Türk Milli Futbol Takımı'mızın başında Şenol Güneş bulunduğu dönemde hep bir söylenti vardı. Bu söylenti; A Milli Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş'in, oyunculara karşı eşit mesafede olmadığı ve bazı takımlardan gelen oyunculara karşı pozitif ayrımcılık yaptığı yönündeydi. Bu söylenti doğru idiyse; başarılı olsa bile sadece bunlardan kaynaklı bile yolların ayrılması gerekiyordu.

Milli Takımım'mızın başına getirilen Alman teknik direktör Stefan Kuntz'un nasıl bir hoca olduğu konusunda net bir fikir sahibi değilim. Ancak sizlerin de bildiği gibi;  Stefan Kuntz, futbolculuk hayatında Türkiye'ye gelmiş, Beşiktaş'ta santrofor olarak top koşturmuş, Siyah - Beyazlı formayı hakkıyla temsil etmişti. Daha sonra hocalık hayatına atılan Stefan Kuntz, en son Almanya Milli Takımı'nın gençlerden sorumlu teknik adamdı.

Şenol Güneş'ten sonra, Türkiye Futbol Federasyonu, A Milli Takım Teknik Direktörlüğü görevini Stefan Kuntz'a verdi. Kuntz'un ayağının tozuyla, Milli Takım'daki negatif havayı dağıttığı ve oyuncularına karşı sıcak ve eşit bir davranış sergilemesi olumlu etkilerini gösterdi.

Oyun anlamında Cebelitarık maçı her ne kadar iyi bir ölçü olmasa da Milli Takım'ımızın moral bulması ve oyuncularımızın öz güvenlerini tekrar geri kazanması açısından çok önemliydi.

İyi bir jenerasyon yakaladık ve bu jenerasyonun da mutlaka dünya kupasında olması gerekiyor.

Norveç'in Hollanda karşısında bir şansı olduğunu düşünmüyorum. Biz kendi maçımıza odaklanmalıyız. Karadağ'ı yakaladığımız bu pozitif havayla ve oyuncu kalitemizle birlikte yeneceğimizi düşünüyorum. Play-Off'u düşünmek sonraki iş. Milli Takım'ımıza başarılar diliyorum. O Dünya Kupası'nda biz de olacağız!