Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nevin Balta

Nevin Balta

SÖZÜN ÖZÜ

"Basın özgürlüğünden doğacak sakıncaları gidermenin yolu yine basın özgürlüğüdür"

Demokrasilerin vazgeçilmez "4. kuvveti" olan basının toplum hayatı için çok önemli işlevi haber verme işlevidir. Bu işlev öylesine önemlidir ki basının varlık nedenidir. Son birkaç yıldır bazı endekslerde "özgür basın olmayan" kategoride yer alan Türkiye, kısa bir süre önce basının "kısmen özgür" olduğu ülkeler arasındaydı. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütü'nün, 2019 yılı özgürlük değerlendirmesinde Türkiye 180 ülke arasında 157. sırada idi. Türkiye'nin 157. sırada bulunduğu listede Norveç birinci sırada yer aldı. Norveç'i İsveç, Hollanda ve Finlandiya takip ederken, dünyada basın özgürlüğü konusunda üst sıralarda bulunduğuna inanılan ABD 45. sırada, Almanya 15. ve İngiltere 40. sıradaydı. Ülkemizin 2018 yılındaki sıralama değerlendirmesinde 2017 yılına göre 4 basamak gerilediği belirlendi. 2019-2021'de Türkiye aynı zamanda en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülke olarak kayıtlara geçti.

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) tarafından hazırlanan 2021-2022 Basın Özgürlüğü Raporu, geçmiş yıllarda olduğu gibi son bir yıllık süreçte basın özgürlüğüne yönelik müdahaleleri ve müdahale kaynaklarını tespit etme hedefiyle hazırlandı.

-Gazeteciler toplam 75 yıl 5 ay 26 gün hapis cezasına mahkûm edildi.

-128 davada 273 gazeteci yargılandı.

-60 gazeteci hakkında soruşturma açıldı.

-57 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı.

-32 gazeteci sözlü olarak tehdit edildi.

-31 gazeteci toplamda 52 gün gözaltında kaldı.

-54 haber sitesine ve 1355 haber içeriğine erişim engellendi.

-RTÜK marifetiyle televizyon ve radyolara toplam 10.427.902 TL para cezası verildi.

-559 basın kartı iptal edildi.

-Basın İlân Kurumu gazetelere toplam 25 gün ilân kesme cezası verdi.

-Hürriyet, Halk TV ve FOX TV işverenlerinin itirazı nedeniyle 1400 medya çalışanının toplu sözleşme hakkı engellendi.

-Ve 26 gazeteci hâlâ cezaevinde tutuluyor.

Seçimlerin hemen ardından bazı televizyon kanallarına ve gazetecilere yönelik hem savcılıklar hem de RTÜK soruşturma ve inceme başlattı. Seçim öncesi ve seçim sonrası dönemde bazı haberlere erişim engeli getirildi. Seçim döneminde gazetecilere uygulanan baskı, sansür ve engellemeler dikkat çekti.

Seçim döneminde haber takibi yapan gazetecilerin engellemeler ve saldırılara maruz kaldı. KRT muhabiri Sultan Eylem Keleş'in yayın yapması engellendi. Gazeteci Fatoş Erdoğan fiziki saldırıya uğradı. Gazeteci Ertan Çıta, Banu Acun, Caner Aktan, Ferhat Çelik

ve Delal Akyüz gözaltına alındı. Birgün gazetesi muhabiri Mustafa Mert Bildircin 11 ay 20 gün, Mezopotamya Ajansı'ndan Ferhat Çelik ve İdris Yayla 1 yıl, 3 ay, DW Türkçe İstanbul Koordinatörü Bülent Mumay'a 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Metin Yoksu ise haber fotoğrafı gerekçe gösterilerek 1 yıl, 3 ay hapis cezasına mahkûm edildi. Gazeteci Ruşen Takva ve Oktay Candemir hakkında haberleri gerekçe gösterilerek yeni davalar açıldı. Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül hakkında yazdığı bir köşe yazısı gerekçe gösterilerek hapis cezası istendi. Yazar Cengiz Çandar sosyal medya paylaşımı gerekçe gösterilerek 4 bin 500 TL, Gerçek Gündem editörü Furkan Karabay 20 bin TL para cezasına mahkûm edildi. Halk TV programcısı Şule Aydın hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla yakalama kararı alındı. Birgün gazetesi muhabiri İsmail Arı hakkında haberlerinden dolayı, Yüsra Batıhan hakkında sosyal medya paylaşımları nedeniyle soruşturma başlatıldı. Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ hakkında sosyal medya paylaşımından dolayı soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet yazarları Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu'nun yayımladıkları "SS" kitabıyla ilgili erişim engeline ilişkin haberlere de erişim yasağı getirildi. Ekşi Sözlük'ün yeni kullandığı alan adına da yeniden erişim engeli getirildi. Erişim engellerini kamuoyunun gündemine getiren İfade Özgürlüğü Derneği'nin 2021 EngelliWeb Raporu"nun erişimi engellendi.

10-11 Aralık 1999'da Helsinki'de yapılan AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde AB'ye aday ülke ilan edilen Türkiye'de insan haklarına yönelik mevzuatın AB ile uyumlaştırma çabalarına hız verildi ve uyum paketlerini gündeme geldi.

Ülkemiz, Helsinki Zirvesi sonrasında, katılım müzakerelerine başlamak için ön koşul olarak getirilen Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni yerine getirmek ve insan hakları ligindeki hak ettiği yeri almak için "AB Uyum Yasa Paketleri" adı altında önemli reformlar gerçekleştirdi. 1999 Helsinki Zirvesi'nden sonra, insan haklarına yönelik mevzuatını AB ile uyumlaştırmaya çalışan Türkiye, Ulusal Programlar'da belirtilen taahhütlerin büyük bir kısmını, 06.02.2002 ve 14.07.2004 tarihleri arasında yasalaştırılan dokuz adet uyum paketi ile yerine getirdi. Türkiye'nin insan hakları standardını önemli ölçüde yükselten AB Uyum Yasa Paketleri'yle özellikle, T.C. Anayasası'nda, Türk Ceza Kanunu'nda, (TCK) Dernekler Kanunu'nda, Basın Kanunu'nda, Türk Medeni Kanunu'nda, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkındaki Kanun'da, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'da, Terörle Mücadele Kanunu'nda, (TMK) Askeri Mahkemelerin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'da, Yabancı Dil Eğitimi ve Öğretimi Hakkında Kanun'da, Farklı Dil ve Lehçelerin Öğrenilmesi Hakkında Kanun'da ve diğer kanunlarda önemli değişiklikler yapıldı. Bu değişikler şunlar:

Yaşam hakkı, işkence ve kötü muamelenin önlenmesi, ifade özgürlüğü, özgürlük ve güvenlik hakkı, özel hayata saygı, adil yargılanma, örgütlenme ve toplanma özgürlüğü, ayrımcılıkla mücadele ve mülkiyet hakkı alanında.

AB Uyum Yasaları ile insan hakları ve özgürlükler açısından AB ve Avrupa Konseyi standartlarının yakalanmasında önemli mesafeler aldık. Yasalarının amacı, yalnız AB'ye tam üyelik değil, ideal bir demokratik sistemin tüm kurum ve kurallarıyla yerleştirilmesi ve uygulanmasıydı. Kuruluş felsefesi çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak olan Türkiye Cumhuriyeti'nin, bu hedefi gerçekleştirmek için hızla kalkınma, katılımcı demokrasiyi ve laikliği işler kılma, gelir adaletini sağlama gibi siyasi, ekonomik ve toplumsal reformlar yanında, hukukun üstünlüğünü sağlama ve insan haklarını uluslararası standartlara ulaştırma zorunluluğu da bulunuyordu.

Ülkemizde AB uyum yasaları ile "İnsan haklarına dayanan ve çağdaş demokratik ilkelere sahip bir ülke" olmak için gerekli mevzuat değişikliklerinin tamamının yapıldığı söylenemez.

AB hayranı ve meraklısı değiliz. Hak ve özgülükler konusunda uluslararası standartların yakalanması taraftarıyız.

Özgür basın için demokrasi gerekli.

Demokrasi için özgür basın gerekli.

Demokrasi herkese gerekli.

Demokrasi ülkemize gerekli.

Haber alma hakkı herkesin hakkı.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları