Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Levent Doğan

Levent Doğan

Yazar

Belirsizlik ve Davranışlarımız

Belirsizlik hayatın gerçeklerinden birisi.

Bu gerçekliği biliyor olmamıza rağmen, belirsizliği aşırı rahatsız edici bulabiliyoruz.

Çünkü, belirsizlik eşittir kontrol dışılıktır.

Fakat bizler kontrol hissiyatına bayılır dolayısıyla belirsizlikten hoşlanmayız.

Bu hoşlanmama durumunun içerdiği duygu ise kaygının ta kendisidir.

Hatta araştırmalara göre, belirsizliğe yönelik toleransın düşük olması kaygı bozukluklarına kapı aralıyor.

Peki bu durumu bu kadar pekiştiren nedir?

Tabii ki bu düşük toleransın yol açtığı davranışlarımız!

Bu davranışlar kişiden kişiye değişse de en bilinenleri şöyledir:

Öncelikle, belirsizliklerin yarattığı duygulanımları yönetebilmek adına, her şeyi belirli hale getirmeye çalışırız.

Buna denetleme davranışları (checking behaviours) denir.

Örneğin, bir e-maili veya mesajı defalarca okuyup düzenledikten sonra göndermek veya bir randevunun gün ve saatini birçok kez kontrol etmek gibi.

Hatta evden çıkmadan bütün prizleri ikiden üçten fazla kontrol etmek ve kapının kilitli olduğundan emin olmak için defalarca kilidi çevirmek gibi davranışları da ekleyebiliriz.

Bu denetleme davranışları kişilerarası ilişkilere de uyarlanabiliyor.

Bir yakınımızı defalarca arayıp iyi olup olmadığını; bize küsüp küsmediğini; bizi affedip affetmediğini; bize alınıp alınmadığını denetlemek gibi örnekler üretebiliriz.

Belirsizliğe yönelik düşük tolerans kişilerarası ilişkilerde bunların haricinde bir başka davranışa daha yol açar:

İç rahatlatma, onay alma!

Örneğin bir karar aldık ve bunun sonuçlarının doğuracağı belirsizliklerden rahatsız olduğumuz için çevremizdekilere:

"Sence de doğrusu buydu değil mi?" ,"Diğer türlü şöyle şöyle olacaktı sonuçta değil mi?" ,"En doğrusu sence de bu karar mıydı?"

Gibi sorularla devamlı bir şekilde aldığımız kararı doğrulatmaya çalışırız.

Böylece içimiz rahatlar ve biraz da olsa o duyguları yönetmiş oluruz.

Uzun ve detaylı bir yapılacaklar listesi ve buna uymayan her spontan gelişmeye tepki göstermek de bu davranışlar listesine girebilir.

Bir de başkalarının sorumluluğunu üstlenme davranışı vardır ki iş veya okuldaki grup projelerinde çok sık rastlanır.

Bu bazen diğerlerinin, görevin gerekliliklerini yeterince ciddiye almadıklarını düşünmekten kaynaklanabiliyor.

Bazen de ciddiye alsalar dahi yetersiz kalacaklarını düşünmekten ve dolayısıyla bunun sonuçlarının bize yansıyacağından endişe edilebiliyor.

Sonuç olarak başkalarından fazla sorumluluk alarak her şeyin yolunda gittiğinden emin olmak isteriz.

Bunların tam tersi olarak bir diğer davranışsal sonuç ise belirsizlik yaratan durumları görmezden gelmek ve onların içine dahil olmamaya çalışmaktır.

Yani kısacası, vaz geçmek ve ertelemek.

Görüldüğü üzere her davranışın temelinde bir belirleyici faktör yatıyor ve bu gibi davranışsal görüntülerde bu belirsizliğe yönelik düşük toleranstır.

Belirsizliğin yarattığı kaygı ile baş başa kalamıyor oluşumuz bu davranışların pekişmesine yol açıyor.

Sonuç olarak negatif etkilenen sosyal etkileşimler; ertelemeler yüzünden özgüven ve özyeterlikte düşüşler; aşırı denetlemeden dolayı aksayan işler ve bozulan işlevsellik gibi baş etmesi daha zor hale gelen durumlar bizi bekler.

Belirsizlik hayatın bir gerçeği ise, onunla kalmayı öğrenmelisiniz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları