Değerli dostlar, geçtiğimiz Çarşamba günü İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube'de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiğim gerekçesiyle açılan soruşturma kapsamında ifade verdim. Açılan soruşturmaya iki tane twitimi delil yapmışlar; 28 Ağustos 2018 tarihli ilk twit şöyle, "198 milyon dolara kurulan Balıkesir SEKA Kağıt Fabrikası'nı 1.1 milyon dolara Albayraklar'a satan AKP, İzmit SEKA Kağıt Fabrikası'nı da kağıt müzesi yaptı. Şimdi kâğıdı yurtdışından alıp, gazete kâğıdının 1 tonuna 800 dolar, kitap kâğıdına 900 euro ödüyoruz. Kriz yerli ve milli!" 19 Ocak 2019 tarihli ikinci twit ise şu, "AKP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Özhaseki: 'Allah bir sahip gönderdi o da Recep Tayyip Erdoğan.' Allah, İslam coğrafyasını kana bulayan BOP'ta Eş Başkan olduğunu söyleyen birini mi millete sahip gönderdi? Kuran-ı Kerim: Aldatıcı sizi Allah ile aldatmasın."
İlk twitimde Erdoğan'a hakaret nerede? Ben bulamadım. Bulabilene aşk olsun diyeceğim ama sayın adaletimiz bulmuş ki, hakaret ettiğim için ifademi alıyor. "Kriz yerli ve millî" dememe gücendiler sanırım. Döviz krizinin yaşandığı o günlerde, yargının elindeki Rahip Brunson için önce 'bu can bu bedende olduğu sürece asla vermeyeceğiz' diye yapılan meydan okumalara sahip çıkıp ardından da Rahip Brunson'un elini kolunu sallaya sallaya ABD'ye gitmesine alkış tutmam, adaletimizin bağımsızlığı ve ülkemizin güvenliği açısından daha yararlı olacaktı galiba. Düşünemedim. Affet beni sayın adalet!
İkinci twitte Erdoğan'a hakaret ettiğim iddiası ise, bence ilk twitten daha da ilginç! Resmen iki twitim birbiriyle kapışmış Erdoğan'a hakaret etmek için! Öyle ki Erdoğan'a BOP Eş Başkanı demişim. Birincisi, BOP Eş Başkanı ifadesinde hakaret nerede? BOP, yani Büyük Ortadoğu Projesi Türkiye'de suç olarak mı kabul ediliyor? Kaldı ki bu sıfat, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a benim yakıştırdığım, ithaf ettiğim bir sıfat değil ki! O Erdoğan değil miydi; "Türkiye'nin Orta Doğu'da bir görevi var. Nedir o görev? Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi'nin Eş Başkanlarından birisiyiz ve bu görevi yapıyoruz biz." diyen? O Erdoğan değil miydi; Amerika'nın da düşündüğü Büyük Ortadoğu Projesi var ya, bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir, merkez olabilir." diyen? Partisinin grup toplantısında, "Değerli arkadaşlar, Büyük Ortadoğu Projesi'nin amaçları bellidir. Ve o amaçların içerisinde Türkiye'nin üstlendiği görev de bellidir." diyen? Erdoğan'ı BOP Eş Başkanı olarak ilk ifade eden yine bizzat kendisiydi? Bu durumda Erdoğan kendi kendine hakaret etmiş olmuyor mu?
Aslında şaşırmamak lazım bu duruma. Zira AKP'li Mehmet Özhaseki de yerel seçimde ortaya çıkan PKK'lı teröristlere 'gerilla' dediği videoya erişim yasağı getirtmişti. AKP'li Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu da Ekrem İmamoğlu'na Trabzon üzerinden yaptığı 'Yunan' göndermesinin yer aldığı videolara erişim yasağı getirtti. Kendi söylediklerine yine kendilerinin yasak getirdiği bir zihniyetin, kendileri için söyledikleri sıfatları başkaları söyleyince hakaret telakki etmeleri de dolayısıyla gayet normaldir.
Eğer Erdoğan'a BOP Eş Başkanı dediğim için hakaret suçu işlediysem; inanın bundan dolayı çok mutlu olurum. Erdoğan'a hakaret ettiğim tescillendi diye değil, BOP'un Türkiye'de artık suç kabul edildiği ya da edileceği için! BOP Türkiye'de suç kabul edilirse bu vesile ile, Türkiye'ye BOP'ta kimin eş başkanlık görevi verdiği ve Türkiye'yi yöneten iktidarın BOP'taki görevlerinin neler olduğu gün gibi ortaya çıkar. Bu dönemde çıkmasa da, devran dönünce çıkar! Tıpkı, 'FETÖ AKP'den neler istedi, AKP de FETÖ'ye neler verdi?' sorusunun yine devran dönünce gün gibi ortaya çıkacağı gibi...
