Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Geldikleri gibi gittiler

Bu yazıyı kaleme aldığım gün; 8 Ekim 2020. Ben geriye; 6 Ekim 1923 gününe, yani İstanbul'un kurtuluş gününe gitmek istiyorum.

O günlerden yaklaşık 5 yıl önce; Gazi Mustafa Kemal Paşa (Atatürk), Halep'teki Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı'ndan ayrılıp Genelkurmay'a dönüyordu. Adana treninden inip Haydarpaşa rıhtımına ayak bastığında düşman gemilerinin zafer bayrakları açmış şekilde toplarını sağa sola çevirerek, İstanbul Limanı'na girdiklerini, azınlıkların da sevinç çığlıklarıyla karşı sahilleri çınlattığını görünce, "Geldikleri gibi giderler!" demişti.

4 yıl 10 ay 23 gün süren işgalin ardından Mustafa Kemal'in dediği gibi İstanbul özgürlüğüne kavuşacaktı. Evet düşman birlikleri başları önde İstanbul'u terk ederken, Türk ordusu coşkun bir bayram havası içinde, çiçek yağmuru altında giriyordu. Pekiyi, 6 Ekim'de İstanbul'un Kurtuluşu nasıl gerçekleşmişti? Gelin hep birlikte İstanbul'un kurtuluş sürecine bir göz atalım:

Tarihinde hiçbir zaman esarete boyun eğmemiş Türk Milleti, bir oldu bittiyle girdiği 1. Dünya Savaşı'nda müttefikleri teslim bayrağını çekip yenilgiyi kabul edince istemeye istemeye mağlup sayıldı.

Bunu fırsat bilen İtilaf Devletleri donanmaları 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'na dayanarak, 13 Kasım 1918'de Haydarpaşa önlerine demirleyip, İstanbul'a girdi. Fiilen gerçekleşmiş olan işgal, 16 Mart 1920 günü resmî işgale dönüştü. İşte Mustafa Kemal Paşa'nın Haydarpaşa önlerinde gördüğü tablo buydu.

İstanbul işgal altındayken, her anı bir destan olan Kurtuluş Savaşı devam etmekteydi. Türk Ordusu'nun İzmir'e girmesinden sonra Fahrettin Paşa komutasındaki 5. Süvari Kolordusu İtilaf Devletleri kontrolündeki tarafsız bölgeye doğru ilerlemeye başladı.

Bunun üzerine müttefik kuvvetlerde bulunan Fransız ve İtalyan birlikleri derhal geri çekildi. Ancak Çanakkale'de bulunan İngiliz birlikleri General Harrington'un emriyle savaş pozisyonu aldı.

Bu arada Türk birliklerinin kararlı bir şekilde hareket etmesi üzerine İngiltere, Ankara Hükumeti ile anlaşma yolları aramaya başladı. Ankara Hükumeti, İstanbul ve Çanakkale boğazlarının devredilerek, denetiminin de Türk Milleti'ne bırakılmasını istedi. İngiltere Başbakanı Lloyd George, Ankara'nın bu isteklerini reddetti. Türk birlikleri, Çanakkale Boğazı'na doğru ilerlemesini hızlandırdı.

İzmir'in kurtuluşundan sonra Damat Ferit Paşa, 21 Eylül 1922'de ülkeden kaçtı. Refet Paşa, 19 Ekim'de TBMM Muhafız Grubu'ndan 100 kişilik bir kuvvetle Gülnihal Vapuru ile Mudanya'dan ayrılıp İstanbul'a ayak bastı.

Ardından "İstanbul Komutanı" sıfatıyla Selahattin Adil Paşa, 81. Alay ile İstanbul'a girdi. Refet Paşa ve Selahattin Adil Paşa'nın İstanbul'a gelmesine rağmen işgal sonlanmadı. Çünkü mütarekeye göre işgal kuvvetleri barış antlaşması imzalanmasından hemen sonra İstanbul'u boşaltacaktı.

24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Antlaşması'ndan sonra, 23 Ağustos 1923'ten itibaren işgal kuvvetleri İstanbul'dan ayrılmaya başladı.

Son İtilaf birliği 4 Ekim 1923'te Dolmabahçe Sarayı önünde düzenlenen bir törenle Türk Bayrağı'nı selamlayarak şehri terk etti. 6 Ekim 1923'te ise, Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu İstanbul'a girdi. Böylece 4 yıl 10 ay 23 gün süren işgal resmen sonlandı. Türk Milleti, nihayet göz bebeği, Fatih Sultan Mehmet Han'ın armağanı ve Peygamberimizin müjdelediği İstanbul'a yeniden kavuşmuş oldu.

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları