Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Şahintürk

Fatih Şahintürk

GİZLİ GERÇEKLER

Biz de zamanında CIA'yı fonlamıştık

Türkiye'deki bazı medya kuruluşlarının ve STK'ların, yurt dışı kaynaklı aldığı hibe destekleri ve fonlar tartışılmaya devam ediyor.

Kamuoyu, fonlamaları yasal ve şeffaf olduğu sürece sorun olmadığını dile getirenler ile etik bulmayanlar arasında ayrılmış durumda…

Fonlanan medya kuruluşları aklıma yıllar önce yaşanan başka bir fon daha doğrusu yardım hikayesini aklıma getirdi. Bu hikayede fonlayan hayırsever, fonlanan ise CIA kontrolündeki bir Camii'ydi… Daha doğrusu cami görünümlü istihbarat üssüydü.

Adı geçen cami, Soğuk savaşta CIA'nın istihbarat üssü olarak kullandığı Münih Camii'ydi.

2'nci Dünya Savaşında Nazilerin mağlup ayrılmasından sonra Gri General Gehlen, arşivi ve ekibiyle ABD'ye sığınmış, Sovyetlere karşı tüm enerjisini ABD ve CIA için kullanmaya karar vermişti.

Ancak CIA'nın, Sovyetlerin Avrupa özellikle Almanya'daki faaliyetleri hakkında neredeyse hiç bilgisi yoktu. Bu yüzden Sovyetler'in, Almanya'daki faaliyetlerini takip etmek için bir istasyon kurmaya karar verdiler.

CIA'nın Almanya'daki üssü bir Camii olarak inşa edilecekti. Bu işin finansörlüğünü de başta Rabıta, yani Dünya İslam Birliği olmak üzere İslami Cemaatler üzerine almıştı. 1960'larda büyük bir kampanya ile Münih Camii'nin yapımı için para toplanmaya başlandı. En büyük yardımı Suudi Arabistan kralı Emir Faysal yaptı. Zaten Faysal, Rabıta'nın da kurucusu ve finansörüydü. Münih Camii projesine İhvan yani Müslüman Kardeşleri de büyük destek verdi.

Türkiye'de ise Münih Camii projesine en çok Salih Özcan ve Mehmet Şevket Eygi destek veriyordu. Rabıta'nın kurucularından olan Özcan Hilal Dergisinde, Mehmet Şevket Eygi ise sahibi olduğu Yeni İstiklal gazetesinde Münih Camii projesinden bahsediyor, cami için kurulan yaptırma derneğine bağış yapılmasını istiyordu.

Sonunda Münih Camii inşaatı Müslümanlardan toplanan yardımlarla 1973'te tamamlandı ve cami ibadete açıldı. Elbette cami aslında CIA'nın kullandığı bir istihbarat üssüydü.

Münih Camii'nin ilk imamı da zaten CIA ajanıydı.

Münih Camii'nin 1973-1976 yılları arasında imamlığını yapan Nureddin Namangani, Özbek asıllı bir Türk'tü.

2'nci Dünya Savaşı'na Sovyet askeri olarak katılmış, savaş esnasında esir olarak Nazi'lerin eline düşmüştü.

Daha sonra Nazilerin Türkistan Lejyonları projesine dahil edilen Namangani, Boşnak Müslümanlardan oluşan Hançer Birliği'nin imamlığını yapmıştı.

2'nci Dünya Savaşından sonra Gehlen gibi, Ruzi Nazar gibi CIA'ya angaje edilen Namangani, CIA ajanı Monde ile temas halindeydi.

1950'de Türkiye'ye gelen ve Süleyman Hilmi Tunahan'ın talebelerinden Mustafa Çırpanlı'dan ders alan Namangani, 1957'de Monde'nin davetiyle Almanya'ya geçti ve Münih Camii projesinde etkin olarak yer aldı. Cami açıldıktan sonra da imamlığını yaptı.

Ancak kısa süre sonra Namangani bu görevinden ayrıldı.

Namangani'nin 1976'dan sonra ne yaptığı hangi projelerde yer aldığı bilinmiyor ama Namangani, 2001'de Türkiye'de hayatını kaybetti.

Münih Camii ise Sovyetlerin dağılmasından sonra CIA'nın kontrolünden çıktı. Cami önce İhvan yani Müslüman kardeşler daha sonra ise Taliban kontrolüne girdi.

Soğuk Savaşın bu esrarengiz camisi, Müslümanların yardımlarıyla CIA için inşa edilmişti.

Yurt dışından fonlanan STK'ları ve medya kuruluşlarını görünce aklıma Münih Camii ve Namangani'nin hikayesi geldi

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları