Değerli okuyucularım bir 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı daha geride bıraktık. 30 Ağustos öncesinde AKP'ye yöneltilen eleştiri; 30 Ağustos'u düzgün kutlamayacaklardı. Valiliklerin kutlamalarının olmaması koronavirüs bahanesi ile resmi törenlerin yapılmaması vb…

Hâlbuki bir ton kutlama oldu Malazgirt Zaferi'nin kutlanması gibi…

***

Ama AKP iktidarı; bir anda panikleyip, son dakika ile 30 Ağustos'a önem verdiği izlenimi yapmaya çalıştı.

Bunu nereden mi anlıyoruz?

30 Ağustos adına ne varsa, tüm haber kanalları son dakikada bağlanarak ortak canlı yayın yaptı.

Peki bu son dakika paniği neydi?

***

Hemen açıklayım: Yine toplumdan tepki geldi ve tabii ki buna oy kaygısı eklendi.

En muhafazakârından tutun da solcusuna, sağcısına, dindarına, milliyetçisine... en koyu AKP'lisinden, en koyu CHP'lisi, İYİ Partilisi hepsi birden ciddi anlamda 30 Ağustosu görmemezlikten gelmek isteyenlere tepkisi gösterdi.

***

Bu tepkilerden panikleyen AKP iktidarı, 30 Ağustos'u kutluyor 'muş' gibi yaptı.

Evet, evet 'Muş' gibi yaptı!..

Çünkü tam anlamıyla bir zafer kutlaması olmadı.

Koronavirüs bahane ise; tonuyla kutlama, etkinlik oluyor. Onların hiçbirine yasak yok.

***

TOPLUMU KUTUPLAŞTIRMA ARACI:

ÖLÜM ORUÇLARI VE İSTİSMAR!

Bu konu çok derin bir mevzudur. Ölüm oruçlarının tarihine inip analiz etmeye kalksam bu satırlar yetmez.

Lakin bugün avukat Ebru Timtik ile ve öncesinde de Grup Yorum üyeleri ile gündeme gelen ölüm oruçları iki kesim açısından istismar alanı olmuştur.

DHKPC terör örgütü için eleman toplama veya sempatizan kazanma aracı olmuştur.

Ki bunu İçişleri Bakanlığı'nın son yayınladığı raporundan da anlıyoruz.

Sadece DHKPC terör örgütü değil, teröre bulaşsın veya bulaşmasın tüm sol gruplar ise bu konuyu AKP iktidarına karşı sert muhalefet aracına dönüştürdüler.

Peki, AKP boş durur mu?

Zaten oya ve tabanını konsolide etmeye ihtiyacı olan AKP; 'Bakın biz gidersek tekrar dirilmeye çalışan sol terör örgütleri gelir. Bakın ölüm oruçları ile sol örgütler yeniden diriliyor. Yeni Gazi olayları ve hatta 80 öncesine dönebilir' vb… gibi istismarlara sarıldı.

AKP, toplumu sol terör örgütleri ile korkutup sağ tabanını konsolide etmeye çalışırken, bir yandan da küçük ortağına sempati besleyenlere de 12 Eylül'den kalma çatışmaları hatırlatıp, 'Erdoğan'a oy verin' çağrısını yineliyor diyebiliriz.

Bunu nasıl mı yaptı? Yalan - yanlış, doğru -eğri hepsini karıştırıp Avukat Ebru Timtik ölüm orucunda öldükten sonra trollerini sosyal medyada piyasaya salmak gibi.

Ben bu olayı tarafsız bakış açısı ile değerlendirdim.

Hassas konu olduğu için çok fazla detaya girmedim.

Savcı Selim Kiraz'ımız gibi aslan bir korkusuz vatanseverimizi katleden bir terör örgütünün de karıştığı bu olaylarda elbette ki tarafımız bellidir.

Ama AKP iktidarının istismarcı siyasetini ve  terör örgütü olmayan karşıtı grupların da fazlaca olayı abartmalarını eleştirdim. Tabiyi ki tarafsız bakışla.

Takdir sizlerin okuyucularım…