesi'ne ortak olan Fettah Tamince'nin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı ajansa yönetim kurulu üyesi olarak atanması, sorunun kaynağı olanların sorunu çözemeyeceğine dair güncel bir örnek teşkil etti. Şimdi ise, bize parasıyla Patriot füzelerini vermeyen ama PKK/PYD'yi ordu gibi kuşatan ABD ile Fırat'ın doğusunda güvenliğimizi sağlamaya çalışıyoruz.

AKP iktidarı, İdlib mutabakatıyla Esad rejiminin İdlib'e harekâtını önlemese ve oradaki terör yapılarının garantörlüğüne soyunmasaydı, terör grupları Fırat'ın doğusuna kaçacak ve PKKistan ciddi bir beka tehdidi ile karşı karşıya kalacaktı. Türkiye, İdlib mutabakatında üstlendiği görevleri yerine getiremedi ama Suriye kuzeyindeki terör devletini beka tehdidinden kurtarmış oldu. ABD'nin İdlib mutabakatı için Türkiye'ye ettiği teşekkür, bunun bir yansımasıydı aslında. Türkiye, ya bir an evvel Rusya ve Esad rejimi ile iş birliği yaparak güvenli bölge tuzağını bozacak ya da sözde dört ayaklı Kürdistan'ın ikinci ayağının Suriye'de perçinlenmesine hizmete devam edecek. Unutulmasın, Suriye'den sonra sıradaki ülke Türkiye'dir!

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları