Holywood ve Beyaz Saray ikilisinin "Başkanlar" nezdinde yaptığı filmlerden en az birisini mutlaka izlemiş veizlemek zorunda kalmışsınızdır.
Sadece Amerika'yı değil aynı zamanda "dünyayı kurtaran" meşhur Amerika başkanları…
TFF geçen hafta içinde, 4 konuda kendilerine ültimaton veren Kulüpler Birliği'ne cevaben;
- Yayıncı kuruluş ve mali zarar için asla kabul edilemez.
- Kurumlar bağımsızdır.
- Harcama limitlerinin Bankalar Birliği ve UEFA'ya danışılarak yapıldığını söyledi.
Tarihler 14 Temmuz'u gösterdiğinde ise Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor ve Beşiktaş başkanları bir tv kanalında bir araya geldikleri toplantıda sıkıntılarını, serzenişlerini tekrar bildirdiler.
Bugüne kadar haklarını korumayan Kulüpler Birliği'nden bir şey çıkmayacağını, her şeyi geleceklerini TFF'nin eline bırakmamalarının farkına vardılar ve tıpkı ABD başkanları gibi dünyayı değil ama Türk futbolunu kurtarmak için kendilerine rağmen yola çıktılar.
Her yıl azalan yayın gelirinden bahsettiler, pandemide Avrupa liglerinden yayın geliri artar iken bizdeki yüksek orandaki düşüşten bahsettiler, haklılar ama belirlenen lig bedelinin hakkını veremeyen bu ligin birer aktörü olduklarını, bu lig kalitesinin birinci derecede sorumlusu olduklarını unuttular.
Ülke ekonomik şartlarında belirlenen ücretin ödenmesinde sıkıntı olacağından ilerisi için önlem alınması gerektiğini, her şartın iyice incelenip kendilerini teminat altına almalarını bilemediler.
Siyasetin atadığı TFF ile futbolun bir adım ileriye gitmeyeceğini, kendilerinin ise göbekten siyasete bağlı iken hep suskun kalacaklarını bildikleri halde çaplarını aşan cümlelerin havada kalacağının farkında değiller.
Siyasete karşı koyacak güçlerinin yokluğunda bir nevi kendilerini değil ama futbolseverleri kandırma yoluna gittiler.
Şimdi garip bir futbolsever olarak soralım;
Bugüne kadar şikayet ettikleri TFF ve MHK başkanlarıyla daha dün özel ofiste kim buluştu?
Harcama limitleri belli iken izahı olmayan transferlere şimdi şikayetçi oldukları TFF nasıl izin verdi?
Tahkim, disiplin, MHK adalet dağıtmıyor derken, düne kadar "o hakem düdüğünü asacak" diyerek gayri adalet dağıtanlar kim? Önemli maçlar öncesinde maçın hakemini etki altına alanlar kim? Adaletsizliğin temel sebebleri kim?
Otuz yaş üzeri yabancı transfer etmek istemiyoruz diyenlerin, yaşlı transfer listesini yazsak "Han Duvarları" şiirini geçer. Bu gereksiz transfer ve menajerlere harcanan paralar öz kaynak düzenine harcansa ülke futbolcu fabrikasına dönerdi.
Her kulübü parsellemiş, transfer simsarlarını kollayan, asalakların kim olduklarını bilmiyorlar mı? Bunları o kulüpten atacak güçleri yok mu?
Adil cezalar verilmiyor derken. "Var Odası" kayıtları teransi ile ortalığı birbirine katıp, aradan sıyrılanlara cezalar verilmezken, hesabı sorulmazken bunları bizden olsa dahi haksızlık yaptı diyerek ortaya çıkarmayan, ceza almasını sağlamayanlar kim? Rakip yedek kulübesine saldıran, küfür eden, sahaya atlayıp rakibe ve hakeme saldıranlar ve hak ettiği cezayı almayanlar kim?
O gece ekranlardan özellikle transfer sürecinde centilmenlikten bahsedip, sonra bu sözü çiğneyenler kim?
Futbolun kirlenmiş yüzünün temsilcileri ve devamı ortadan kalkmadıkça, dürüst insanlar futbol yönetimine gelmedikçe, siyasetin atadığı değil seçilmiş insanlar kurumlar başına gelmedikçe her şeyin adı sadece kocaman "Yalan" olur.
Kimse kimseyi kandırmasın.
Kimselerde bu yalana inanmasın…
