Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Belediye otobüsünde bir Prof. doktorun yaşadıkları

İstanbul İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu, 10 Ocak günü aldığı bir kararla; İstanbul'da 20 yaş altı ve 65 yaş üstü için toplu taşıma araçlarına binme yasağı getirildiğini açıkladı.

Yani 20 yaş altı ve 65 yaş üstünün sokağa çıkma kısıtlamaları haricindeki saatlerde de toplu ulaşım araçlarını kullanmaları yasaklanmıştı.

İstanbul'da 20 yaş altı ve 65 yaş üstü vatandaşlar 15 Ocak'tan itibaren toplu taşıma araçlarını kullanmaktan men edilmişlerdi. Aslında bu kısa bir açıklamaydı.

İstanbul İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu kararına göre, 20 yaş altı ve 65 yaş üstü vatandaşların 15 Ocak'tan itibaren toplu taşıma kullanamayacaktı. Ve öyle de oldu.

İl Hıfzıssıhha Kurulu’nun kararının hemen ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İstanbulkart'ın Twitter hesabından da konuya ilişkin bir açıklama yapıldı.

İstanbulkart'ın açıklamasında da şu ifadeler kullanılıyordu:
"İstanbul Valiliği Hıfzıssıhha kararına göre COVID-19 önlemleri kapsamında 15 Ocak 2021'den itibaren 65 yaş üstü ve 20 yaş altı tüm vatandaşlarımızın toplu taşıma kullanımı engellenmiştir. Anlayışınız için teşekkür ederiz."

Gerçekten de İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ücretsiz 65 yaş üstü vatandaşlara verdiği ücretsiz İstanbulkart'ların turnikelerden geçmesine otomatik olarak izin vermiyordu.

İlk bakışta İstanbul İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi’nin kararı normal bir işlem gibi görünüyordu. Çünkü ortalık, yeni tip koronavirüs salgınından kırılıyordu. Bu salgında en tehlikede olanlar da 65 yaş üstü olan vatandaşlarımızdı.

Ancak kazın ayağının hiç de öyle olmadığı anlaşıldı. 65 yaş üstü olup da, emekli olduğu halde bir defa daha vergisini vererek çalışmak zorunda olan amcalarımız ve hatta dedelerimiz bile vardı. Malum emekli maaşları masraflarına yetmiyordu. Bu durum emekli olmadığı halde, 20 yaş altında olanlar için de geçerliydi. Aralarında ev geçindirenler olduğu gibi, hem çalışıp hem de okuyanlar vardı.

Olayın bu yönüne baktığımızda İstanbul İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisi’nin aldığı kararın topallayan yönü hemen sırıtıyordu. Bu konuda İETT şoförleri ve duraklarda bekleyen özel güvenlikçilerle vatandaşlar arasında zaman zaman tatsız olaylar yaşanıyordu.

Gelin kıymetli bir bilim adamımızın yaşadığı trajikomik olayı sizlere aktarayım:

Kıymetli arkadaşlarım;

Ben 65 yaşında hekim bir hocayım. İstanbul Ataşehir’de 19 E belediye otobüsüne bindim. İstanbulkartı’mı, hekimlik kartımı ve üniversitede rektörlükten aldığım izin kartını göstermeme rağmen beni otobüsten indirdiler. Ayrıca otobüsün içindekiler bile bana sahip çıkmadılar. “Doktor Bey otobüsten in işimize geç kalıyoruz” diyerek üzerime yürüdüler. İstanbulkart, 65 yaş üstünü ‘doktor veya vatandaş’ diye ayırmıyor. Biz sağlıkçıları alkışlamakla olmuyor. Bunu herkese bildirmenizi istiyorum.

Üzüldüğüm şey binlerce hastayla gece gündüz ilgilenmem ve 450’nin üstünde asistan, doçent, profesör yetiştirmiş olmama rağmen, bu toplum bu kadar duyarsız ve nankör olabilir mi? İçişleri Bakanı bu kararnameyi çıkarırken ne düşündü acaba. Üniversitenin verdiği resmî belgeyi otobüs şoförü bile kabul etmiyor. Bu durum beni ziyadesiyle üzdü.

 Sevgi ve saygılarımla Prof. Dr. Kadir G.

Evet sağlıkçıların hocasının hocası; işe, yani salgından zarar görmüş hastaları tedaviye koşacak, sen ona “Yassağ hemşerim!..” diyeceksin. “Toplu ulaşım aracını bırak, bankadan kredi çek altına borç harç bir araba al” veya “bir taksi tut onunla git” diyeceksin. Ardından da “korona ile samimi şekilde mücadele ediyorum” teranesi yapacaksın. Yoksa sizin maksadınız; milleti birbirine mi düşürmek?

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları