Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüsameddin Acar

Hüsameddin Acar

Yazar

Böyle olur şairlerin barışması

mahsun,.jpg

İKİSİ de edebiyatımızın, şiirimizin büyük yapı taşlarıydı. İkisi de Kahramanmaraşlıydı. Ve üstelik Elbistan doğdukları müşterek ilçeleriydi. Abdurrahim Karakoç, kalemiyle, duruşuyla, verdiği mücadele ile Türk Gençliği’ne vatan ve millet sevdası kokan şiirler yazarken, Aşık Mahzuni Şerif de, ülkede yönetenlere, haksızlıklara, zalimliklere karşı sazıyla, sözüyle türküler yakıyordu.

Aşık Mahzuni Şerif 1970’li yıllarda bir plak yayınlar. Fakat sehven ya da yanlışlıkla, sözleri Abdurrahim Karakoç’a ait olan bir şiir bestelenip bu plakta yer alır. Ancak sözler kısmında şairin ismi yer almaz.

İki kıymetlimiz mahkemelik olurlar; ozan Mahzuni Şerif, şair Karakoç’a tazminat ödemek zorunda kalır.

Gel zaman git zaman Aşık Mahzuni Şerif 1990’lı yılların başında yazdığı tüm şarkı sözlerinin bulunduğu bir kitap yayınlar. Tesadüf ki, bu kitapta da Karakoç’a ait birkaç şiir yer almıştır. Aslında bu bir editör hatasıdır.

Durumu büyük bir üzüntü ile fark eden Aşık Mahzuni Şerif, hemen eline kitabı alır ve milliyetçi ve muhafazakâr kesimin sevilen şairi Abdurrahim Karakoç’un karşısına çıkar ve şöyle özür diler:

“Sen bir dağsın, ben ise bu dağın gövdesinde küçük bir tepe. Bir yanlışlık oldu, bana gönül koyma. Mahkeme yerine Abdurrahim Karakoç’un şeriatı ne diyorsa, cezamı çekmeye razıyım!”

Şair Karakoç yumuşamış, ikinci kez mahkemeye gitmekten vazgeçmiştir. Daha sonra Karakoç’un konuk olarak katıldığı bir televizyon programına telefonla bağlanır Aşık Mahzuni Şerif ve ona şu şiiri yakar:

BEN MAHZUNİ ELLERİNDEN ÖPERİM

Güzel Elbistan’ım, eski aslanım,

Yıllar böyle geldi, geçti Karakoç

Bunca bedbin günahkârın içinde;

Felek kardeş beni seçti Karakoç.

Biz bir bağda en kızarmış üzümken,

Ben koruktum bütün bağlar bizimken.

Türkmen’in güzeli iki gözümken;

Obamız Nurhak’tan göçtü Karakoç

Bilirsin ki yok gönlümün dönesi,

Kekik kokar kesilmenin sinesi.

Tarih bin dokuz yüz elli senesi:

Deli gönlüm sevda içti Karakoç.

Sana ne söylerim bilmem ne derim,

Benim gibi doğdu gitti hederim.

Ben Mahzuni ellerinden öperim:

Çünkü sana varmak güçtü Karakoç…

Yetmez, bu şiiri okuduktan sonra Abdurrahim Karakoç için güzel övgüleri ardı sıra dizer Mahzuni Şerif. Karakoç da memnuniyetini dile getirir. Her şey tatlıya bağlanır medenice anlayacağınız.

Bu şiir de Abdurrahim Karakoç’tan, Aşık Mahzuni Şerif’e;

 

İSYANLI SÜKÛT

Gitmiştim makama arzu hal için,

Bey dedi, yutkundu, eğdi başını

Bir azar yedi ki, oldu o biçim

Şey dedi yutkundu eydi başını.

Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı,

Gözler çakmak çakmak benzi sapsarı.

Bir baktı konağa alttan yukarı;

Vay dedi, yutkundu eğdi başını.

Çekti ayakları, kahveye vardı.

Açtı tabakasını sigara sardı.

Neden sonra garsonu gördü;

Çay dedi, yutkundu eğdi başını.

İçmedi masada unuttu çayı,

Kalktı ki, garsona vere parayı.

Uzattı çakmağı ve tabakayı;

Say dedi yutkundu, eğdi başını.

Döktü gözlerinden bulgur bulgur yaş,

Sandım can evime döktüler ataş!

Sordum memleketin neresi gardaş;

Köy dedi yutkundu, eğdi başını.

Yürüdü kör topal çıktı şehirden,

Ağzına küfürler doldu zehirden.

Salladı dilini vazgeçti birden;

Oy dedi yutkundu eğdi başını.

 Daha sonra 2002’de Aşık Mahzuni Şerif hastalanır. Bir hastanede yorgan-döşek yatmaktadır. Milliyetçi ve muhafazakâr kesimin temsilcisi, Mihriban gibi nice türkülerin ve şiirlerin şairi Abdurrahim Karakoç, solculuğun, devrimciliğin, Çeşmi Siyahım gibi nice türkü ve deyişlerin sevilen ozanı Aşık Mahzuni Şerif’i hastanede ziyaret eder.

Mahzuni Şerif bu ziyaretten çok müteessir olur ve gözlerinden yaşlar süzülür. Şair Karakoç mendilini çıkarır ve değerli ozanın gözyaşlarını itina ile siler. Sohbet ederler gönülden; eski günleri yâd ederler, karşılıklı helalleşirler.

Edebiyatımızın, fikir dünyamızın, şairliğimizin, ozanlığımızın iki değerli ismi, iki güneşi Abdurrahim Karakoç (7.4.1932-7.6.2012) ve Aşık Mahzuni Şerif (17.11.1940-17.5.2002) böyle medenice barışır.

İki değerli sanatkâr arasında yaşanan bu olayın, tüm sanat, edebiyat ve siyaset dünyasına örnek olmasını diliyorum.

Allah, gönlümüze, düşüncemize, sevgimize, sazımıza, gönül telimize çok güzellikler katan bu iki değerli insanımıza gani gani rahmet eylesin. Mekânları cennet olsun inşallah.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları