"Baskıyla sonuca ulaşacaklarını sanıyorlar"

"Baskıyla sonuca ulaşacaklarını sanıyorlar"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV ve Tele1'e, RTÜK tarafından verilen cezalara da tepki gösterdi. 

"Baskıyla sonuca ulaşacaklarını sanıyorlar"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, sözlerine "En büyük dileğimiz huzurlu bir Türkiye." diyerek başladı.

"Elbetteki farklılıklarımız olacak ama farklılıkları ayrışma gerekçesi olarak değil zenginlik olarak kabul ettiğimizde emin olun bu güzel ülkede hepimiz huzur içinde yaşayabiliriz.'' ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, ''Buna engel olanın da siyaset kurumu olduğunu bütün vatandaşlarımızın bilmesi lazım." değerlendirmesini yaptı.

CHP olarak görüşü ne olura olsun, kimliği, inancı ne olursa olsun, Türkiye coğrafyasının neresinde yaşarsa yaşasın, bütün vatandaşları kucakladıklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Hiçbir ayrım yapmıyoruz. Sadece ben mi? Hayır. Bütün belediye başkanlarımız da aynı görüş ve felsefeyle hareket ediyorlar. Yardım götürürken hangi partiden diye sormuyorlar, hangi kimliktensin, nereden buraya geldin, hangi inanca sahipsin diye sormuyorlar. Kimin ihtiyacı varsa yardım yapıyorlar. Dolayısıyla bizi dinleyen vatandaşlarıma huzur dolu günler diliyorum."

Kemal Kılıçdaroğlu, her toplumun tarihinde acılar olduğunun, Türkiye'nin yakın tarihinde de acılar bulunduğunun altını çizerek Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Sivas katliamı, Başbağlar katliamı, bizim yakın tarihimizin acılarıdır. Sivas'a da Başbağlar'a da her yıl milletvekillerimiz düzenli olarak gider, anma törenlerine katılır, bir daha benzer acıların bu topraklarda yaşanmaması için dilekte bulunurlar.

Sivas'ta da Başbağlar'da da katledilen insanlar bizim insanlarımızdı. O insanları saygıyla, sevgiyle anmak, yakınlarına başsağlığı dilemek, hatta 'milletimizin başı sağolsun' demek bizim görevimizdir. Çünkü biz ayrışmayı değil beraber yaşamayı, birlikte yaşamayı ve en önemlisi huzur içinde yaşamayı temel felsefe edindik."

Gelibolu'da yarımadasında başlayan yangınların kontrol altına alındığının kendisine aktarıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Can kaybımız yok ama yanan ağaçların da canlı olduğunu unutmamamız gerekiyor. Hareket kabiliyeti olmayan, gelen ateşe teslim olan ormanlarımız... Ormanlarımızın korunması, çocuklarımıza güzel bir Türkiye bırakılması açısından da son derece önemli." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Sakarya'nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada 7 vatandaşın hayatını kaybettiğini anımsattı. Kılıçdaroğlu, "O insanlar fabrikada evlerine helal ekmek götürmek, kimseye muhtaç olmamak için çalışıyorlardı. Zor koşullarda görev yapıyorlardı. Devlet ruhsat vermişti; 'burada işçiler çalışabilir' diye raporlar da vermişlerdi. Şimdi çok sayıda vatandaş orada çalışıyor, günün 24 saati çalışıyor. Siz önlem almıyorsunuz, patlamalar oluyor ve 7 kişi hayatını kaybediyor." diye konuştu.

Ölen işçilerin isimlerini sayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bu fabrika, sicili temiz olan bir fabrika değil. 11 yılda 4 ayrı patlama oluyor. İnsanlar yine hayatlarını kaybediyorlar ama bu fabrikanın sahibi nereden, kimlerden güç, destek alıyorsa, fabrikasını her seferinde hiçbir önlem almadan yeniden açıyor. Yeniden patlamalar, yeniden insanlar ağlıyorlar; acıları var ama bakıyorsunuz patron MÜSİAD'ın Sakarya temsilcisi. Akşam bir yemek veriliyor, bir ziyafet, bir de utanmadan, sıkılmadan paylaşıyorlar sosyal medyada. Daha cesetler defnedilmedi, sizin yediğiniz yemek değil. Yediğiniz insan eti, biliyor musunuz?

Hemen arkadaşlarımız bölgeye gittiler, araştırmalar yaptılar. Buradan bütün bu fabrikada çalışanlara seslenmek isterim. Adım gibi eminim, bu iktidar, saraylarda oturanlar, bu işi kapatmak isteyeceklerdir. Diyeceksiniz ki 'nereden biliyorsun?' Erdoğan'ın patlamadan sonra aradığı ilk kişi fabrikanın patronu. İşçiyi, yakınlarını aramıyor, başsağlığı dilemiyor. 'Nasılsa benim Sakarya'da oyum çok yüksek, ben Sakaryalıların sırtına binerim, ensesine atarım tokadı, zaten bunlar bana oy verirler...' Ama bu sefer öyle değil. Bu sefer Sakaryalı sahip çıkmasa bile o 7 kişiye, orada çalışan işçilere biz sahip çıkacağız, söz veriyorum."

"Bina yönetmeliğe aykırı" iddiası

Patlamayla ilgili avukatlarla görüşmeler yapıldığını, bütün belgelerin toplandığını belirten Kılıçdaroğlu, "Belki vefat edenlerin içerisinde hiç kimse CHP'ye oy vermedi, ben onun siyasi tercihine bakmam. Hangi partiye isterse oy verir. Ama o haksızlığa uğramışsa, adaleti sağlamak için çalışacak kişi öncelikle benim, CHP'dir." diye konuştu. 

Kemal Kılıçdaroğlu, ilk gelen raporlarda, patlayıcı maddelere benzer üretim yapılan yerlerle ilgili tüzüğe aykırı bir şekilde, fabrikadaki binaların arasında güvenlik mesafelerine uyulmadığının, beton duvarlar çekilmediğinin yer aldığını anlatarak, ayrıca bu fabrikada tüzüğe uygun havalandırma sisteminin bulunmadığını, depo çatısından en az 1 metre yükseklikte ve en az 1 metre genişlikte olması gereken sütrenin de olmadığını ifade etti. 

Binaların yangından korunmasına dair yönetmelik uyarınca patlayıcı madde üretilen bu tür iş yerlerinde, tek katlı binalarda, duvarları yanmaz veya 120 dakika dayanıklı olması gerekir diye hüküm bulunduğunu ve buna da uyulmadığını savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 

"İçişleri Bakanı diyor ki, 'Üç ay önce burada inceleme, araştırma yaptık, hiçbir eksiği yok.' Peki bunlar ne? Eğer bakansan, eğer haktan, hukuktan yana isen, eğer saraydan talimat almayıp da ben bu işi sonuna kadar soruşturacağım diyorsan, derhal oraya müfettişlerini görevlendir, daha önce 'hiçbir şey yoktur' diye raporu veren kişiyi de açığa al. CHP'li belediye başkanı olsa şimdi çoktan açığa alınmıştı, bütün suçlar da yüklenmişti. Ruhsatı kim verdi? Olaydan hemen sona bakanı, valisi, kaymakamı, bilmem neyi, koro halinde gidiyorlar. İnsanlar öldü. Niye daha önce gitmediniz, ilgilenmediniz? Bunları sormamız lazım." 

Kılıçdaroğlu, havai fişek fabrikasındaki patlamanın, hükümetin insana ne kadar değer verdiğini gösterdiğini dile getirerek "İnsan hayatı değerlidir ama bu saray tayfası insan hayatı değerli midir, değersiz midir hiç bakmaz. Tek baktığı şey ranttır, paradır. Cebin doluyor mu, köşeyi döndün mü? Bir kişi ölmüş, beş kişi ölmüş, bir şey olmaz diyorlar. Bu arkadaşların hakkını arayacağız. Ortada bir kaza yok, ortada bir cinayet var." şeklinde konuştu. 

"Baskıyla sonuca ulaşacaklarını sanıyorlar"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Halk TV ve Tele1'e, RTÜK tarafından verilen cezalara da tepki gösterdi. 

Bu televizyon kanallarına verilen 5 gün geçici yayın durdurma cezasının cumhuriyet tarihinin en büyük cezası olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bir sorun mu var, hemen televizyonu kapat. Bir mesele mi çıktı bir yerde, hemen gazeteyi kapat. Bir şey mi oldu, birisi konuştu mu, hemen hedef gösterin, yargılayın, tutuklayın, hapse atın. Geldiğimiz süreç budur. Sanıyorlar ki 'biz bu baskıları kurarsak sonuca ulaşırız, millet gerçekleri görmez, biz tekrar iktidar oluruz'. Ne kadar baskı kurarsan kur, arkadaş sen gidicisin. Bu millet seni gönderecek, artık bıktı." dedi. 

Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç, Müyesser Yıldız ve Osman Kavala'nın mahkeme kararlarına rağmen tutuklu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, olayın, bir yargılama olayından tümüyle çıktığını belirtti. Kılıçdaroğlu, iktidarın dayatmasıyla "Bunları içeride tutacaksınız, hapse atacaksınız. Geciktirin duruşmaları." denildiğini savundu. 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.