Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Bursalıların Alman amcası

Türkiye''den Almanya''ya işçi göçlerinin yaşandığı bir dönemde Almanya''dan Türkiye''ye gelen bir mühendis, sadece teleferiği değil dostlukları da inşa etti. Türk-Alman dostluğunu pekiştiren bu şahıs, Bursa''da yaşamış ve ölmüş olan "Alman Amca" diye anılan Hubert Sondermann''dır.

Hubert Sondermann, 1902 yılında Alman bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluk yıllarında ailesiyle birlikte İsviçre''ye göç etti ve İsviçre vatandaşı olarak büyüdü. Makine mühendisliği eğitimi alıp, başarılı bir makine mühendisi olarak bir firmanın iş ortağı oldu. 1957 yılında Bursa Uludağ Teleferik İşletmesi''nin inşaat ihalesini kazanacak olan Von Roll adlı şirkette de çalıştı.

Zaman içerisinde Bursa''nın önemli bir simgesi haline gelecek olan teleferik inşaatında mühendis olarak çalışmak üzere Bursa''ya geldi. Gelişindeki amaç her ne kadar ticari olsa da aslında Uludağ ile şehir merkezi arasındaki teleferik hattının bir benzerini Türk ve Alman kültürleri arasında da kurmayı başaracaktı. Doğa sever bir insan olarak Bursa''daki teleferik hattının açılışında; "Bir teleferik kazandınız, ama bir dağı kaybettiniz" diyerek üzüntüsünü belirtecekti.

Bursa ile Sondermann''ın ilk randevusu tesislerin yapımı sırasında 1955 yılında elektrik işletmesi bünyesinde başladı. Teleferik ve telesiyej işletmesi ile ilgili görev, Belediye Meclisi''nin 15.06.1957 tarih ve 289 sayılı kararı ile Elektrik İşletmesi Müdürlüğü''ne verildi. Tesislerin yapım işi 1958 yılında İsviçreli Von Roll firmasına 27 milyon liraya ihale edildi. Sondermann, Bursa''ya 1958′in ilk aylarında geldiğinde kendisine bir ekip kurarak hemen çalışmaya başladı.

Sarp yamaçları, dereleri ve tüm doğal engelleri aşarak Uludağ''ın zirvesine teleferik hattını ulaştırmak zor olmuştu. Çünkü geldiği dönemde, kısıtlı teknik ve ekonomik şartlarla boğuşmak zorundaydı. Malzemeleri taşımak için genellikle merkep, katır ve atlar kullanılmıştı. Uludağ''ın yamaçlarından zirvesine giden teleferik hattının her aşaması için büyük bir emek verildi. Çalışmalara hava koşulları ve mevsim ne olursa olsun devam edildi. Kesintisiz devam eden bu çalışmalar sırasında, hava muhalefeti yüzünden işçilerin ve Sondermann''ın kumanyaları geciktiği için çoğu zaman aç kalındığı da oldu. Bu durumlarda işçiler ve Sondermann, etraflarında yenilebilecek ne buldularsa paylaşıp yemişlerdir.

Sonderman''ın işçiler arasında dikkat çeken özelliği; daima yanında bir ayna taşıması ve sürekli üstünü başını düzeltmesi oldu. Bir gün Sonderman''ın bu durumunu gören işçilerden birisi dayanamayıp sorar: "Alman Amca, seni bu dağın başında kim görecek ki sürekli aynaya bakıp elbiseni düzeltiyorsun?"

Sonderman şöyle cevap verir: "Kişinin en iyi denetçisi ve ilk saygı duyması gereken kişi kendisidir." Sonrasında da devam etmiş: "Aslında kişinin esas aynası etrafındakilerdir. Ben size baktığımda kendimi görüyorum. Siz de bana baktığınızda kendinizi görüyorsunuz. Sizler temiz kalpli insanlarsınız ve size kalbiniz gibi temiz görünen adamlarla çalışmak yakışır. Ne yapıyorsam sizin dostluğunuzu, saflığınızı, temizliğinizi ve misafirperverliğinizi hak etmek için yapıyorum." Bunu duyan işçiler de kendilerine çeki düzen verir.

Teleferik hattının taşıyıcı sistemi olan demir direklerin yerine konulması, istasyonların kurulması ve yüzlerce metre uzunluğundaki demir halatların çekilmesi sırasında çok büyük zorluklar yaşandı. Türkiye''nin ilk teleferiği, bütün bu azim ve fedakârlık dolu çalışmaların neticesinde anlamlı bir gün olan 1963 yılının 29 Ekim''inde hizmete başladı.

Böylece efsanelere konu olan Uludağ''ın zirvesi artık ulaşılabilir hale gelmişti. Sonderman Amca iş bittikten sonra şöyle diyecekti: "Bir teleferik kazandınız, ama bir dağı kaybettiniz!.."

Teleferik, 1968 yılına kadar elektrik işletmesi bünyesinde hizmet verdi. 1969 yılında müstakil bütçeli bir işletme halini aldı. Bursa''da inşa edilen teleferik hattı, Türkiye''nin ilk teleferik hattı olması özelliği taşımasının yanı sıra Türkiye''de bulunan tek teleferik hattı değildi. Bursa''daki inşaatı takip eden yıllarda İstanbul, Ankara ve İzmir gibi diğer büyük şehirlere de çeşitli amaçlar doğrultusunda teleferik hatları kuruldu. Türkiye''deki mevcut teleferik hatlarından en uzunu Bursa''dakidir. Bu hat üç bin metre uzunluğunda olup, toplam yirmi sekiz direk üzerine oturtulmuştur. Hat üzerinde yapılan bir yolculuk yaklaşık yirmi dakika sürmekle birlikte 40''ar kişilik kabinleriyle Türkiye''nin en büyük kapasiteli teleferiğidir.

Sondermann, Bursa''ya geldiği ilk yıllarda Altıparmak''ta yaşadı. Altıparmak, o dönemde Bursa''nın en gözde caddesiydi. Bulunduğu evden iş alanına ulaşımda, o günlerde Bursa''da çok az bulunan Ford marka otomobilini kullanırdı. Bir süre sonra çalışma yerine daha yakın olan ve Yeşil Cami ile Yeşil Türbe''yi gören bir eve taşındı. Kısa sürede, mahalleliyle ve çalışanlarla sıcak dostluklar kurdu. Artık bütün sohbetlerin, cemiyetlerin ve davetlerin vazgeçilmez ismi haline gelmişti.

Çalışanlarıyla etkili iletişim kurabilmek için Türkçeyi öğrenmek istemiş ve bunu da kısa sürede başarmıştı. Böylelikle hem büyük aşkı olan Bursa ile ilgili bilgilere daha rahat ulaşabilmiş, hem de isteklerini daha rahat ifade edebilmiştir. Türk insanının paylaşımcı oluşu onun çok hoşuna gitmiş, kendisi de etrafındakilerle pek çok şeyi paylaşmıştı. Her sabah işe giderken mahallenin çocuklarını arabasıyla okullarına bırakır, aracını her kullandığında kendisine çocuk ya da yetişkin bir yol arkadaşı mutlaka bulurdu.

Sondermann, hayran kaldığı Türklerin sadece paylaşımcı ruhunu değil, nesiller boyu süregelen tüm değerlerini merak etti. Bunları titizlikle öğrendi, neredeyse tamamını benimseyip uyguladı. Onun Türk insanına ve değerlerine olan ilgi, alaka ve saygısı etrafındakilerden çok takdir görüyordu. Artık herkes ona "Alman Amca" veya "Alman Emmi" diye hitap etmeye başlamıştı. Kısaca bizden birisi olmuştu.

Sonunda yürütmekte olduğu teleferik projesi başarıyla sona erdi ve bu durum Alman Amca''nın Bursa''dan ayrılması anlamına geliyordu. Ancak bu ayrılık oteller bölgesinde oluşturulan kayak merkezindeki telesiyej projesi ve her otelin onunla çalışmak istemesi sayesinde engellenmiş oldu.

Herkesin onunla çalışmak istemesinin ve saygı duymasının pek çok nedeni vardı. Bu sebeplerden en başta geleni iş konusunda son derece disiplinli ve titiz olmasıydı. Öyle ki her seferinde tam saatinde iş başı yapar, ara vermeden çalışır ve iş bitiminde çalışma sırasında kullandığı tüm aletlerini temizleyip yerli yerine koyardı. Bunun dışında bildiklerini başkalarına öğretmeyi seven, herkesin evine rahatça girip çıkabildiği, evinde Tevrat, İncil ve Kur''an-ı Kerim bulundurup bunları inceleyen bir insandı.

Alman Amca, teleferik projesinden sonra da kalıcı işlere imza atmak istedi. Bunun için dönemin yetkilileriyle görüştü. Bursa''ya bir fabrika kurmak istediğini bildirdi. Ancak bu isteği onaylanmadı. Belki ikna olurlar umuduyla bu konuyla ilgili girişimlerini bir süreliğine daha sürdürdü. Fakat istediği yanıtı asla alamadı. Bu duruma çok üzülen Alman Amca, konuyla ilgili düşüncelerini arkadaşlarına;

 "Fabrika açmak için izin de vermediler, toprak da... Ancak Allah bana bu memlekette iki metre yer nasip eder inşallah…" diyerek yakınıyordu.

Bu sözlerinde de belirttiği gibi gönülden bağlandığı Emir Sultan''ın yanına gömülmeyi vasiyet etmişti. Alman Amca''nın bu vasiyeti arkadaşlarını bir hayli şaşırttı.

Sondermann yaz aylarını aynı zamanda danışmanlığını yaptığı bir otelde geçiriyordu. 1976 yılının yaz aylarında kaldığı otelde hayata gözlerini kapattı. Emir Sultan Mezarlığı''nın İncirli tarafına defnedildi.

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları