Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Ayaklı kütüphane İsmail Saip Efendi

Bugün Beyazıt Devlet Kütüphanesi olarak hizmet veren "Kütüphaneyi Umumi Osmani"de kütüphaneci ve idareci olarak 43 yıl hizmet etmiş, sıradışı hafızası ile tanınmış bir isim olan İsmail Saib (Sencer) Efendi'den söz etmek istiyorum. 

İsmail Saip Bey; 31 Ocak 1873'te Erzurum'da doğdu. Babası Erzurumlu Hacı Kurbanzâde Binbaşı Mehmed Şevki Bey'dir. Küçük yaşta İstanbul'a geldi. 1887 Esekapısı İbrâhim Paşa İbtidâî Mektebi (ilkokulu)'ni ve Koca Mustafa Paşa Askeri Rüştiyesi'ni bitirdi. Fatih Medresesi'nde Arapkirli Abbas Şükrü Efendi ile Süleymaniye Medresesi'nde Ferhad Efendi'den eğitim aldı. Tıp ve biyoloji gibi bilimlerle meşgul oldu. Ayrıca eczacılık ve hukuk mekteplerinde bazı derslere dinleyici olarak katıldı. Maarif Nezâreti (Milli Eğitim Bakanlığı)'nın açmış olduğu sınavı kazanarak, 15 Eylül 1897'de Beyazıt Umumi Kütüphanesi Müdür Yardımcılığı'na atandı. 24 Mayıs 1902'de de medreseyi bitiren İsmail Saip Efendi, Beyazıt Dersiamlığı (Okutman) unvanını aldı. 1903 Martından itibaren Beyazıt Camii'nde ders vermeye başladı.

1908'de Muharrem Efendi Medresesi İkinci Müderrisliği (günümüzün doçenti) Arap edebiyatı hocalığına tayin edildi. Beyazıt Umumi Kütüphanesi'nin ilk müdürü Tahsin Efendi'nin ölümünden sonra 19 Aralık 1916'da buranın birinci Hafızı Kütübü (Müdürü) oldu. 1921-1925 yıllarında da Darülfünun Edebiyat Fakültesi'nde Arap edebiyatı hocalığı, bir süre de Soğukçeşme Askeri Rüşdiyesi'nde Arapça hocalığı yaptı. 1925'ten sonra görevlerinden ayrılarak Beyazıt Umumi Kütüphanesi'ne çekilerek toplumdan uzak yaşamaya çalıştı. Burada kitaplar, kütüphaneye gelen araştırmacılar ve bakımını üstlendiği yüze yakın kedi arasında kendine has bir hayat düzeni içinde yaşadı.

İsmail Saib Efendi on binlerce kitabı tanıyan; yazarlarını, basılış tarihlerini olanca ayrıntılarına kadar bilen mükemmel bir hafıza şampiyonu idi. İstanbul'da bulunan kütüphanelerin katalogları hemen hemen ezberindeydi. İşte bu özelliğinden dolayı dünyanın dört bir yanından gelen âlimler Hazret'in etrafında pervane oluyorlardı.

Kırk yılı aşkın bir süre çalıştığı Beyazıt Umumi Kütüphanesi'nden 1939 yılı sonlarında emekli olunca İbnülemin Mahmud Kemal'le beraber Kütüphaneler Tasnif İşleri, ardından İslâm Ansiklopedisi İlmi Müşavirliği'nde bulundu. Bu sırada kendisine Lâleli'de Râgıb Paşa Kütüphanesi'nin girişindeki ilkokulun bir odası ikametgah olarak verildi. 22 Mart 1940'ta sessiz sedasız vefat etti, Merkez Efendi Camii'nin yanındaki aile kabristanına defnedildi.

Arapça ve Farsça'dan başka Fransızca ve Almanca bilen, bir ölçüde Grekçe ve Latince'yi de anlayan İsmail Saip, bunun yanında on binlerce kitabı tanıyan çok geniş bir hâfızaya sahip olması dolayısıyla çağdaşları olan yerli ve yabancı bilginlerce "ayaklı kütüphane", "fihristi ulum", ve "canlı bibliyografya" gibi sıfatlara lâyık görüldü. Ayrıca eski müelliflerin yazılarını tanımada, yazmaların bozuk bölümlerini bile kolayca okumada, gördüğü bir yazıdan metnin hangi yüzyıla ve hangi hattata ait olduğunu tahmin etmede üstün bir kabiliyeti vardı. Melamimeşrep, sakin tabiatlı, nazik bir insan olan İsmail Saip kendisine başvuran kişilerden bilgisini esirgemezdi.

Hayatı boyunca Türk-İslâm kültürünü tanıtmak için gayret sarfeden İsmail Saip'in kendi döneminde Doğu'da ve Batı'da yazılan ilahiyat, edebiyat, tarih, felsefe, riyaziye ve tıp tarihiyle ilgili bazı eserlerin vücuda gelmesinde doğrudan veya dolaylı olarak yardımları oldu. Değişik ülkelerden şarkiyatçılar kendisini sık sık ziyaret edip bilgisine başvururlardı. Mehmet Ali Ayni, Abdülaziz Mecdi Tolun, Şerefettin Yaltkaya, Kilisli Rifat Bilge, M. Fuad Köprülü, Osman Nuri Ergin, Mehmed Akif Ersoy, Yahya Kemal Beyatlı, Hasan Basri Çantay, İbnülemin Mahmud Kemal, İsmail Hami Danişmend, Muallim Cevdet İnançalp, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Abdülbaki Gölpınarlı, Ahmet Süheyl Ünver, Oskar Rescher, Louis Massignon ve Hellmut Ritter gibi bilim ve edebiyat adamları İsmail Saip Efendi'den büyük ölçüde istifade etmişlerdir.

Eski Milli Eğitim Bakanlarından Hasan Âli Yücel de "Mevlânâ'nın Rubaileri" adlı  kitabını hazırlarken, el yazılarını tespit etme hususunda çok zorlandığını, ancak İsmail Saip Hoca'nın imdadına yetişerek müşkilini hallettiğini adı geçen eserinde belirtir.

Bursalı Mehmed Tâhir'in Osmanlı Müellifleri'ni kaleme alırken İsmail Saip'ten çok yararlandığı ve Süheyl Ünver'in 1933'te açılan Tıp Tarihi Enstitüsü'ndeki çalışmalarına katkıda bulunduğu da bilinir. İsmail Saib Sencer'in şahsi kütüphanesindeki kitapları Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kütüphanesi'nde kendi adını taşıyan bölümde muhafaza edilmektedir.

İsmail Saip Sencer'in, Mustafa Kemal Atatürk imzalı 'emeklilik uzatma kararnamesi' yakın tarihte ilk kez gün yüzüne çıktı. Sencer, 1937 yılında 65 yaşına geldiğinde kanunlar gereği emekli olması gerekiyordu. Ancak Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün imzasıyla bir kararname çıkarılarak İsmail Saib Sencer'in görev süresi bir yıl daha uzatıldı. Atatürk; bu kıymetli bilim adamının emekli olmasına gönlü razı olmamış, emekliliğini uzatmak için bir kararname çıkartmıştı. Bunu da; Beyazıt Devlet Kütüphanesi Müdürü Ramazan Minder bir anma etkinliği sırasında açıklayacaktı. Ayrıca Abdülbaki Gölpınarlı'nın merhumu 'kutup' olarak resmettiği karakalem Saip Efendi portresi de ilk kez gün yüzüne çıkmıştı. Biz de bu kıymetli bilim adamımızı rahmet ve şükranla anıyoruz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları