Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüsameddin Acar

Hüsameddin Acar

Yazar

Beton çok soğuk; üşüyorum!

28-mart-2021,-husameddin-acar--muhsin.jpg

HER 25 Mart tarihi geldiğinde kalbime bir ok saplanır.

25 Mart 2009

Bu tarih, Türkiye Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun bir helikopter kazasında öldüğü tarihtir.

Karanlık bir ölümdür; sır perdesi aralanamadı.  12 yıl önce vuku bulan bu olayın çözümüne ulaşılamadı. Geçmişte aydınlatılamayan birçok olay gibi bu da bilinmezlikler arasına karıştı gitti. Genç yaşlarda Ülkü Ocakları Başkanlığı koltuğuna oturan Muhsin Yazıcıoğlu, 1980 darbesinde 10 yıla yakın hapis cezasına çarptırılmıştı. Ve bu cezanın tam 5.5 yılını da hücrede geçirdi.

Üstelik Mamak Cezaevi'nde büyük işkencelere maruz kaldı.

Vücuduna elektrik verildi…

Yetmedi, çırılçıplak soyulup çeşitli işkencelere tabi tutuldu.

Yetmedi, üzücü, küçük düşürücü hareketlere maruz kaldı.

Mamak Cezaevi'nin soğuk taş duvarları arasında, insanlık dışı ne yapsa uygulandı merhum Muhsin Yazıcıoğlu'na.

O ise 10 yılının geçtiği taş duvarlar arasından çıktığında, "Allah'tan geldi ise cezası da sefası da güzeldir" dedi, olayları bağrına bastı. Alparslan Türkeş'in liderliğinde kurulan Milliyetçi Hareket Partisi'nin Genel Başkan Yardımcılığı'na kadar yükseldi genç yaşta. Daha sonra ayrıldı ve Büyük Birlik Partisi'ni kurdu.

Memleketin problemlerini biliyordu; kendince bu sorunlara çözümler üretiyor, seçim öncesi bu görüşlerini dillendiriyordu.

İşte o helikopter kazası da bir seçim arefesinde meydana geldi.

Ne hikmetse, kazadan 48 saat sonra ulaşıldı Kahramanmaraş'ın Keş Dağları'na.

Ne hikmetse, tam da o kaza saatlerinde radar görüntüleri kesilmişti.

Ne hikmetse, o dağları avucunun içi gibi bilen köylülerin ulaşmasını engellemek için, "Risklidir" diye yasak getirilmişti.

Daha bunun gibi birçok cevap bekleyen sorular vardı. Böylesine karlı bir havada, o yalçın dağlar aşılabilir miydi? Bu uçuşa kimler karar verdi? Ve telefonda yardım isteyen İHA muhabiri İsmail Güneş'in feryadına niçin zamanında yetişilmedi.

Oysaki Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 dava arkadaşı ile İHA muhabiri İsmail Güneş, Kahramanmaraş Döngel Köyü Keş Dağı Yaylası Kanlı Çukur mevkiinde karlar altında kurtarılmayı bekliyordu!

Oysaki düşen helikopterin takometresini bir rütbeli subayın sökerken 20 saniyelik bir görüntüsü vardı elde. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "O takometreyi keçiler mi söktü?" diye bir tavır sergilemişti.

Dönemin bütün yöneticileri, bu kazanın sebebini bulacaklarını, bir kişi ya da kişilerin ihmali varsa, hesabını soracaklarını söylediler. Bu kazanın aydınlatılması için herkes vaatte bulunmuştu.

Ölen, öldüğüyle kaldı; hiçbir soru cevap bulmadığı gibi verilen sözler de unutuldu.

Muhsin Yazıcıoğlu'na bir kez daha rahmet dilerken, onun Mamak Cezaevi'nde yazmış olduğu şiiri sizlerle paylaşıyorum;

 

ÜŞÜYORUM

 

Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır.

Uzak, çok uzak bir yerleri özlüyorum.

Gözlerim parke parke taş duvarlarda,

Açılıyor hayal pencerelerim,

Hafif bir rüzgâr gibi, süzülüyorum…

Kekik kokulu koyaklardan aşarak,

Güvercinler ülkesinde dolaşıyor,

Bir çeşme başı arıyorum.

Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp,

Mis gibi nane kokuları arasında,

Ruhumu dinlemek istiyorum…

Zikre dalmış her şey!

Güne gülümserken papatyalar,

Dualar gibi yükselir ümitlerim.

Güneşle kol kola kırlarda koşarak,

Siz peygamber çiçekleri toplarken,

Ben çeşme başında uzanmak istiyorum…

Huzur dolu içimde,

Ben sonsuzluğu düşünüyorum.

Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum,

Durun! Kapanmayın pencerelerim!

Güneşimi kapatmayın!

Beton çok soğuk,  üşüyorum!

Muhsin Yazıcıoğlu

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları