Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İzzet Doğan

İzzet Doğan

Yazar

Adil yargılanma hakkı

Birbirleri ile sıkı sıkıya bağlantılı olmasına rağmen yargı kararlarının sonuç olarak doğru veya yanlış olması başka şey, adil yargılanma hakkının ihlali başka şeydir.

Adli istatistiklere göre gerek hukuk ve gerekse ceza mahkemelerince verilen yararların neredeyse yüzde 50'ye yakını yanlış. Oysa Japonya ve Avrupa ülkelerinde yanlış kararların oranı yüzde 10 civarındadır.

Yerel mahkeme kararlarının yanlış kararları Bölge Adliye Mahkemelerinden, Bölge Adliye Mahkemelerinin yanlış kararları Yargıtay'dan, Yargıtay Dairelerinin kararları ise Yargıtay Genel kurulları tarafından saptanmaktadır.

Bu sonuçlara her yıl binlerce dava dosyasında verilen kararlar için yine yargının 'Pardon' dediği gerçeği karşımıza çıkıyor. Elbette ki yargıya olan güvende her geçen gün daha çok azalıyor. Özellikle siyasallaşma suçlamalarının olduğu davalarda hukukun ihmal edildiği iddiaları yoğunluk kazanıyor.

Geçen salı günü yeni bir üyenin seçilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesinde düzenlenen ant içme töreninde, AYM Başkanı Prof. Zühtü Arslan yaptığı konuşma da AYM'nin bugüne dek verdiği ihlal kararlarında -yüzde 52,1 oranında- adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinin görüldüğünü belirtiyor. Bu rakamı verdikten sonra "Bu da adil yargılanmayla ilgili önemli bir mesele olduğunu ve bu meselenin çözülmesi gerektiğini bize söylüyor" diye konuşmuştu.

Adil yargılanma hakkı bireylere dava sonucunda verilen kararının değil, yargılama sürecinin ve usulünün adil olup olmadığını denetletme imkânı verir. Örneğin bireye yasaların tanıdığı haklara saygı gösterilmemesi, yargılama sürecinde karşı tarafın sunduğu kanıtlar ve görüşlerden bilgi sahibi olamamak veya bunlara etkili bir şekilde itiraz etme fırsatının verilmemesi, iddiaların dinlenmemesi, sunulan delillerin yeterince toplanmamış olması, savunma için yeterli zaman verilmemesi, kararın gerekçesiz olması, dosyadaki unsurların görmezlikten gelinmesi, sürecin çok uzun sürmesi ve yargılamanın makul süre içinde bitirilmemesi, ücretsiz avukat sağlanmaması, ihmal veya açık keyfilik halleri gibi halleri adil yargılama hakkının ihlali olarak sayabiliriz.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin "adil yargılanma hakkı" kenar başlıklı 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında: "Herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir."

Sözleşmesinin 6. maddesinin (3) numaralı fıkrasında ise;

"Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir:

a) Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek;

b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak;

c) Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek…" şeklinde adil yargılama ilkelerine yer verilmiştir.

İşte bu adil yargılanma hakkının yüzde 52,1 oranında ihlal edilmiş olması inanılmaz bir orandır.

 

Mitoloji Tanrıcası Themis

Dünyanın her yerinde evrensel adaleti temsil eden mitoloji tanrıçası Themis'in gözlerinin bağlı, bir elinde terazi, diğer elinde ise kılıcın olmasını da şöyle tanımlıyor Prof. Arslan:

"Adalet'in gözünün bağlı olması, tarafların kim olduğuna bakmaksızın onlara 'eşit muamele'de bulunması ilkesini simgeliyor. Hâkimin, mahkemenin 'tarafsızlığı' ise her şeyden önce 'bağımsız olmayı' gerektiriyor. Prof. Arslan, bu noktada Anayasa'nın "Hiçbir organ makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz" şeklindeki 138'inci maddesinin altını çiziyor.

 Adalet'in elinde tuttuğu terazi sayesinde uyuşmazlıkların 'hakkaniyete uygun olarak' çözüme bağlanacağını ve kamu düzeninin sağlanacağını belirtiyor ve "Hukuksuz kalan devlet, yaşam destek ünitesine bağlı bir hasta gibidir" diye konuşmasını sürdürüyor.

 Adalet'in ayrıca hâkimlerin verdikleri kararların uygulanmasını da zorunlu kıldığını vurguluyor. Bu çerçevede iki tarafı keskin kılıç, 'hukukun üstünlüğü'nü ve 'adaletin yaptırım gücü'nü vurguluyor. "Mahkemeye erişim hakkının en önemli unsurlarından biri yargı kararlarının etkili bir şekilde yerine getirilmesidir. Zira aksi durumda mahkemeye erişilmiş ve yargılama yapılmış olması anlamsız hale gelir" diye işaret ediyor Prof. Arslan.

 AYM Başkanı konuşmasının sonunda: "Netice olarak adalet bağımsız ve tarafsız yargı tarafından verilen hakkaniyete uygun kararların hakkıyla icrasını gerektirmektedir. Bu ülkede yargıya yönelik toplumsal güvenin sağlanması ve sürdürülmesi adaletin bu üç unsurunun hayata geçirilmesine bağlıdır." Kanısına vardığını açıklıyor.

Prof. Arslan bu ihlallerin kanundan kaynaklanması halinde yeni ihlallerin önlenmesi için yasal değişiklerin yapılması gerektiği belirtirken ayrıca AYN kararlarındaki ilkelerin tüm idare ve yargısal mercilerce dikkate alınarak benzer olaylarda benzer ihlallerin yapılmasının önlenmesini öneriyor.

Hatırlanacağı üzere 2017 yılı için AİHM'in açıkladığı istatistiklere göre bizim AİHS kapsamında sahip olduğumuz haklardan AİHS'in altıncı maddesinde düzenlenen "Adil yargılama hakkı" ihlalleri birinci sırada yer almıştı. Sözleşmenin tutuklama kurallarına ilişkin "Özgürlük ve güvenlik hakkı" başlığını taşıyan beşinci maddenin ihlalleri ise ikinci sırada, sözleşmenin "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır" diye başlayan "Mülkiyetin korunması" hakkına ilişkin maddesi ise üçüncü sırada yer almıştı.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları