AKP, CHP ve MHP seçim beyannamelerini açıkladılar. Açıkladırlar da, beyannamelerin üçü de sorunlu. Her şeye rağmen içlerinde makul olma oranı en yüksek olan beyanname ise CHP’ye ait. Peki bu üç ayrı partinin beyannamelerinin ortak özelliğinin “sorunlu” olmasının sebebi ne?
AKP’nin beyannamesi, yıllardır süren iktidarlarının başarısızlık sicilini ortaya koymuş. Resmen halka diyorlar ki; biz işte böyle beceriksiz bir iktidarız! Biz işte Türkiye’yi demokraside, adalette, ekonomide, eğitimde böyle kötü noktalara getirdik! İşin trajıkomik yanı ise, başarısızlıklarını anlatan beyanname ile halktan oy istemeleri. Mealen; bize yıllarca oy verdiniz, işte eserimiz! 24 Haziran’da bizi yeniden iktidar yapın, bunları düzeltelim anlamı çıkıyor da, sorunun kaynağı olanların sorunun çözümü olduğu nerede görülmüş, bunu hiç düşünmemişler...
***
MHP’nin beyannamesini ise incelemedim ama beyanname tam Aziz Nesin’lik olmuş. Beyannameyi incelemeden bunu nasıl mı söylüyorum? Şöyle ki; MHP yönetimi AKP’ye sistem tedariğinde bulundu ama akılları halen parlamenter sistemde kalmış. Siz okurlarımdan dileğim, bu yazımın MHP ile ilgili bölümünü başta Devlet Bahçeli olmak üzere MHP yönetimine ulaştırmanız. Çünkü yeni sistemde iktidar olmak demek, cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak demek. Bunun içinde evvela bir cumhurbaşkanı adayı olması gerekiyor partilerin. Oysa MHP’nin ne genel başkanı ne de parti içinden biri cumhurbaşkanı adayı var. Lakin İktidar mevkisine adayları yok ama seçim beyannameleri var.
***
Bu seçim beyannamesini bu şekilde nasıl uygulamayı düşünüyorlar, formülü nedir bu mucizenin? Yoksa 15 Temmuz’dan beri devleti yönettiği “bir bildiği vardırcı” arkadaşlar tarafından iddia edilen Devlet bey, seçimi kazanması halinde Erdoğan’a MHP’nin beyannamesini mi uygulatacak? O vakit AKP’nin seçim beyannamesi niye var? Şimdi siz söyleyin; MHP’nin “millet aklı” ile dalga geçercesine bir beyanname açıklamasının incelenecek kadar kıymeti var mı? Millet aklı, millet aklı olalı, böyle bir dalga geçme görmedi! Beyannamenin basıldığı kağıtlara yazıktır, günahtır...
***
Peki CHP’nin beyannamesindeki sorunlar ne? Önce olumlu anlamda dikkat çeken bazı noktalarına bakalım CHP’nin bildirgesinin. CHP diyor ki; “İran, Irak ve Suriye ile Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kuracağız...” Böyle bir teşkilat, işleve geçirildiği takdirde bölge içinde bulunduğu durumdan kurtulmaya yaklaşabilir. Bildirgede; Suriye halkının kendi iradesiyle karar verebileceği bir siyasi çözümü destekleme, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün savunulması ve Mısır’la diplomatik ilişkilerin yeniden hayata geçirilmesi gibi görüşler de önemli ve olumlu politikalar. Ancak, CHP Ortadoğu’da yapıcı ve Türkiye’nin milli menfaatlerine hizmet eden politikaları beyannamesini koyarken, içeride tam tersi işlere yönelmiş.
***
Bakın bu noktada Yeniçağ yazarı Arslan Bulut ne diyor; “CHP’nin seçim bildirgesi de Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin oylarını azaltmak için hazırlanmış gibi! AKP 7 Haziran seçimlerinde iktidarı niçin kaybetmişti? Açılım politikaları yüzünden değil mi? Sonra durumu gördüler ve terörle mücadele başlattılar. Bahçeli’nin erken seçim ısrarı sayesinde de 1 Kasım seçimlerini aldılar. Şimdi CHP, açılım sürecindeki kaybetmiş AKP’nin söylemlerini kullanıyor... Dersim harekâtı için komisyon kuracaklarmış, koruculuğu kaldıracaklarmış, eşit vatandaşlık getireceklermiş! Bu şekilde HDP’lilerden oy alamazsınız ama millî sol oyları kaybedersiniz. Sonuçta Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarının devamı için çalışmış olursunuz!”
***
CHP yönetimi AKP’nin sol versiyonunu oluşturmuş bu hususlarda. Sanki AKP’den rol çalma derdine düşüp, Atatürk’ün ulus devletine bir darbe de ben yapayım demişler. CHP, AKP gibi bir iktidar karşısında yıllardır bu yüzden yenilmiyor mu zaten? Yani Atatürk çizgisinde olmadığı için! Sanki Dersim Harekatını AKP iktidarı gerçekleştirdi! Oysa AKP’nin Atatürk dönemine yaptığı asılsız suçlamaların içinde Dersim Harekatı da var. Türkiye’nin ihtiyacı, AKP’nin sol ya da başka bir versiyonunun alternatif olması değil, cumhuriyeti bütün meziyetleri ile fabrika ayarlarına döndürecek ve çağın dinamikleri ile harmanlayacak bir iktidardır!
***
Geriye bu hedefle yola çıkmış İYİ Parti’nin beyannamesi kalıyor. İYİ Parti gökten inen beşinci kitap değil. O yüzden dört dörtlük bir beyanname olması beklenemez ama İYİ Parti’nin AKP’nin merkez versiyonunu oluşturacak bir beyanname ortaya koyacağını düşünmüyorum. Varlık sebebi ile çelişmeyecek ve neden İYİ Parti sorusunun cevabına karşılık gelecek bir beyanname olmalıdır İYİ Parti’nin beyannamesi. Üstelik Türkiye İYİ Parti iktidarını gözlerken...
