Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ayşegül ARASIL

Ayşegül ARASIL

Yazar

Bilişsel çarpıtmalarımız

"Bilişsel Çarpıtma" veya "Otomatik Düşünce" dediğimiz zihinsel işlevler, gerçekte olmayan fakat bizim varmış gibi düşündüğümüz ve çoğu zaman otomatik olarak aklımıza gelen yargılarımızdır. Hepimizin bazı dönemlerde yaşadığı bir durum olsa da, gerçekliği olmadığı halde hissedilen yoğun duygulanım neticesinde kişiye hayatı zorlaştıran, insani ilişkilerine zarar veren, yıpratan ve hayat kalitesini düşürerek yaşamı çekilmez kılan durumlara kadar gidebilmektedir.

Bilişsel Çarpıtmalar;

1. Ya hep ya hiç şeklinde düşünme

Ara ihtimalleri yok sayarak sadece var ya da yok, çok iyi veya çok kötü gibi iki uçta yaşama hali ki; yaşamın kendisi zaten iki uç arasındaki yaşantılardan oluşuyor; doğum ve ölüm. Bu iki ayrı uç hayatın gerçeği ama esas olan arada geçen zamanı nasıl değerlendirdiğimiz, nasıl bir hayat yaşadığımız. Eğer bunları yok sayarsak sadece doğmuş ve ölmüş oluruz ki yaşanılan hayata, yeşerttiğimiz ümitlere yazık olur…

Bu konuya verilecek bir diğer örnek ise sürekli diyet yapan ve diyeti bıraktığında o yoksunluk hissiyle yemeğe saldıran bir kişinin hali olabilir. Halbuki kendini mahrum bırakmadan yapacağı bir beslenme programı ile çok az ya da gereğinden çok yemek yerine orta yolu bulsa bu kadar zorlanmadan hedefine ulaşması daha konforlu olurdu. Ama kişi orta yol ihtimalini ortadan kaldırınca iki uçta gidip gelerek kendine ne yaptığının farkına varamıyor maalesef…

 

2. Aşırı genelleme

Olumsuz giden bir olayı asla bitmeyecekmiş gibi görmek, dahası benim hayatımda "her şey hep kötü gidiyor" düşüncesi ve bunun da bir zaman sonra inanca dönüşmesi aşırı genellemeye örnek verilebilir. Yahut karşısına kötü niyetli bir insan çıktığında "iyisi beni bulmaz" düşüncesi gibi genelleme yapmak da bir çarpıtmadır. Gerçekte olan sadece kötü bir insanla karşılaşmış olmaktır yaşamın devamında ne olur, nasıl ilerler şimdiden o zamana çıkarım yapamayız.

 

3. Zihinsel filtre

Zihinsel filtrede olumsuz şeyler üzerinde odaklanılır, olumlu şeyler yok sayılır. Adeta zihninizin içinde bir filtre var ve bu filtre olumlu düşünceleri yakalayıp atıyor olumsuz olanları ise içeri alıyor gibi bir durum söz konusudur. Örneğin hava çok güzel ve keyifli bir ortamda oturmuş dostlarınızla ya da sevdiğiniz kimselerle sohbet ediyorsunuz. Ortamda ve anda olumsuz bir durum olmamasına rağmen tartışacak bir konu çıkarıp birden tartışmaya başlıyorsunuz, yahut da birazdan yağmur yağacak, trafik tıkanacak ve eve geç kalacağım gibi aslı olmayan endişelere kapılıyorsunuz. O andaki pozitif havadan çıkıp, olumsuz senaryolar üreterek her durumdan olumsuzluk çıkarma sıklıkla gözlemlediğimiz bir bilişsel çarpıtmadır. Oysaki anda kalınsa ve o anın sunduğu olumlu duygu duruma kendimizi bıraksak anlarımızın çoğunu daha olumlu ve keyif alarak geçirebiliriz. Böyle yapmadığımızda hem kendi iç huzurumuzu bozuyor; sürekli evhamlı ve negatif durumlara sürükleniyoruz hem de çevremizdeki kişilere de aynı şekilde negatif enerji yaymış oluyoruz. Kimse uzun vadede böyle davranan biriyle vakit geçirmek, dostluğunu sürdürmek istemeyecektir.

Bilişsel çarpıtmalar adından da anlaşılacağı gibi beynimizin yaptığı çarpıtmalardır. Çoğunun gerçeklik payı yoktur, bizim önceki yaşantılarımızdan, alınganlık ve duygusallık seviyemizden , yaşama karşı geliştirdiğimiz bakış açımızdan kaynağını alır. Her insanda bazen biraz olabileceği gibi, patolojik olan kısmı da vardır. Haftaya bu konuya devam edeceğim. Görüşmek üzere…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları