Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Harun A. Altuntaş

Harun A. Altuntaş

Yazar

Arifzade Şahap Azmi ve Atatürk

Sizlere; Antalya tarihine iz bırakmış Milli Kuvvetler Komutanı Sinan Paşa'dan söz etmiştim. Bugün de yine Milli Mücadele yıllarında, yine Antalya yöresinden bir başka isimden söz edeceğim. Bu da Milli Mücadele'mizin isimsiz kahramanı Arifzade Şahap Azmi (Öçalır)'dir.
Şahap Azmi Bey; 1 Temmuz 1896 günü Adana'nın Seyhan İlçesinde dünyaya geldi.  
Annesi Zeynep Hatun, babası Arifzade Esat Efendi'ydi. İlk öğrenimini Seyhan'da yaptıktan sonra 1911'de İstanbul Sultanisi (İstanbul Erkek Lisesi)'ne girdi. 
Dervişler Köyünde çiftlikleri bulunan babası Arifzade Esat Efendi, her yaz çıktıkları Bürücek yaylasındayken bir payton kazası sonucu Gülek Boğazı'nda uçuruma yuvarlanarak vefat eder.
Şahap Azmi ise 1914'de mezun olduğunda 18 yaşındadır. Aynı yıl Padişah V. Mehmed Reşad tarafından umumi harp ve seferberlik ilân edilir. Şahap Azmi, 1. Dünya Savaşı nedeniyle seferberlik ilan edildiğinde ağabeyi Mustafa Asım ile birlikte askere alınır. Ancak babaları hayatta olmadığından Mustafa Asım, ailesiyle kalmak üzere Antalya'daki evine gönderilir. 
Şahap Azmi ise Şam Baalbek'te İhtiyat Zabiti (yedek subay) ve de makinalı tüfek uzmanı olarak yetiştirilir.
Cemal Paşa komutasındaki Suriye Hicaz cephesinde ön saflarda İngilizlere karşı savaşır. Daha sonra da Güney Cephesi'nde Fransızlar'a karşı Mersin Limanını koruyacaktır. Şam dolaylarındaki Baalbek'te, İhtiyat Zabitleri Namzetleri Talimgâh'ında başarılı olduğu için Osmanlı Harp Madalyası ile birlikte Alman madalyaları verilen ve meçleri takılan; Çanakkale'den Sarıkamış'a, Yemen çöllerine uzanan Birinci Dünya Savaşı dönemindeki Osmanlı Ordusu'nun savaş panoramasının içerisinde yer alır. Şahap Azmi Bey, Trakya sınırında şifre çözücü bir subay olarak savaşa dahil olduktan sonra Halep'teki makineli tüfek kursunu birincilikle bitirmesini bir anlamda, İngilizlerin paralı askerleri olan Hindulara karşı savaşarak gerçekleştirir. 
Osmanlı'nın Yemen Brütüs'ü Mekke Emiri Şerif Hüseyin'in İngilizler tarafından kandırılıp örgütlendirilerek, Osmanlı'ya ihanet etmesi olayı da önemli bir yer tutar. Cemal Paşa tarafından gözetim altında tutulan Şerif Hüseyin'in oğlu Emir Faysal'la babasının yazışmalarının şifrelerinin çözülmesi de önemli bir konudur. Bu şifrelerin çözülmesiyle ihtilalcilerin yakalanıp, İstanbul'da asılarak cezalandırıldığını da unutmamak gerekir.    
Trajik bir sonla biten ve Osmanlı'nın çözülüşünü hızlandıran Sina çölündeki savaşlarda 19 ay kalan Şahap Azmi'nin, komuta ettiği bölükteki bazı askerlerle birlikte on askerden oluşan keşif kolunu bedevi Araplar'ın elinden kurtarmasından dolayı madalyayla ödüllendirilir. 
Komutanı Adolf, terfien Mersin'deki Alman Topçu Kumandanlığı'na giderken onu da yanında götürür. Daha sonra Mersin 68. Alay Kumandanı Yarbay Cevdet Bey, onu Karaduvar Köyüne bölük komutanı olarak atar. 
Şahap Azmi, Mondros Ateşkes Antlaşması'nın imzalanmasının ertesi günü 31 Ekim 1918 günü Adana'ya gelir. O sıralarda, Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı görevinden ayrılan Liman Von Sanders'in yerine atanan Mustafa Kemal Paşa, görevini devralmak üzere, komutanlık merkezi olan Adana'daki Murat Palas Oteli'ne gelmiştir. Askerlerin terhisinin geciktirilmesi ve stratejik öneme sahip Toros tünellerinin İtilaf Devletleri'ne verilmesinin engellenmesi gibi Fransızların ve İngilizlerin hoşuna gitmeyen uygulamalara yönelen Mustafa Kemal Paşa'nın padişaha şikâyet edilmesi sonucunda Yıldırım Orduları Kumandanlığı 7 Kasım 1918'de kapatılarak, Mustafa Kemal Harbiye Nezareti emrine verilir.
Yarbay Cevdet Bey komutasında Ulukışla'ya çekilip oradan Konya'nın Ereğli ilçesi yakınlarındaki bir köyde bir hafta misafir edilirler. Oradan da, Sultaniye (Karapınar) ilçesine geldiklerinde, ilçe girişinde: "Yenik olan askerleri kasabaya sokmayız. Nereye giderlerse gitsinler" diyen bir grup yobazla karşılaştıklarında, kumandan çaresiz kalınca zor kullanarak kasabaya girer ve sormadan da ilçe halkı askerleri bağrına basar. Daha sonra 68. Alay Tümen Komutanlığı'nın bilgisi dahilinde Konya'nın Sille nahiyesine yerleşirler. Akşehir'e geldiklerinde ise istasyonun İngilizler tarafından işgal edildiğini görürler. Oradan trenle Manisa'ya geçerler. Orada da tüm yedek subayların terhis edilmesi üzerine Şahap Azmi de Adana'ya döner.  

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları