Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Efsane komutan Özdemir Bey

Özdemir Bey komutasında müfreze kuruldu. Bu süvari birliği, 22 Haziran 1922 tarihinde Revandiz bölgesinde göreve başladı. Özdemir Bey, hem yöre halkı ile görüşmeler yapıyor, hem de bölgede gücünü artırmaya çalışıyordu. İngilizlerin ve onların kuklası Kral Faysal'ın amacının bölgeyi ele geçirmek ve İslam'ı parçalamak olduğunu anlatıyorlardı. Özdemir Bey gittiği, ulaştığı yerlerde teşkilatlar kuruyor, doğan boşluk ve belirsizlikleri gideriyordu. Yöre halkı üzerinde Türk hükümetinin tekrar buraları kontrol altına alacağı düşüncesi yayılmaya başlamıştı. Ancak müfrezede resmi Türk subaylarının olmaması halkı tereddüte düşürüyordu. Özdemir Bey bütün bu zorluklara rağmen Zibarli, Sürücü, Barzani ve Balıklı aşiretlerini ikna ederek onlardan adam topladı. Böylece birlikte savaşacak askeri teşkilatı çabucak kurmuş oldu. Revandiz ve çevresindeki bu teşkilatın gücünün büyüdüğünü duyan İngilizler, 10 Temmuz 1922'de hava taarruzu ile büyük bir saldırıya geçtiler. Amaçları halkı ve Türk idaresindeki kuvvetleri sindirmekti.

31 Ağustos 1922'de Özdemir Bey birlikleri İngilizlere karşı hücüma geçti. Uçaklardan atılan bombalara rağmen Derbent bölgesinde İngilizlere büyük kayıplar verdirildi. Birçok silah, mühimmat ve iki top ele geçirildi. Daha sonra 26 Eylül 1922'de Köysancak, İngilizlerden kurtarıldı. Çevresi de kısa sürede kontrol altına alındı. İngilizler her geçen gün büyük kayıplar veriyorlardı. Aleyhlerine gelişen bu durumu kendi menfaatlerine çevirmek için uçaklarla halka bildiriler atmaya başladılar. Psikolojik savaş yöntemiyle halkı tehdit ediyorlar, Türk kuvvetlerini bölgeden defetmelerini istiyorlardı.

 

*

Dağıtılan beyannamede şöyle diyorlardı:

"Köysancak sakinlerine,

Türklerin cüz'i bir kısmını kasabaya duhullerine meydan verdiğinizi kemal-i teessüfle istima ettim. Sizi sahih Kürt bilip ve Kürt istiklaline muhalif olan Türklerle adavet olduğunuzu anlamıştım. Bunun için ansızın bila-ihbar memleketleri bombardıman edip yıkmaya tayyareler gönderdim. Her nasılsa, eğer Salı gününe kadar igtişaş eden Türklerin memleketinizden tardına dair Erbil hakiminden bir haber almazsam derhal alelekseriye memleketinizi bombardıman etmek üzere tayyarelere emir verilecektir. Ta ki, bunları defettiğinize emin oluncaya kadar bombardıman devam edecektir.

                                                                                       B.Z. KUKS

                                                                                Mendubi Sani-yi Irak"

 

Bu bildirilere rağmen bölge halkı, Türk idaresine ve kuvvetlerine bağlılıklarını sürdürüyorlardı. Netice alamayan İngilizler günde 25-30 uçakla bölgeyi bombalamaya başladılar ve aynı zamanda karadan da saldırıya geçtiler. Ancak büyük ölü ve yaralı kaybı vererek geri çekildiler.

Bu sırada Anadolu'da Türk ordusu Yunanlıları bozguna uğratmış, İzmir önlerine kadar gelmişti. Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa, Musul'da kazanılan başarılar üzerine Musul vilayetinin kurtarılması için gerekli hazırlıkların yapılmasını bildiren telgrafını 7 Eylül 1922 tarihinde gönderdi. 10 Kasım 1922 tarihine kadar Musul'un silahla alınması için hazırlıkların tamamlanması isteniliyordu.

 

*

 

4 Aralık 1922 tarihinde Fevzi Paşa, Mustafa Kemal Paşa'ya gönderdiği telgrafta hazırlıklar hakkında bilgi veriyordu. Telgrafta şöyle diyordu:

 

"İzmir'den 4.12.1338 (1922)             

                                             Harp Telgrafı

 

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa hazretlerine,

*)  Musul mıntıkasında Misak-ı Milli hudutlarımızın icap ederse, silahla temini maksadıyla yapılan ihzarat (hazırlıklar) neticesinde 5818 muharip tüfek ve 1359 muharip süvari, 54 ağır, 33 hafif makineli tüfek ve 16 toptan ibaret bir kuvve-i seferiye, Hasankale ile Bitlis arasında yolda bulunan bir süvari livasıyla (tugay) 6 toptan ibaret kısmı hariç olmak üzere kamilen Siirt, Diyarbekir, Mardin, Cizre müstatili (uzantısı) dahilinde toplanmıştır.

Bu kuvvetin on gün zarfında Sımak, Çekik, Midyat, Cizre müstatili intitatı için icap eden hazırlıkta yapılmış ve buradan Musul üzerine harekat-ı taarruziyyeye ibtidar (başlanması) için bu küçük müstatil dahiline lazım gelen erzak idhar edilmiştir (yığılmıştır). Yalnız taarruza karar vermezden evvel kıt'aatın küçük müstatil dahiline alınması ve orada hal-i intizarda bırakılması idhar edilen erzakın sarfına sebebiyet vereceğinden taarruz emrine intizar eylemek üzere kıt'aatın Siirt, Diyarbekir, Mardin, Cizre mustatilinde kalmalarının tensip edilerek ve Elcezire Cephesi Komutanlığı'nın evamir-i lazime verildiği ve kuvve-i seferiyenin Ankara'dan topçu ile daha ziyade takviyesine çalışılmakta olduğunu arz ederim.

*) Vaziyet ve müzakerat-ı siyasiyenin göstereceği lüzum ve şekle göre Elcezire'de harekat-ı askeriye icrası taarruz emrinin vürudundan on gün sonra mümkün olacağı anlaşılmaktadır. Irak vaziyet-i askeriyesinde mühim bir tebeddül olmamıştır. Yalnız bize taraftar aşair ile Revandiz müfrezesinin Musul şarkında icra edecekleri tazyik üzerine İngilizler Musul mıntıkasındaki tayyare kuvvetlerini tezyit etmişlerdir ve Köysancak, Akra istikametlerinde şiddetli mükabil hareketlerde bulunmuşlardır. İngilizler Musul'un 100 km. güneyinden şarka kadar şümendifer hattı ikmal etmişlerdir. Musul bölgesinde de kuvvetli otomobil kolları vardır.

                                                               Erkan-ı Harbiye Umumiye Reisi Fevzi"

 

*

 

Atatürk. Buna kat'iyen muvafakat etmeyiz

 

Fevzi Paşa'nın savaş hazırlıklarını anlattığı telgrafı çektiği sırada Lozan Konferansı görüşmeleri de devam ediyordu. Mustafa Kemal Paşa ve Türk hükümeti Lozan Konferansı başlamadan önce ve devam ederken de Musul'un silahla alınması için gerekirse İngilizlere karşı bir savaşı göze almıştı.

Bu sırada İngiliz Başbakanı Bonar Law, 5 Aralık 1922 tarihinde Lozandaki temsilcisi Curzon'a mektup yazarak Mezopotamya sorunundan rahatsızlık duyduğunu, kurtulmak istediğini, konferansın kesintiye uğramasında zor durumda kalacaklarını belirtiyordu. Curzon da başbakanına verdiği yanıtta, Türkler saldırıya geçtiklerinde savunmada kalacaklarını gerekirse zorlandıklarında geri çekilebileceklerini söylüyordu. Türk tezi ve görüşüne karşı İngilizler devamlı itiraz ediyorlardı. Onlar için önemli olan zengin petrol kaynaklarıydı.

Aynı zamanlarda Büyük Millet Meclisi'nde Musul konusunda tartışmalar da yaşanıyordu. Mustafa Kemal Paşa 2 Ocak 1923 tarihinde Meclis'te yaptığı konuşmasında şöyle diyordu:

"… Musul vilayetinin hudud-ı millimize dahil araziden olduğunu biddefaat ilan ettik. Lozan'da elyevm (bugünkü günde) karşımızda ahz-ı mevki etmiş olanlar bunu pekala bilirler. Vatanımızın hudutlarını tayin ettiğimiz zaman büyük fedakarlıklara katlandık. Menafiimize mugayir (aykırı) olmakla beraber müsalemet perverane (barıştan yana) hareket ettik. Artık milli arazimizden en ufak bir parçasını bizden koparmaya çalışmak pek haksız bir hareket olur. Buna kat'iyen muvafakat etmeyiz."

30 Ocak 1923 tarihindeki konuşmasında ise Mustafa Kemal Paşa, şunları dile getiriyordu:

"Musul vilayetinin Türkiye devletinin milli sınırları içerisinde olduğunu; buralarını ana vatandan koparıp şuna buna hediye etmenin mümkün olamayacağını ve Cemiyet-i Akvam (BM'nin ilk hali)'ın bu konuyla hiçbir ilişkisi olmadığını ifade ediyordu."

Meclis'te Musul ve bölge konusunda çok önemli ve hararetli tartışmalar da başlamıştı. Erzurum Mebusu Hüseyin Avni Bey de heyecanlı konuşmasında, "Paşa, ordunun başına otur, başka işin yoktur. Başkumandanlık vazifesini ifa et ve hudutlara bayrağımızı rekzet, bayrağını, süngünü İngiliz'in gırtlağına daya" diyerek harekete geçilmesini istiyordu.          

Bir başka Erzurum Mebusu Mustafa Dura Bey de: "Türkiye için Erzurum ve Kars'ı nasıl önemli görüyorsam, Musul'u da o kadar mühim görüyorum" diyerek Musul'un bölgenin önemini belirtiyordu.

Bitlis Mebusu Yusuf Ziya Bey de İngilizlerin bölgede Türk-Kürt ayrımı yaparak Musul'u Türkiye'den koparmaya çalıştıklarını belirterek bu vilayetin Türkiye'den ayrılmamasını istiyordu.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları