Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Bursa'yı kurduran Kartacalı Hannibal'dir

Tresimen yenilgisinin ardından Roma, bugün askeri stratejide de söz edilen "Fabian Strateji" olarak bilinen ve tarihte pek çok muharebede ve bugün de Ukrayna'da Ruslara karşı tatbik edilen bir strateji izler. Romalı komutan ve devlet adamı Fabius'un izlediği bu strateji, kabaca ''yıpratma savaşı'' ya da ''oyalama savaşı'' olarak da bilinir. Fabius, bir meydan savaşından kaçınarak sürekli olarak çeşitli vur-kaç taktikleriyle, erzak tedariki için hareket halindeki ikmal birliklerine, yayılmış kuvvetlerine saldırarak Hannibal'i yıpratmaya çalışır. Hannibal ordusundaki süvari birliklerini etkisiz hale getirebilmek için dağlık bölgelerde harekâtı tercih eder. Hannibal kuvvetlerine sürekli saldırılar düzenler. Ne var ki yıpratma savaşı, uzun sürede sonuç alınabilecek bir stratejidir ve bu yüzden de iki yanı keskin bir kılıçtır. Fabius'un bu tutumu, Roma'da kısa bir süre sonra sorgulanmaya, eleştirilmeye başlanır. Trasimen yenilgisinin ardından Diktatör seçilen Fabius ile görev süresinin sonlarına doğru Roma Süvari Komutanı Rufus'la aralarındaki fikir ayrılığı giderek derinleşir. Hannibal'in Campania'yı yakıp yıkmasına seyirci kalınması da Fabius'un itibarını iyice zedelemiştir. Diktatörlük süresi bittiğinde ise Roma artık onun stratejisini izlemekten vazgeçer…
Roma, büyük bir ordu ile meydan muharebesi için Hannibal'in peşine düşer. Bunu haber alan Hannibal da iyice İtalya'nın güneyine doğru, İtalya'nın o zamanki ikinci büyük kenti olan Capua'ya yönelir. Capua yakınlarındaki Cannae'de -bugünkü Monte di Canne- MÖ 216 yılında Roma ordusunu bekler. Hannibal, burada Roma ordusunu bozguna uğratacaktır.
Cannea muharebesinde, her iki taraf da alışılmış biçimde piyadelerini merkezde, süvarilerini ise iki yanda tertiplemiş olarak savaş meydanında karşı karşıya geldiler.  Hannibal, piyadelerini merkezin önüne yerleştirir. Dolayısıyla cephe hattı, merkezde ileri çıkık bir durum alır. Roma piyadeleri bu hatta saldırınca öndeki piyadeler geriler. Kartaca ordusunun merkezini yardıklarına sanan Roma ordusu da onları izler. Böylece "Bozkır taktiği" olarak bilinen bir hilal şeklini alan merkezde Roma askerleri yığılırlar.
Merkezde bunlar olurken Hannibal'in sol kanattaki ağır süvarisi önce Roma ordusunun gerisine sonra da merkezde kalan Roma askerlerini "kurt kapanı"na alır.  Sonuçta nerdeyse Roma ordusunun tamamı imha edilir. O güne kadarki en kalabalık Roma ordusunun 76 bin mevcudundan ancak 6 bini bu katliamdan kurtulur.
Bu yenilgiden sonra Roma, Fabius'u tekrar Konsül seçer. Fabius, MÖ 209 yılında, Hannibal'in üç yıldır elinde tuttuğu Tarentum'u -bugünkü Taranto- geri alır.
Hannibal'in kardeşi Hasdrubal, MÖ 207 yılında Hannibal'i takviye edecek bir ordu ile kuzey İtalya'ya girer. Ancak Metaurus ırmağı kıyılarında karşılaştığı Roma ordusu karşısında yenilgiye uğrar ve bu savaş sırasında tüm askerleriyle birlikte hayatını kaybeder.
İtalya topraklarında bunlar olurken, Hannibal'i İtalya topraklarından çekilmek zorunda bırakmak yönünde bir strateji düşünen Scipio, MÖ 204 yılında Afrika kıyılarına bir çıkartma yapar. O sırada Afrika'da Kartaca'nın sadece süvari birlikleri vardır. Scipio, ustaca geri çekilme manevralarıyla bu birlikleri tuzağa düşürüp imha eder.
Romalı Scipio'nun bu ve diğer muharebelerdeki başarısı üzerine Hannibal, ordusuyla birlikte Afrika'ya dönmek zorunda kalır ve Scipio'nun üzerine yürür. Hannibal'in üzerine yürümesi karşısında Scipio, Naraggara'ya -Zama- çekilir ve Hannibal kuvvetleriyle muharebeye girmek açısından uygun bulduğu bu bölgede Hannibal kuvvetlerini karşılar. MÖ 203 yılında yapılan Zama Muharebesi'nde Scipio, Hannibal komutasındaki Kartaca ordusunu yener. Zama yenilgisi üzerine Kartaca'nın barış istemekten başka şansı kalmaz. Kartaca, savaş tazminatı öder, donanmasını Roma'ya teslim eder Akdeniz ve İber yarımadalarındaki denetimini geri çekmek zorunda kalır.
Kartaca'nın yenilgisinden sonra Roma'nın müttefiki Numidya Kralı Massinissa devletini Kartaca devleti aleyhine genişletmeye karar verir ve Kartaca'ya ait birçok limanı işgal eder. Kartaca, Numidian ile savaşa başlar. Bu kez  müttefikine yardım bahanesiyle Roma, Kartaca'ya savaş ilan eder. Sonuçta Roma Kartaca'yı yine mağlup eder. Ancak bu savaş sonunda da Kartaca varlığını devam ettiremez. Sonuçta Kartaca yıkılır gider.
Hannibal, Zama yenilgisinden sonra Kartaca'dan ayrılır. Başka devletler için de komutanlık yapar. Son olarak da Bitinya devleti kralı Pirusa adına çalışır. Bitinya krallığının başkenti bugünkü İzmit'tir. Hannibal, Kral Pirusa'ya bugünkü Bursa ovasına bir şehir kurmasını söyler. Bitinya Kralı Pirusa da bu tavsiyeye uyarak bugünkü Bursa şehrini kurar ve bu kente kendi adını verir. Bursa adı da buradan (Pirusa) gelir.
Ancak Bitinya Krallığı, Roma'nın etkisi altındadır. Hannibal, Bitinyalıların kendisini Romalılara teslim edeceğini öğrenince intihar eder. Mezarı bugün İzmit Gebze'de TÜBİTAK'ın arazisi içindedir.
Şimdi gelelim esas anlatmak istediğimiz konuya:
Bu Pön Savaşları esnasında Hannibal, gemileri, ordusu ve atlarıyla birlikte Akdeniz'de Roma'ya karşı seferdedir. Rivayet edilir ki Hannibal ordusu gemilerle Akdeniz'de giderken denizdeki fırtına nedeniyle gemi yolculuğu planlanandan uzun sürer. Atların yemi biter. Hayvanlar açlıktan huysuzlanır. Atların yanısıra develer ve filler vardır. Gemideki onlarca hayvan hep birden huzursuzlanınca geminin dengesi bozulur. Gemi seferi tehlikeye girer.
Tabii ki gemide askerî bir düzen vardır. Atlara yemleri, yem vaktini belirleyen yem boruları ile verilmektedir. Hannibal, yem varmış gibi yem borusunun vakti geldiğinde çalınmasını emreder. Hayvanlar yem borusunu duyunca yem beklentisine girerek sakinleşir. Ancak bir süre sonra gene huzursuzlanır, gene yem borusu çalınır. Ancak her defasında yem borularının arasındaki zaman kısalır ve daha sık yem borusu çalınır.  Ve ordu kıyıya gidene kadar gemilerde sürekli ve sıklıkla yem boruları çalınır.
Benzer yöntemi binbeşyüz yıl sonra Osmanlı Donanması kullanır. Akdeniz'deki gemilerde değişik nedenlerle sefer uzayıp da yemler bitince atlar Hannibal'ın yöntemiyle yem borusu çalınarak sakinleştirilir.  7 Ekim 1571 tarihinde Osmanlı Devleti ile Haçlı donanmaları arasında yapılan İnebahtı Deniz Savaşı'nda Osmanlı donanması değişik etkenlerle deniz seferinin uzaması ve denizde uzun süre kalmaları nedeniyle yem kalmayınca gemilerdeki atların bu yöntemle sakinleştirildiği rivayet edilir.
Aslında bu yöntem sadece atlara uygulanmaz. Aç çocuğu sakinleştirmek için kaynatılan taş konusu da.
İslam tarihinde Halife Ömer'e atfedilen bir hikâye vardır. Çocukları aç bir kadın, yiyecek hiçbir şey olmadığından çocuklarını avutmak için bir tencere içinde taş kaynatır. Bu şekilde kadın, aç çocuklarını aş beklentisiyle sakinleştirir. Ardından da Hz. Ömer imdada yetişir.
Benzer yöntemi bazı hükumetler de vatandaşına karşı kullanır. Hazine tamtakırdır. 128 milyar Dolar, 159 ton altın satılır… İç ve dış siyaset tıkanır… Ekonomi tükenir… Kuyunun suyu biter… Vatandaşlar da Hannibal'ın aç kalan atları gibi, Hz. Ömer'in hikâyesindeki aç çocuklar gibi huysuzlanmaya başlar…
İşte bu noktada yem borusu devreye girer. Unutmayın insan kendini oyalayan sözlerle mutlu olur. 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları