Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Ayasofya'ya  farklı bir bakış

Hep tartışılıp durduk şu Ayasofya meselesini. Ancak Kazakistan'da bulunan Ömer Bilgen'in "Prof. Dr. Zeki Palalı Hoca'mdan alıntı" diyerek sunduğunu bir olayı sizlere aktarmadan geçemeyeceğim:

"Ayasofya, İstanbul'un silahlandırılması ve Hitler'den korunması için müze haline getirildi." Şimdi Ayasofya olayına devam edelim:

"Bu olay o dönemin siyasi bir manevrası idi; Lozan Antlaşması ile İstanbul 'silahsız bölge' ilan edilmişti. Buna göre de; İstanbul'da tek bir Türk askeri bulundurulamıyordu. Türk silahlı güçleri, İstanbul'da fiilen olamadığı için İstanbul tam olarak Türklerin hakimiyetinde değildi.

Bu durum çok tehlikeliydi. Büyük kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk yeni bir hamle için zamanını bekledi. Nihayet beklenen fırsat doğmuştu. 2. Dünya Savaşı başlamadan önce Almanya'nın Führer'i Adolf Hitler'in ve İtalya'nın Duçe'si Benita Mussolini'nin Boğazlar ve İstanbul'u geçerek Rusya'ya saldırması öngörüsünü Mustafa Kemal Atatürk sezmişti. Atatürk'ün dehasının ön görüsü çok sürmeden gerçekleşecekti. 2. Dünya Savaşı'nda gerçekten de Hitler, Rusya'ya saldırmakta gecikmedi.

İşte tam da bu sırada Atatürk hamlesini yaptı. Artık bunun tam da zamanıydı. Takvimler 1934 yılını gösteriyordu. Lozan Antlaşması ile İstanbul Türkler'e aitti, ama dediğimiz gibi antlaşmanın bazı maddesine  göre Türk Ordusu'nun İstanbul'da bulunması resmen yasaklanmıştı.

İşte bu konu da Atatürk'ün canını bir hayli sıkıyor, buna bir çözüm arıyordu. İstanbul, Türkiye toprağıydı, ama Türk Ordusu'nun oraya girmesi yasaktı. Bir de bu yetmiyormuş gibi İstanbul, korumasız bir halde savaş baronlarının iştahını kabartıyordu.

Atatürk bu durumda İstanbul'a resmen Türk Ordusu'nun girerek tam egemenlik sağlaması için bir antlaşma yapmak istiyordu. Bu durumda Almanya'nın Hitler tehdinini çok büyük bir fırsat görerek hamlesini başlattı. Bu anlaşma, aslında Lozan Antlaşması'na ilave madde olacaktı. İşte bu antlaşmanın adı bilindiği gibi Montrö Antlaşması'dır.

Hitler tehdidinin sekiz yıl önceden farkında olan atatürk İstanbul'un stratejik önemini Rusya'ya resmen bildirdi. Ruslar da Hitler'in gelecekteki tehdidine önlem almak için Mustafa Kemal Atatürk'e tam destek verdi. Ancak bu yetmiyordu, aynı zamanda Hitler tehdidinden korkması gereken Avrupa ülkelerinin de ikna edilmesi gerekiyordu. Avrupa devletlerini de bu antlaşmaya çekmek için Hristiyan ve özellikle de Ortodoks inanışına mensup olan ülkeleri de tatmin etmek gerekiyordu. Çünkü Ayasofya; Fatih Sultan Mehmet'in fethinden önce Hristiyan bir Ortodoks kilisesiydi. Savaş alanlarının dâhisi aynı zamanda da siyasetin iyi bir ustası olan Atatürk, işte tam da burada  büyük oyununu oynadı; Ayasofya'yı müze haline getirterek, Hristiyanların ve de özellikle Ortodoksların da sempatisini kazanıp, Hristiyan ülkelerin de tam desteğini aldı. Böylece Montrö Antlaşması'nı gerçekleştirerek büyük bir başarı sağladı. İşte o gün İstanbul resmi olarak Türk askerlerine kavuştu.

Möntrö Antlaşması ile İstanbul, ikinci defa tam olarak Türkler'in eline geçmiş oldu.

Yani anlayacağınız; Ayasofya'nın müzeye döndürülmesinin kritik sebebi İstanbul'un Avrupa üzerinde kara bulutlar dolaşırken, koruma altına alınması için Hristiyan dünyasına karşı kurulmuş ince bir siyasi oyunun bir parçasıdır. Aslında bu bir yeniden fetihtir, bu bir zaferdir. bu aklın gücüdür.

Unutmayalım ki; Möntrö Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün en büyük başarılarından sadece biridir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları