Değerli okuyucularım 18 yıldır iktidar olan ve yetmeyip rejimi değiştiren bir partinin son geldiği durumu sizlere analiz edeceğim.

***

Yusuf Kaplan isminde iktidarın Pravda'sı olan Yenişafak gazetesinin yazarı öyle bir tweet attı ki adeta yer yerinden oynadı. Artık yandaş gazetecilerin bile bu kadar iktidarı hedef aldığı bu tweetler bize gösterdi ki AKP'nin iktidar gemisi batıyor, oylar eriyor.

Yusuf Kaplan şu tweeti attı:

"UYARI/YORUM

Avrasya Tüneli Geçişi 36TL olmuş! Gidiş-geliş 72 TL! Birisi çıksın, "böyle bir karar yok" desin lütfen! * Millete hizmet etmeyen hizmet hezimete dönüşebilir! * Hükümet ayağına sıkıyor! Bu yanlıştan derhal dönülmeli!."

***

Vay ki hem de nasıl vay okuyucularım!..

İktidarın 18 yıllık karnesinin sonucu kendisine bağlı medyanın yazarı adeta iktidarı bombalıyor. O bile dayanamamış bu zamlara.

***

Gelelim şimdi asıl konumuza.

AKP gemisi batıyor mu?

Bu soruya net cevap vereyim: EVET!..

Batıyor, çünkü kendisine bağlı anket şirketleri bile oylarını yüzde 35'in üstünde gösteremiyorlar.

Batıyor, çünkü bakın yandaşlar bir bir gemiyi terk ediyor.

***

İktidara yakın gazetecilerde bir telaş almış ki sormayın gitsin.

Olası erken seçim bekliyorlar. Ve iktidarın oylarının eridiğini görüyorlar.

İstanbul ve Ankara'yı kaybetmiş Saray rejiminin oylarının daha da eridiğini ve ilk seçimlerde gideceğini hepsi biliyor.

AKP iktidardan seçim yoluyla düştükten sonra biz ne yapacağız diyorlar!..

Bu biz ne yapacağız basit bir işsiz kaldık meselesi değildir. Zaten beyefendiler ve hanımefendiler AKP döneminde paraları köşeye yığdılar.

Mesele AKP sonrası muhalefet iktidara gelirse bizden hesap sorar korkusu.

Kimisi bu korkudan gemiyi terk ediyor, kimisi ise gizli mesajla muhalefete biz artık AKP'li değiliz diyor.

***

AKP gemisi su aldı safhasını geçtik, artık bu gemi batma aşamasına geldi.

AKP'li gazetecilerin bu gemiyi su aldığını görmesi sonucunda gemiden atlayarak kaçmaya çalışmaları normal. Çünkü yukarıda da bahsettiğim gibi hesap sorulma korkusu hepsini sarmış.

***

Yusuf Kaplan belki anlık bir isyanla hareket etmiş olabilir. Tam tersi de olabilir. Bilmiyoruz. Ama bildiğimiz ve gördüğümüz bir gerçek var ki; AKP'li gazetecilerin iktidar düşüyor biz ne yapacağız ki muhalefetin iktidarında onların hışmından kurtulacağız? Diyorlar!..

***

Kurtulamayacaksınız tabiyiki AKP'nin etki ajanları.

Kurtulamayacaksınız derken ekranlarda ve köşelerinizde işlediğiniz her suçtan bağımsız tarafsız yargı önünde hesap vereceksiniz.

Özgür bağımsız gazeteciler Silivri zindanında boş yere yatarken, sizler gerçek suçlu etki ajanları olarak dışarıda ekranlarda ve köşelerinizde iktidar adına itibar suikastları yaptınız.

Elbette bu etki ajanları yargılanacaktır.

Ey etki ajanları, Bugün biz gemiyi terk ediyoruz kafası ile hesap vermekten kurtulamazsınız.

***

"FETÖ'cü Zekeriya Öz'ün heykelini gidecekler, apo bebek katili değil barış elçisi" gibi palavraları ekranlardan sıkanlar başta sizler yargılanacaksınız. Bugün sözde muhalif üç beş kelime ile kurtulamazsınız.

Ben bu köşemden yargı makamı veya savcı gibi hareket etmiyorum. Bağımsız tarafsız yargının önünde hesap vereceksiniz diyorum.

Herkes; siz değil ki, ekranlarda şu tutuklanacak bu tutuklanmalı deyip polisin yerine kendini koymayız.

O sizlere yakışır, bizlere ise bağımsız tarafsız yargı önünde suçluların hesap vermesini istemek yakışır.

Değerli okuyucularım onlara etki ajanlığı, bazılarına ise Hasan Tahsinlik yakışır diyerek yazımı sonlandırayım.