Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Beğendiği Ziya Gökalp'ı eleştirmekten sakınmadı

20. yüzyılın ikinci yarısında İslâm'ı ve milliyetçiliği yeniden ele alıp değerlendirenler arasında önemli bir yeri bulunan Erol Güngör, bir tarafıyla Ziya Gökalp'la başlayıp Mümtaz Turhan'la devam eden Türk sosyoloji ekolünün önemli bir halkasını oluşturmuştu. Bu durum da onu; İslâm'ın ve milliyetçiliğin ilgiyle takip edilen bir yorumcusu yapmıştı.

Hocası Mümtaz Turhan bir ilim adamıydı, fakat bir mütefekkir değildi. Psikolojiyi edebiyat ve felsefe ile karıştıranlara karşı çıkmış, meselelerine pozitif  bir zihniyetle yaklaşmıştı. Erol Güngör ise yine sağlam bilgilere ve objektif davranışa sahip olmakla beraber bu bilgileri her sınıftan aydının kavrayabileceği şekilde ifade edebilmiştir. Din, kültür, medeniyet, milliyet gibi birçok düşünür ve yazarın parça parça ele aldığı konulara Güngör, sistemli ve düzenli bir yön vermiştir. Bu bakımdan düzenleyici bir zihniyete sahiptir.

Erol Güngör eserlerinde nakillerden çok birinci kaynaklara, tercümesi yapılmış eserlerde bile orijinal metinlere başvurdu. Yazılarının bir hayli ikna edici oluşunun nedenlerinin başında, ele aldığı her konuda metot olarak önce insanı merkez alarak, fikrini anlamak, öncekilerle veya başka fikirlerle kıyaslamak, daha sonra da tahlil etmek gibi açık ve güvenilir bir yol tutması başta gelir. Kendisinin taraftarı olduğu dünya görüşünün mensuplarını da eleştirmesi inandırıcılığını çok güçlü destekler. Sosyal çalkantıların yoğunlaştığı 1960 sonrasının yayın hayatında Erol Güngör'ün kitaplarından bazılarının yüksek tirajlara ulaşması, birçok ihtilâf ve tartışmalarda akla dayalı ve mantıklı deliller sunarak, ikna edici bir ifade kullanıp, geniş uzlaştırma kabiliyetiyle açıklanabilir.

Erol Güngör, sosyolojiyi Türkiye'ye getirmesi ve üniversitelerde sosyoloji kürsüsünün kurulmasına öncülük etmesi, sosyolojik tahlillerini Türk sosyal hayatına uygulaması gibi başarıları dolayısıyla takdir ettiği Ziya Gökalp'ın din konusundaki tereddütlü fikirleriyle kültür-medeniyet ayırımını da ilmî bir şekilde ele aldı.

İslâmiyet'in güncel problemlerini çeşitli yazılarında ele alan Erol Güngör; İslâmın bugünkü Müslümanlığı hayata uygulamak, reform konusunu aşırıya kapılmadan sağlıklı olarak yorumlamak, faiz meselesinde yeni bir hamle yapmak gibi önemli konuları titizlikle işledi. Ona göre Hıristiyanlık'ta olduğu gibi Kayser'in ve İsâ'nın ayrı ayrı hâkimiyetleri söz konusu olamaz. İnsanı maddî ve mânevî bütünlüğüyle kavrayan İslâm'da bu bakımdan laiklik sadece vicdan hürriyeti mânasında düşünür. Ayrıca şeriat, tasavvuf, akıl-bâtın, dünya nizamı-iç yaşayış konularını da irdeledi. Çeşitli felsefe ve dinlerde mistiszmi inceledikten sonra tasavvufun tarihî gelişimi, iktidarla ilişkisi, bilgi ve vecd gibi felsefî-psikolojik problemleri değerlendirdi. Bütün gayretlere rağmen tasavvufî hareketin zaman zaman Ehl-i sünnet itikadının dışına taşmasını ve birçok güçlü zekâyı kültür alanının dışında bırakmasını, böylece mutasavvıfların toplum meselelerine ilgi göstermemelerini de bu hareketin olumsuz tarafı olarak gördü. Buna karşılık pozitivist düşüncenin aşkı ve imanı kalplerden uzaklaştırdığı bir çağda tasavvufun ahlâkî ve psikolojik değerini vurguladı. Sonuç olarak İslâm toplumunun bugün sahip olduğu gücün en çok ihtiyaç duyulan ictihad yönüne çevrilmesini ister.

Erol Güngör'ün kitap, makale, deneme, ansiklopedi maddesi ve tercüme şeklindeki neşirlerinin sayısı 300'ü bulur.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları