"Amaç gündemi saptırmak"

"Amaç gündemi saptırmak"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: "18 maddelik değişiklikle ilgili tartışma, bizim dışımızda pek dile getirilmiyor. Başka konular tartışılıyor. Amaç gündemi saptırmak. Sizin elinizden alınacak hakları duyurmamak. Bunun yolunu, yöntemini arıyorlar."

"Amaç gündemi saptırmak"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 18 maddelik anayasa değişikliği tartışmalarının kendileri dışında pek dile getirilmediğini belirterek, "Başka konular tartışılıyor. Amaç gündemi saptırmak. Sizin elinizden alınacak hakları duyurmamak. Bunun yolunu, yöntemini arıyorlar. Ama söz, karar verdim. Ayın 16'sına kadar hiçbir kısır tartışmanın içerisine girmeyeceğim, girmeyeceğim, girmeyeceğim." dedi.

Saygı duruşundu bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan "Geri Dönüşüm İşçileriyle Buluşma" programında konuşan Kılıçdaroğlu, hayatının her döneminde toplumun sorunlu kesimleriyle hep ilgilendiğini söyledi.

Hep mazlumdan ve haklıdan yana olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, insanları güçlü kılan en önemli unsurun sosyal devlet anlayışı olduğunu ifade etti.

Sosyal devletin, insanı siyasetin odağına koyan devlet olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Toplumun düşük gelirli kesimlerine iyi bir gelecek vadeden devlettir, sosyal devlet. İşsizliği önleyendir. Hastane kapılarında sürünmemek sosyal devletin bir gereğidir. Geliri olmayanların da asgari bir gelire kavuşmaları da sosyal devletin güvencesi ve varlığıdır. Bizim aile sigortasını ısrarla gündeme getirmemizin nedenlerinden biri budur. Hiçbir aile gelirsiz olmasın, yoksulluğun pençesi altında ezilmesin. Çocuklar, onurlarıyla okullara gitsin." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bugün anayasada değiştirilmesi dahi teklif edilmeyen ilk dört madde içerisinde "Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal, hukuk devletidir" denildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Ama bu sosyal hukuk devleti içinde 6,5 milyon işsizimiz var. O zaman sormak gerek, bu sosyal devlet nerede? 17 milyon hanede yoksulluk var, bu sosyal devlet nerede? Anayasal güvence altında olan ekonomik ve sosyal haklar ve bu konuda çıkarılacak yasalar bir kişiye devrediliyor. Bir kişi arzu ettiği zaman asgari ücreti dondurabilecek. Arzu ettiği zaman, istediği derneği kapatabilecek. Sendikayı kapatabilecek. Sayın başkan konuştuğu zaman gittikleri her yerde 'hayır' cevabıyla karşılaştıklarını söyledi. Şimdi size çok önemli bir görev düşüyor. Sosyal devleti savunacaksınız. Kendiniz için değil, herkes için savunacaksınız. Bütün mücadeleyi insan hakları ve hukukun üstünlüğü için yapıyoruz. Zayıf insanı, güçlü devlet karşısında koruyan sistemi egemen kılmak için yapıyoruz. Hukuk devletinin varlık nedeni budur."

Yoksul insanları, geri dönüşüm işçilerinin haklarını savunmanın boyunlarının borcu olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, güçlü bir sosyal devleti birlikte inşa edeceklerini belirtti.

Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'da sandığa gidecek işçilerin haklarını arayacaklarını kaydederek, "Size 'hayır' deyip bütün kapıları yüzünüze kapatanlara bir kez olsun çıkacaksınız ve 'ben de hayır diyorum' diyeceksiniz. Onurunuzla, gururunuzla sandığa gidecek ve 'hayır' oyu kullanacaksınız. Bu sizin bir çığlığınız olacaktır. 'Tek adam rejimine ben de 'hayır' diyeceğim' diyeceksiniz. Tek adam rejiminde nereye gideceksiniz, hakkınızı nerede arayacaksınız? Sadece siz değil, çocuklarınız, anneleriniz, babalarınız sizin arkanızda durmalı." ifadelerini kullandı.

Bir parti propagandası yapmadığını, insan sevgisi olan herkesin, işçilerin ve emekçilerin haklarını savunmaları gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği sürecinde sürekli kendisinin gündem edildiğini anlattı.

- "Üstünlerin hukukunu kurmak istiyorlar, hukukun üstünlüğünü değil"

"Bir kişiye devleti teslim etmenin risklerini hepimiz biliyoruz" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"18 maddelik değişiklikle ilgili tartışma bizim dışımızda pek dile getirilmiyor. Başka konular tartışılıyor. Amaç gündemi saptırmak. Sizin elinizden alınacak hakları duyurmamak. Bunun yolunu, yöntemini arıyorlar. Ama söz, karar verdim. Ayın 16'sına kadar hiçbir kısır tartışmanın içerisine girmeyeceğim, girmeyeceğim, girmeyeceğim. Medeni bir insan gibi onlara çağrı yaptım. Dünya kadar televizyonları var. Buyurun gelin, kavga edecek halimiz yok. Bu tek adam rejiminde ne geliyor, demokratik parlamenter sistemde ne olması lazım, oturup konuşalım. Cesaret edip gelemiyorlar. Yürekleri yetmiyor. Yaptıkları düzenlemenin topluma nasıl bir felaket getireceğinin onlar da farkındalar. Üstünlerin hukukunu kurmak istiyorlar, hukukun üstünlüğünü değil. Tek bir örnek vereceğim size. Kaç bakan olacağına bir tek kişi karar verecek. Bu bakanların görevleri ne olacak, bir kişi karar verecek. Parlamento tamamen devre dışı. Ekonomik ve sosyal haklar ile ilgili tüm kararları bir kişi verecek. Bir kişiye devleti teslim edeceğiz. Emin olun ben bunu anlamakta zorlanıyorum. Devletin bütün dengeleri alt üst olacak. Yeni bir devlet kuracaklar diye sandığa gidecekler. Siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden ne istiyorsunuz? Tarihimizi niye reddediyorsunuz, rejimimizi niye değiştiriyoruz?"

Dünyanın en gelmiş 20 ülkesinde ABD hariç, diğerlerinin tamamının parlamenter sistemle yönetildiğini, dünyanın en yoksul 20 ülkesinde ise başkanlık sistemi olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bize 'üçüncü lige inelim, yoksul ülkelerle aynı lige inelim' diyorlar. Biz de diyoruz ki 'bu ülkede insanların gelecek güvencesine ihtiyacı var. Bu ülkede bütün çocukların iyi okumaya ve iyi beslenmeye ihtiyacı var. Parlamenter sistemde bunları yapabildik, yapıyoruz zaten. Neden bu yetkileri alıyoruz?' Hepimizin düşünmesi lazım. Şimdi elimizde altın gibi bir fırsat var. Siz de 'sosyal devlet istiyorum, tek adam rejimi istemiyorum' deyin ve yüreklice bir 'hayır' verin. Sizin 'hayır' söylemeye herkesten daha fazla hakkınız var. En çok ezilenler sizlersiniz. Hak talebinde bulunduğunda kapılar yüzlerine kapanan sizlersiniz. 'Adalet istiyorum' dediğinizde sesi duyulmayanlar sizlersiniz. Korkuyorlar. Baskı kuruyorlar. İstedikleri kadar baskı kursunlar, istedikleri kadar eziyet etsinler. İstedikleri kadar yeri göğü 'evet' ile donatsınlar. Bu milletin bir onuru var. Bu millet, bu devleti sokakta bulmadı. Birlikte huzur içinde yaşamak istiyor. 'Hayır'da alın teri var. Sokakta da 'hayır' var. İstanbul'da da 'hayır' var. Son yapılan çalışmalar şunu gösteriyor; İstanbul'da en az yüzde 53 'hayır' var. En az yüzde 53. Koskoca Türkiye Cumhuriyetini bir kişiye teslim etmek istemiyoruz. Bu devletin bir parlamentosu var. Bunun bir parti ile ilgisi yoktur. Bunun bir kişiyle de ilgisi yoktur. Bu tamamıyla demokrasiyle ilgilidir. Demokraside sözümüz geçer. Demokraside derdimizi anlatırız, hakkı, hukuku ararız. Eğer hak, hukuk, adalet olmazsa baskı olur. Baskıya direneceğiz, Sizler bu toplumun mazlumları, mağdurlarısınız. Sizlere sahip çıkmak da her onurlu vatandaşın temel görevidir."

Toplantıda Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Kurucusu Ali Mengirlioğlu da kısa bir konuşma yaptı.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ve bazı parti yetkililerinin katıldığı buluşma, Maltepe Geri Dönüşüm Hurdacılar Derneği adına CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na plaket sunulmasıyla sona erdi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.